Çad ve Sudan'ın uzlaşısıyla Darfur'da çözüm yakın görünse de, iyimser olmak zor. Fakat felaketi yaşayan Darfurlular açısından bu gelişme hafife alınamaz...
Katar’ın başkenti Doha şu günlerde, Hartum’la Darfur’daki isyancı grupların en büyüğü olan Adalet ve Eşitlik Hareketi arasındami savaşı durduracak bir ‘çerçeve anlaşması’ sağlanması amacıyla, Sudan-Çad-Katar üçlü zirvesine ev sahipliği yapıyor.
Sudan-Çad uzlaşısı, Darfur krizine çıkış yolu bulma amaçlı bütün çabaları hedefine ulaşmayı kolaylaştıran temel bir adım olarak görülüyor. Zira Sudan-Çad krizi Darfur anlaşmazlığının tırmanmasında büyük rol oynadı, bölgesel ve dış müdahalelere kapıları açtı. Haberler, Darfur’daki asıl savaşın bu iki ülke arasında, finanse ettikleri ve silahlandırdıkları milisler kanalıyla yaşandığını belirtiyor.
Adalet ve Eşitlik Hareketi’yle Sudan hükümetinin geçen cumartesi Çad’da bir prensip anlaşması imzalaması birçok anlam içeriyor. Bu anlamların en belirginleri, Çad’ın Hartum tarafından temel aktör olarak tanınması ve Çad’ın yanı sıra onun kanatları altındaki gruplarla öncekilerden farklı bir çözüm sağlamak için işbirliği yapılması. Üçlü zirve prensip anlaşmasını kalıcı bir anlaşmaya çevirmeyi hedefliyor. Doha, Darfurlu liderler ve temsilcilerle Sudan hükümetinin yetkilileri arasındaki uzlaşı müzakerelerine ev sahipliği yaparak anlaşmanın hazırlanmasında büyük rol oynadı.
İyimser olmak zor, zira sorun birçoklarının düşündüğünden daha çözümsüz. Darfur çok sayıda grup var. Bazı uluslararası güçler bu grupları destekliyor ve krizin sakinleşmesini istemiyor. İsrail bu gruplardan bazılarını Doha’daki uzlaşı görüşmelerini boykot etmeye ve bir anlaşmaya karşı çıkmaya teşvik ediyor.
Ne yazık ki, barış girişimine katılmayı, çözümü veya anlaşmayı reddeden büyük hareketlerden biri di Sudan Halk Kurtuluş Ordusu. Bu durum krizin ve masum insanların kanının akıtılmasının sürmesi için dış güçlerin teşvikiyle yeni engeller konulması anlamına geliyor.
Sudan’la uzlaşının ardından Çad’ın da üçlü zirveye katılması, ateşkes sağlanması ve Darfur’da akan kanın durması yolunun büyük kısmının kat edilmesi anlamına geliyor. Bu önemli gelişme, felaketzede olmuş bölge halkına fayda getireceği için hafife alınamaz; (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 23 Şubat 2010)
Kaynak: Radikal