Eski Türklerde yöneticilerin temel özellikleri

İdarecilik ve yönetme sanatı üzerine Türk-İslam tarihinin ilk ürünlerinden biri olan Yusuf Has Hacib’in eseri, Kutadgu Bilig’de ahlak ve siyaset ilkeleri sıralanıyor. 

Bugünün şirketlerinin geçmişteki birçok devletten hem nüfus hem ekonomik olarak büyük olduğunu düşünürsek tarihte siyasetname olarak adı geçen devlet yönetme sanatına dair eserlerde yer alan öğüt ve tavsiyeler bugünün şirket sahipleri ve yöneticileri için de en geçerli kılavuzdur.

İdarecilik ve yönetme sanatı üzerine Türk-İslam tarihinin ilk ürünlerinden biri olan Yusuf Has Hacib’in eseri, Kutadgu Bilig’de ahlak ve siyaset ilkeleri sıralanıyor.

Yönetici sıfatıyla beyin (Patron, CEO, Başkan, idareci) sahip olması gereken özellikleri sıralamış ve başarılı bir beyin neler yapması gerektiği konusunu etraflıca işlenmiş.

Kutadgu Bilig, devlet adamları ve idareciler için gerçek bir rehber, bir ahlak ve tasavvuf kitabı, bir Siyasetname.

Karahanlılar döneminde yazılmış olan bu eserde, ideal devlet yönetiminin ve müreffeh bir toplumun esasları belirtilmeye, böylece yöneticilere yol gösterilmeye çalışılmış.

Aynı dönemde Nizâmü’lMülk’ün Siyaset-Nâme’si ve Muhammed b. Turtuşî’nin Siracü’l-Mülûk adlı eserinin de yazıldığını hatırlatalım.

Demek ki o dönemde ciddi bir devlet yönetme sıkıntısı vardı ki böyle eserlere ihtiyaç duyuldu.

TÜRKLERDE LİDERİN ADI BEY’DİR

Orta Asya’da yaşayan Türklerde devletin başında bulunan lidere genellikle ‘Bey’ diye hitap edilir.

Bey devletle özdeşleştirmiştir.

Devletin dayandığı esas ilke adalet ve akıldır.

Devletin amacı ise adaleti gerçekleştirmektir.

Kanun, siyasi iktidarın sınırlarını belirlemekle onun üstünde olduğunu gösterir.

Ancak kanun da uygulama alanı bulmak için siyasi iktidara muhtaçtır.

BEY AFFEDİCİDİR

Kutadgu Bilig’de yöneticilerin sahip olması gereken özellikler şöyle sıralanır;

Bir: Bey affedicidir

Bir yönetici olarak beyin bütün erdemli özelliklerinin başında en faziletlisi olan, affetme duygusu gelir. Bey suçlu kişinin suçunu affetmelidir.

Yapılan kötü bir hareketin neticesinde bey suçun şahsiliği prensibini esas alarak cezada aşırıya kaçmamalıdır.

Affedici olmayı her zaman cezalandırmaya tercih etmeli, ancak affetmek fesada ve bozgunculuğa neden olacaksa da mutlaka cezalandırmaktan çekinmemelidir.

Fakat bu ceza verilirken suçu oranında verilmesine, aşırıya gidilmemesine çok dikkat edilmelidir.

İntikam ve efendilik bir arada yürümez.

Kişi affedebildiği ölçüde büyür ve yükselir.

Muhammed B. Turtuşi de Siracul Müluk eserinde; “Affın tüm kudretini yöneten bir kral olsun. Sana garanti ediyorum yönettiğin insanlara baskı ve şiddet uygulayarak onları sıkboğaz etmez ya da refah ve lükse boğarak şımartmazsan hepsinin gönlü seninle olacaktır” diyerek bu tezi destekler.

BEY CÖMERTTİR

Geleneksel Türk devlet anlayışının hükümdarda görmek istediği erdemlerin başında cömertlik gelir.

Bey için güzel huyların hepsinin temeli cömertlik ve verme hissidir.

Cömertlik sonucu insanların kalbinde doğan saygı kalıcıdır. Cömertlik vasfına bürünen bey her türlü kötülüğe karşı korunur, iyilik ederek de kendini sağlama alırsa hedeflediği şeyleri mutlaka elde eder.

Yusuf Has Hâcib Kutadgu Bilig adlı eserinde cömertlik üzerinde çok durmuştur.

Beye hitaben çok sayıda tavsiyeler yapmıştır.

Yaptığı tavsiyelerden bazıları şunlardır.

Cömertlik, insanlık fayda ve iyiliğin hep iyi insandan geldiği şüphesidir.

İnsanların itibarsızı, geveze olanıdır. İnsanların itibarlısı cömert olanıdır.

Malını insanlara dağıt, yedir ve içir.

Mal seni kullanacağına sen onu kullan.

İyi hareket et, mal için kaygılanma, iyi hareket edersen mal kendiliğinden gelir.

Mal ve servet kötünün işine yarar, ne kadar mal elde ederse etsin o fakir ile birdir.

Tuzu ekmeği bol tut, başkalarına ikram et, bir kimsenin ayıbını görürsen açma, örtüsünü ört.

Sağlığında her şeyi iyilikle karşıla, malın ve servetin varken onları dağıt ve yedir.

Ey hükümdar hasis olma, cömert ol, cömertliğin adı ebedi kalır.

İnsanlar arasında övülmeğe değer kimdir, cömert övülmek ve hasis ise sövülmeye layıktır.

Beye cömertlik ve alçak gönüllülük lâzımdır, alçak gönüllülük ile birlikte tabiatı da sağlam olmalıdır. Beyler cömert olursa adları dünyaya yayılır, bunların nâm ve şöhretleri ile dünya korunur.

Etrafına üşüşerek asker toplanır ve ordu olur, asker ve ordu ile insan dileğine kavuşur. Ey kahraman vur al ve aldıklarını tekrar yiğitlerine ver.

Cömert ol, bağışla, yedir ve içir, eğer malın eksilirse tekrar vur al ve eksiklerini tamamla.

Sağ elin ile kılıç salla ve vururken sol elinle mal dağıt.

Bey gönlünü açık tutmalı, eli açık olmalı, merhameti de bunlara mütenasip bulunmalıdır.

“Cömert yüzü görmek isteyen hakanın yüzünü görsün.

Görüldüğü gibi bey için cömertlikle zaferler ve yeni yerler almak doğru orantılıdır.

Bey cömert olduğu ölçüde yeni yerleri feth eder, ordusu güçlü, kuvvetli ve istekli olur.

Öte yandan hükümdarın hediye dağıtması onun bir ziynetidir.

Bir şeyler sorup istemesi ise şerefidir, asaletidir. Çünkü Allah kullarına cömert davranmakta olup, kullarından da cimri olanları sevmez.

Bunun için maldan çokça vererek hayır işlemeli, bunu yaparken de israf ederek savurganlık yapmaması gerekir.

Cimrilik ancak başkalarının hazinesini genişlemesine neden olur ve kişiyi cennetten uzaklaştırır

Başarılı bir yönetici himayesindeki aç, yoksul, ihtiyaç sahibi kişileri düşünmeli ve bunlara malından çokça vermelidir.

Malını dağıtmayan yönetici mal toplayan vergi memurundan farksızdır ve o mal her an başka bir ordu tarafından elinden alınır.

Cimrilik insanın dini inançlarını zedeleyen, onu Allah’tan uzaklaştıran vasıflardandır.

Başkasının malına tamah edilerek sürdürülen cimrilik, fakirlikten daha kötüdür. Çünkü fakir insan ihtiyacını bulunca rahatlar, genişler.

Bütün faziletli insanlar hasisten kaçarlar ve cömertin etrafında toplanarak dilek ve arzularına kavuşurlar. Hasislik ile beylik birbirine düşmandır, hasise karşı her yerde isyan edilir.

Hasis bey mal toplar ve hazine yapar, cömert bey bunu kılıç ile vura vura alır.

Hasis kimse tamahkâr olur, tamahkarlık fenadır, tamahkar insanlara dilenci derler.

Hangi bey hasis ise o fakirdir. Fakir kulun gözü tok ise o gönlü zengin bir beydir.

Buradan da anlaşılıyor ki bey, halkın kendisine hasis adını verecek kadar eli sıkı olmamalı ancak parayı saçacak kadar da israf yapmamalı ve ifrata gitmemelidir.

Bahşiş ve para vereceği zaman herkesin rütbesi, makam ve mevkiini göz önünde bulundurmalıdır.

BEY DEDİĞİN SABIRLI OLMALIDIR

Yusuf Has Hacib’e göre sabırlı ve sakin olmak idare edenlerde ve en başta hükümdarda görülmesi gerekir.

Sabır tüm güzel huyların en önünde yer alan ve insanı dizginleyen bir faktördür.

Tüm erdemlerin, zaferlerin ve ganimetlerin sebebi sabırdır.

Sabır başarının garantisidir, acele ve tecrübeden yoksun karar veren kişi ise pişmandır.

İdareci hem sabırlı olmalı, hem düşkünlere yumuşak muamele edebilmelidir.

Sabrın beyde bulunması gereken en önemli faziletlerden birisi olduğu hususuyla ilgili olarak Yusuf Has Hâcib eserinde beye şu tavsiyeleri yapmaktadır;

Hiçbir işte acele etme, sabret kendini tut, kul sabırlı olursa beylik mertebesini bulur. Eğer öfkelenirsen kendini tut sabırlı ol, sabırlı insan sonunda sevince kavuşur.

İnsan sabrederse dileğine kavuşur. Eğer zahmet, kaygı veya endişeye düşen kimse sabrederse kaybettiği huzuru tekrar elde eder.

Sabırlı ol, sabretmek er kişi işidir. Sabır ve sükûnet bey için bir ziynettir. Bunlar beyliğin başta gelen meziyetleridir.

O gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü, şefkatli ve sakin tabiatlı olmalıdır.

Sabredersen mihnet, senin için nimet olur.

Nimet için şükür daha da artar.

BEY VEFAKAR OLMALIDIR

İyi bir bey gerek yönettiklerine, gerek hizmetkârlarına, gerekse kendisine her konuda yardımcı olan kişilere karşı vefakâr ve kadirşinas olması gerekir.

Vefakârlık et, insan ol ve adını yükselt.

Başkalarının yükünü yüklen fakat onlara yük yükleme.

BEY FAZİLETLİ OLMALIDIR

Bey, her türlü fazileti tam olarak elde etmeli, uygunsuz ve olmayacak şeylerden uzak durmalıdır.

Bey gönlü ve dilini doğru, faziletini de yüksek tutmalıdır ki yolunu şaşırmasın, doğru yoldan hiçbir

zaman ayrılmasın.

BEY MÜTEVAZİ OLMALIDIR

Bey mütevazı ve alçak gönüllü olmalı, suçlu kimselerin de suçunu affetmelidir.

Sana beylik erişirse, bu devirde saç ve sakalının ağarması için kendini küçük tut ve mütevazı ol.

Öç ve kibri gönülden atmalı, ne varsa dilinde de o olmalıdır.

Eğer bir bey olursan, buna karşı tevazu ve nezaket fedakârlığını göze al.

Nazik insan saadeti hazmeder, insan nazik olursa devlete lâyık olur.

BEY TOK GÖZLÜ VE UTANMA SAHİBİ OLMALIDIR

Kişiyi bütün uygunsuz işlere ulaştıran veya o işlere ulaşmasına engel olan hayâdır (utanma).

Hayâ iyi bir yönetici için olmazsa olmaz özelliklerdendir.

Bey memleketini iyice koruyabilmesi için hayâ sahibi, yumuşak huylu ve merhametli olmalıdır.

Bunun yanında hayâsız kimseler ve hizmetkârlardan da uzak durmalı, onlardan kendini korumalı, kendinden uzak tutmalıdır ki ikbale erebilsin, onların hayâsız hareketlerinden kendini koruyabilsin.

BEY KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN UZAK DURMALIDIR

İyi ve temiz bir Bey’de bulunması gereken en önemli erdemlerden biri de onun içki, kumar ve zinadan uzak durmasıdır.

Bey içki içmemeli ve fesatlık yapmamalıdır, bu iki hareket yüzünden sonunda ikbal elden gider.

Dünya beyleri şarabın tadına alışırsa, memleketin ve halkın bundan çekeceği zahmet çok acı olur.

Dünyaya sahip olan vaktini kumara verirse, memleketi bozar ve kendiside muhtaç duruma düşer.

BEY TATLI DİLLİ DOĞRU SÖZLÜ OLMALIDIR

Dil, insanı kıymetlendirir, saadete erdirdiği gibi kıymetten düşürüp başını da derde sokar.

Sözün boş yere söylenmemesi gerekir ki fayda getirsin.

Boş yere söylenen söz kişiye faydadan çok zarar getirir.

Eski Türk yazıtlarında, “bu sözümde yanlış var mı” diye seslenmek suretiyle hükümdarlar halka her zaman doğruyu söylemeye çalıştıklarını gösterirler.

İnsan iki şey ile kendisini ihtiyarlamaktan kurtarır, biri iyi iş, diğeri iyi söz. İnsan sözünü dili ile söyler, sözü iyi olursa yüzü parlar.

Beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı ki halka faydalı olsun ve güneşi doğsun.

Beyin gönlü, dili ve tabiatı düzgün olmazsa saadet o memlekette dolaşamaz kaçar.

Beyin sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın.

Halk içinde kim nüfuz sahibi olursa onun dili ve sözü tatlı olmalı, kendisi tevazu göstermelidir.

Gönlünü ve dilini doğru tut.

Çok söz söyleme, kendine hâkim ol ve dilini muhafaza et, çok sözün kıymeti kalmaz.

Konuyla ilgili en güzel nasihatleri veren Yusuf Has Hâcib, eserinde şöyle der:

Doğru ol, dürüst hareket et, doğruluk insanı mes’ud eder.

Büyük ve halka baş olmak istersen doğru yoldan şaşma, zenginlik ve dünya nimetleri istersen bunlar doğruluk ile elde edilir.

Beyliğin temeli doğruluk üzerine kurulmuştur. Doğruluğun temeli beyliğin esasıdır.

Bey doğru olur ve ülkeye böyle hüküm ederse bütün dileklerine kavuşur.

Saadette yükselmek için insana doğruluk lazım gelir, insanlık doğruluğun adıdır.

Bey ne kadar doğru olur ve iyi hareket ederse halk için o kadar mesud bir devir ve hayat başlar.

Doğruluk bir sermayedir ve bütün iyilikler bu sermayenin kârıdır, bu kâr ile insan ebedi tadı bulmuştur. Düşüncen ve sözlerin doğru, hareketlerin güvenli olsun, saadet ve bütün bu dünya nimetleri sana gelir. Sağa sola meyletme doğru dur, gönlünü dürüst tut, doğru olan her iki dünyada da doğruluk bulur.

İş ve eylemlerinde doğruluktan ayrılmayan bey, Tanrının sevgisini kazanır.

Halka kızmış dahi olsa kesinlikle doğruluktan ayrılmaması gerekir.

Büyüğe küçüğe karşı daima doğrulukla hükmetmeli ve doğru dürüst olmayan kişilerle de birlikte olmamalıdır.

Doğruluğu kendisine imanla eş edinmeli, özünü, sözünü ve gönlünü daima temiz tutarak, insanlar içinde mahcup olmadan alnı açık, başı dik bir şekilde gezebilmeyi kendine hedef edinmelidir. Ancak bu şekilde hareket edebilen bey kendini ve halkını saadete erdirebilir, böylece de adı ölümsüzleşir.

BEY DİKKATLİ VE TEDBİRLİ OLMALIDIR

Bey tüm işlerinde itidalli ve uyanık olmak zorundadır. Çünkü uyanık olmaz ise bunun cezasını halk çeker.

Bir memleketin kilidi iki şeyden ibarettir, biri ihtiyatlılık, biri kanundur.

Hangi bey ihtiyatlı ise o memleketini muhafaza eder, düşmana boyun eğdirir ve onu sımsıkı bağlar.

Beyler ihmalkâr olurlarsa işlerini başaramazlar, beyliğini de devam ettiremezler.

BEY ÖFKESİNE YENİK DÜŞMEMELİ, ZALİM OLMAMALIDIR

Zalim olma, zulmü kötülere karşı tatbik et, bütün memleketi kötülerden temizle.

Ey hükümdar ihsanda bulunurken acele et ve çabuk karar ver, cezalandırmak ve dayak atma hususunda acele etme teenni ile hareket et.

Herhangi bir memleket kılıç ve kuvvetle alınabilir, fakat bu hâkimiyet şiddet ve intikal ile uzun yıllar devam ettirilemez.

Eğer beyler zalim ve kötü olursa, onların hizmetinde bulunanlar iyi izden ayrılırlar.

Otorite sahibi zulmetmeye niyetlendiği ya da bizzat zalim olduğu zaman Allah onun memleketine kıtlık, çarşılarına, ekinlerine, hayvanlarına ve her şeyine mahrumiyet verir.

Ama hayır ve adalet ilkesine sarılırsa Rabb'in bereketi o hükümdarın memleketi üzerine yağmur gibi yağar.

Beyin tebâasına adil davranması, haklıyı haksızdan ayırması ve adalet dağıtması gerekir.

Zulümden uzak olması onu ülkesinde sözü geçen biri haline getirir ve böyle bir kişinin yararı toplumun her kesimine dokunur, böyle bir beyin ülkesinde ticaret gelişir, imar faaliyetleri artar, fuhuş yapanlar ve tefeciler perişan olur.

Ancak yetki kargaşası, zulüm artınca fesat ülkenin üzerine kara bulut gibi çöker.

Ülkede zûl yaygınlaşır, toplumu toplum yapan tüm değerler param parça olur, günahlar artar,

ülkedeki bereket azalır, insanlarda ümitsizlik ve karamsarlık duyguları baş gösterir.

Ey akıllı yiğit öfkeyi kendinden uzaklaştır.

Ey bilgili bey hiddetlenme iyi ad kazan.

Öfke ve gazap ile işe yaklaşma, eğer yaklaşırsan ömrü heder edersin.

Öfke ile kalkan perişanlıkla oturur, insan hiddetlenince işinde yanılır.

İşinde hiddetli olma, öfkene hâkim ol, beyler hiddetli olursa mülk ve saltanat haleldâr olur.

Heves ve öfke anında hiçbir iş yapma, her iki halde de dişini sık sabret.

Sultana lâzım olan sakin, mülayim tabiat ve itidaldir.

Sultan gücünün yetmediğine karşı gazaplanması acizliğinin ifadesidir.

Elinin altında bulunanlardan gücü yetirdiklerine karşı gazaplanması ise alçaklıktır.

BEY ADİL OLMALIDIR

Eğer devamlı ve ebedi beylik istiyorsan adaletten ayrılma ve halk üzerinden zulmü kaldır.

Adaletle iş gör buna gayret et, hiçbir zaman zulüm etme, tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür.

Memleketin direği sağlamlığı, esası ve kökü iki şeye bağlıdır;

Bunlardan biri halkın hakkı olan kanun, diğeri de hizmette bulunanlara dağıtılan gümüştür.

Kanun himayesinde halk sevinç içinde yaşamalı ve parayı görerek hizmet edenlerin de yüzleri gülmelidir. Bu iki zümre beyden memnun olursa memleketi ve idaresi düzene girer, bey huzura kavuşur.

Herhangi bir bey halka kanun vermez, halkı korumaz ve halkın serveti kapanın elinde kalırsa halkın içine ateş atmış olur, memleketi bozulur ve beyliğin temeli yıkılır.