Suriye lideri Beşşar Esad, Arap devrimlerinde belirgin bir geleneği kırdı. Salı günü iki saate varan ve yeni hiçbir sürpriz içermeyen 4. konuşmasını yaptı. Bazıları, dış komployla mücadele ve terörle savaşı ön plana almasını, gelecekte daha fazla şiddet eyleminin yol haritası olarak gördü.
Esad, Suriyelilere ve dünyaya güvenlik ve ‘terörle savaş’ kararlılığının her şeyin önünde olduğu, bu iki hedef gerçekleşmeden gerçekçi bir reformun ve ulusal uzlaşının olmayacağı yollu açık bir mesaj göndermek istedi. Demokratik değişim isteyen Suriye ayaklanması 10. ayını tamamlamak üzere ve toprak üzerindeki gelişmeler, ülkenin mezhepçi iç savaşa kaydığını teyit ediyor. Şiddet olaylarının sürekli yükselişte olduğunu dikkate alırsak, rejimin terörü ve dış komployu bitirme savaşı aylara ve hatta yıllara uzayabilir.
Güç gösterisi mi zayıflık mı?
Esad’ın 4. konuşması reformlardan, olağanüstü halin kaldırılmasından, medya özgürlüklerinin verilmesinden ve siyasi çoğulculuktan bahsettiği 1. ve 2. konuşmalarından farklıydı. Arap Birliği’ne, Körfez ülkelerine ve yanıltıcı uydu kanallarına, istisnasız herkese ateş açtı. Peki bu ateş açma, güç göstergesi mi yoksa zayıflık mı?
Bazıları, Esad’ın ABD, Avrupa ve bazı Arap ülkelerince dayatılan ablukanın etkisiyle artmaya başlayan ezici ekonomik krizin gölgesinde yalnız yaşadığını söylüyor. Arapların alternatifi ve ablukayı kırmak için destekçi unsur olabilecek İranlı müttefikin ise Batı yaptırımları yüzünden zor ekonomik şartlar yaşaması, bu krizi arttırıyor. Buna karşın bazıları da Esad’ın konuşmasına özgüveninin yansıdığını ve Rusya-Çin desteğiyle daha da güçlendiği mesajı verdiğini düşünüyor. Esad’ın kafa karışıklığıyla dolu önceki konuşmalarına kıyasla bu sefer kendine daha fazla güvendiği tartışmasız, ancak çıkış yolu aramak için zeki bir diplomasi yürütülmediği takdirde ve kanlı güvenlik çözümlerine dayanılması halinde bu güven aşınabilir. Zira Esad’ın bahsini ettiği dış komplonun boyutu büyük ve bu komplocuların parası var.
Suriye rejimi güçlü yumruğuyla elde ettiği bazı başarılar sayesinde güçlü olduğunu düşünüyorsa eğer, halkına ödünler vermesi ve krizden çıkma yönünde siyasi çözüm araması için en uygun zaman bu. Esad, muhalefetin kendisiyle diyalog masasına oturmayı ve ulusal birlik hükümetine katılmayı reddettiğini itiraf ediyor, ancak muhalefetin bu tutumu neden aldığını belirtmiyor. Sebebi basit: Diyaloğun ciddiyetine ve rejimin anlaşmayı yerine getirmesine duyulan güvensizlik. Tehditlere boğulduktan sonra bu reddetme halinin artacağı kesin. Çünkü tehditler, güvenliğin zayıflaması ve terörün yayılması için uygun ortamın oluşması demektir.
Tek çıkış siyasi çözüm
Ayrıca muhalefet, kendisini ihanetle suçlayan, dış güçlerle ilişkili olduğunu ve planlarının hayata geçirilmesine katıldığını belirten rejimle nasıl diyalog masasına oturabilir?
Suriye rejimi, tutumlarını, iç ve dış politikalarını gözden geçirmeli. Gözlemci heyete ve protokollerine gösterilen esneklik, kendisine nefes alma alanı açtı. Fakat gözlemciler, rejime çalışan grupların saldırısına maruz kaldı. Bu durum, esnekliğin getirdiği birçok diplomatik başarıyı bitirdi. Arapların geçen on yıl boyunca Suriye’nin yanında durmadığı konusunda Esad’la hemfikiriz. Hatta bazıları, Suriye’ye komplo kurdu, ancak önceki otuz yıl boyunca yanında yer aldı. Rejim, o yıllarda siyasi ve ekonomik reformlara dair ne gerçekleştirdi? Şartlar, o dönemde kısmen istikrarlıydı. Türkiye’de AKP’nin iktidara gelmesinin on yıl boyunca Türkiye’yi dünya standartlarında 17. ekonomik güç haline getirdiğini hatırlatmak isteriz. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, ülkesini aynı süre zarfında dünya standartlarında 4. ekonomik güç haline getirdi. Suriye dışındaki muhalefetten veya özellikle bazı oluşumlarından biraz mütevazı olmalarını istiyoruz. Bazıları Arap Birliği’ne yükleniyor ve Amerikan uçak gemileri Lazkiye, Tartus ve Banyas kıyılarında muhalefetin bir işaretiyle müdahaleye hazırmış gibi soruna uluslararası boyut kazandırma imasında bulunuyor. Bu tutumları, stratejilerine hizmet etmez ve hedeflerine yaklaştırmaz.
Başbakan Erdoğan, Suriye’nin tüm bölgeyi patlatacak yıkıcı mezhep savaşına gireceğini söylerken haklıydı. Maalesef bu savaşı para ve silahla körüklemeye çalışan Arap ve yabancı ülkeler var. Maalesef Suriye rejimi sadece güvenlik çözümlerine dayanmayı sürdürüyor. İnkâr, inat ve kan akıtma halinin sürmesi, bu kimselerin işini kolaylaştırıyor. Suriye krizinden çıkış yolu siyasi çözümdür. Çünkü bunun alternatifi, rejim, muhalefet ve nihayetinde en büyük kurban olacak Suriye halkı için bir felakettir. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 11 Ocak 2012)
Kaynak: Radikal