Ayaklanmacıların kazanımları ve göstergeler, Suriye’nin gelecek aylarda bölüneceğine işaret edince, haberlere göre, rejim ordusu kullanmak üzere kimyasal silahları hazır etti. ABD ve Nato, sert uyarılar gönderip Türkiye’nin güneyine patriot bataryaları yerleştirmeyi onayladı ki Suriye’de sonucu belirleyebilecek bir adımdır. Suriye’deki iç savaş kritik bir aşamaya gelmiş görünüyor; Beşşar Esad ya gitmek yahut sonuna kadar savaşmak seçeneğiyle karşı karşıya.
Doğrusu, Suriye yönetiminin halkına karşı kitle imha silahları kullanmaya niyet ettiğine dair muayyen işaret yok ve Pazartesi günü, yönetim sözcüleri böylesi bir ihtimalin olduğunu reddettiler. Bu silahlar, Esad’ın ülkeyi terk etme kozundan dış müdahaleye karşı caydırıcı olmaya veya Nusayrilerin mesken tuttuğu bölgelere çekilecek olmasını perdelemeye dek çeşitli senaryolarda farklı roller oynuyorlar.
Bazı haberler Esad’ın Küba, Venezüella veya Ekvator gibi Latin Amerika ülkelerine iltica arayışında olduğunu iddia ediyor. Suriye devlet başkanı böyle bir ihtimalin olduğunu reddederek Suriye’de yaşayıp ölme sözü verdiyse de son askeri ve diplomatik talihi ölümden yana dönmeyi sürdürdüğü için konu üzerinde tekrar düşüneceği farzedilebilinir.
Kimyasal silah tehdidi ona bir miktar dokunulmazlık sağlayabilir ve o silahları kullanmadığı takdirde, ülkeden çıkışı için uygun şartlar sunabilir. Stratfor düşünce kuruluşu, Suriye dışişleri bakanlığı sözcüsü Cihad Maksidi’nin ülkeden çekip gitmesinin “Esad ailesinin güvenli çıkışını müzakere etme ve Nusayri azınlığın güvenliğini garantileme yönündeki diplomatik çabaları kolaylaştırma” amaçlı olabileceğini kaydetmişti.
Ancak ABD Başkanı Obama ve diğer batılı liderlerin işaret ettiği gibi bazı kaygı nedenleri var. Obama, Pazartesi günü New York Times’ta yayınlanan bir söyleşide Esad’a hitap ederek “kimyasal silahların kullanılması bütünüyle kabul edilemezdir” dedi. “Bu silahları kullanarak acıklı bir hata yaparsanız neticeleri olacaktır ve bundan mes’ul tutulacaksınız.” Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Esad’ı “gözü dönmüş/çaresiz” diye niteleyerek bunun Esad’ı kitle imha silahlarını kullanmaya sevk edebileceğini söyledi.
Wired dergisi ise Suriye ordusunun sarin gazıyla silahlanmaya başladığını haber verdi. İsmi açıklanmayan bir Amerikalı yetkili dergiye “fiziken, uçağa yükleyip kullanacakları noktaya vardırlar” diye açıklamada bulundu.
Teyid edilmeyen bazı haberler ise daha ileriye giderek savaş başlıklarının ülkenin kuzeyine, muhtemelen Halep’e nakledildiğini iddia etti. Oradaki durum Esad için hassaten kötü. Oxford Analytica adlı analiz firmasına göre “Esad’a bağlı kuvvetlerin gelecek aylarda stratejik mevkileri kaybetmesi muhtemel; bu ise 2013 ortalarına kadar geniş ve bitişik bir ayaklanmacı alanının kurulmasına yol verecektir.”
Rejimin en büyük şehir ve ticari merkez olan Halep’i ele geçirememesi ve hava gücüne gitgide daha çok bel bağlanması gibi göstergeler, insan gücünde kıtlık yaşandığını vurguluyor. Ordunun çoğunluğunu sadâkatleri kesin olmayan Sünni Müslüman erler oluşturuyor; çoğunluğu teşkil eden mezheptaşları üzerine gönderildiklerinde ordudan kaçabilirler ve haberlere göre Suriye yönetiminin askeri harekâtlarda sınırlı bir asker havuzu var. Global Post haberine göre “28 yaşındaki Lazkiyeli Ali, rejimin Nusayrilerden zorla askere adam almasından sonra, ziyaret ettiği Nusayri köylerinde erkek kalmadığını söyledi.”
Esad daha uzun süre kavga edebilirse de savaşı açıkça kaybettiği görülüyor. Ayaklanmacıların son günlerde ilerleme kaydettiği başkent Şam için de geçerli bu. Şehrin kenar mahallelerinde hükümet güçleriyle meydan muharebesi yapıyor ve uluslararası hava trafiğinde aksamlara ve diğer kesintilere yol açıyorlar.
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat’ın Suriye’deki Dürzileri ayaklanmacılara katılmaya teşvik etmesi kayda değer bir sembolik önem taşımaktadır. Canbolat’ın Foreign Policy’de yayınlanan Rüzgargülü başlıklı makalesi zamanın güçlüsüyle aynı safta olduğunu ve her daim kendi mezhebini gözettiğini gösterdi. Esad’ın uluslararası tecridi de artıyor. New York Times’ın bir haberine göre bir Türk yetkilisi “Rusya’nın, Beşşar Esad’ı iktidarı bırakmaya ikna edecek yeni bir diplomatik yaklaşımı Pazartesi günü kabul ettiğini” açıkladı.
Atlantic’e göre İsrail, Suriye’nin kimyasal silahlarını bombalama izni için iki kez Ürdün’ün kapısını çaldı fakat bu kabul görmedi. Bu esnada, Suriye sınırında uçuşa yasak bölge oluşturuluyor olabilir. Geleneksel uçuşa yasak bölge uygulaması tam bir hava hâkimiyeti tesisini öngörse de Türkiye’nin güneyine gönderilecek patriot füzeleri, Suriye uçaklarını sınırdan yaklaşık 100 kilometre ötede tutabilir. Suriye’nin hayati hava gücü üstünlüğünün bu bölgelerde etkisizleştirilmesi, rakip bir ayaklanmacı rejiminin kurulmasına ve nihayetinde Esad’ın mağlubiyetine katkı sunabilir.
Esad sırtını duvara rastlamış görünüyor. Gitmek ile savaşmak arasındaki seçimi onun için ve diğer binlerce Suriyeli Nusayri için ölüm kalım meselesidir. Yaklaşık iki yıldır süren ayaklanmadaki can kayıpları 40.000’ne yaklaşırken, BM kendi çalışanlarının hayatından korku duyduğundan dolayı hava operasyonlarının ölçeğini küçültürken, Suriye üzerinde de vahim bir aciliyet hissi geziniyor.
Kaynak: Atimes
Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı