Ergenekon generalleri Rus-yandaşı mı?

Ergenekon soruşturması sürecinde yaşananlar bir nevi TSK içindeki Avrasyacı generallerin tasfiyesi anlamına mı geliyor? Türkiye'nin rotasını Batı'dan Doğu'ya doğru çevirmek isteyen Rus-yandaşı generaller tutuklanıyor, Amerikan-yandaşı generaller de Ergenekon sürecine sesini bu yüzden mi çıkarmıyor? Bu sayede mi bu soruşturma böyle ilerleyebiliyor?

Bu sorulara özgürlükçü-demokrat kalemlerden de onay veren değerli isimler var. Geçen hafta İhsan Dağı, Yasemin Çongar ve Lale Sarıibrahimoğlu da bu mesele etrafında yazılar kaleme aldı. Üç yazarın da kanaati yukarıdaki sorulara 'evet' deme eğiliminde...

Bu noktada ben farklı düşünüyorum... Bana göre Ergenekon yapılanması çerçevesinde bir darbe arayışı içinde olan generaller Avrasyacı dış politika perspektifine ideolojik olarak inanmış isimler değil. Böyle bir özel ideolojik Rus-yandaşı kaygıları yok... Türkiye'yi bir darbe ortamına sürüklemek isteyen Ergenekon yapılanması net bir politik ideolojisi olan, ve bu ideoloji doğrultusunda iktidar arayan bir yapılanma değildi... Bu yapılanma her ne olursa olsun iktidara ulaşmayı hedefliyordu. Hangi ideolojik ve politik işbirliği onlara iktidar sağlarsa o ideolojik-politik bloğa bağlı bir iktidar olacaktı bu yapılanma... Dolayısıyla karşımızda güç arayan Rus-yandaşı bir ideoloji yok, bir yerden yandaş ideoloji arayan bir güç var...

Rus-yandaşı denilen bu öncül kadro ABD'nin en müfrit neo-con isimleriyle, İsrail'in en aşırı-sağcı siyasi aktörleriyle temastaydı... Bu temaslarında sürekli AKP'nin antisemitik ve Amerikan-düşmanı olduğunu söylüyorlardı. Ergenekon'un bütün dış propagandası AKP'nin özünün köktendinci olup Türkiye'yi Batı rotasından çıkarmak istediğine odaklanmıştı. AKP'nin AB yönünde attığı kararlı adımlar da elbette ellerini zayıflatıyordu... Aynı yapılanma içeride ise antisemitizmi ve Amerikan-karşıtlığını sistematik biçimde kışkırtıyordu. AKP'nin Yahudi ve Amerikan kuklası bir parti olduğunu söyleyerek, AKP'nin dindar tabanını partiden uzaklaştırmayı amaçlıyordu... İşte cumartesi yazdığım Kurtlar Vadisi (2003-2006) TV dizisi ve sinema filmi de bu Ergenekon tezgâhını tamamen destekleyen bir nitelik arzediyordu. Ergenekon'un tartışmasız en başarılı projesi buydu... AKP elitlerinin bir kısmı da feci şekilde bu tezgâha geldiler. Filmin galasına gidip akıl almaz sözler sarfettiler... Hükümetlerini iktidardan indirme operasyonuna bizzat kendileri zemin hazırladılar. Bu açıdan 2006 çok kritik bir yıldı. Ergenekon'un "Zafere yakınız" diye inandığı ve nispeten öyle de olduğu bir yıl... Bu konuyu ayrıca işleyeceğim...

Ergenekon generallerinin Rus-yandaşlığı meselesine dönelim... Bu generaller eğer bahsettiğim bağlantılarıyla ABD ve İsrail yönetimini ikna edebilselerdi en büyük Avrasya-düşmanı isimler olurlardı, hiç kuşkunuz olmasın... Tabii aynı şekilde Rusya-Çin-İran bloğunun yeterince güçlü olduğunu hissetseler, böyle bir ittifakla kotarılacak bir darbede bu bloğun ABD'ye karşı bu darbe yönetimini ciddi biçimde kollayacağına inansalar, şüphesiz ki tam gaz Avrasya-yandaşı, Rus-yandaşı olurlardı...

Neo-con ABD yönetiminin desteği alınsaydı, öyle bir konjonktür olurdu ki darbeyi yapabilen Ergenekon generalleri Doğu Perinçek ve ekibini yine içeride tutardı, hatta tümüyle tasfiye ederdi... Şu an Ergenekon cephesinde görülen birçok insan da yine acılar yaşardı, işkence tezgâhlarından geçerdi... Kimi Cumhuriyet yazarlarına da yine Ziverbey yolu gözükürdü...

12 Eylül öncesi bir kaos ve darbe ortamının yaratılması için enstrüman olarak kullanılan, cinayetler ve katliamlar işlettirilen, gelen darbe yönetimi tarafından taltif edileceğini sanan fakat darbe girişimi başarıya ulaştıktan sonra da hapislerde çürüyen, işkence tezgâhlarından geçen ülkücüler ve MHP camiası bu senaryoyu iyi bilirler...

12 Mart öncesi Marksist bir cunta gelecek ve bu ülkede sosyalist devrim yapılacak diye beklenti içinde olan, bu sebeple "devrim şartlarının olgunlaşması" için, yani bir kaos ve darbe ortamının yaratılması için desteklenen, mısır patlatır gibi sağa sola bomba attırılan, silahlı mücadeleye, gaspa, soyguna teşvik edilen sonra da insafsızca katledilen gençlerin hapislerde yatan, işkenceler gören arkadaşları da bu senaryoyu iyi bilirler...

Darbe amacındaki generaller için tek geçerli şey "darbe şartlarının olgunlaşması" yani halkın yıldırılması, hükümetin zayıflatılması ve bu şartlar vesilesiyle kallavi bir dış destek bulunmasıdır...

Bu ortam yaratılsın da ister Amerikan-yandaşı ister Rus-yandaşı, ister sağcı ister solcu olunmuş bu general zihniyeti için hiç fark etmez... Yeter ki iktidara sahip olabilsinler... Her zaman bu zihniyete karşı çok dikkatli olmak lazım... AKP'nin de özellikle 2006'da düştüğü tezgâha düşmemesi lazım...

Kaynak: Taraf