Ne çöküş ama. Türkiye'nin en yüksek mahkemesi dün, devletin anayasal laiklik ilkesine tehdit oluşturdukları gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve iktidar partisine yasak getirmeye yönelik davayı görmeye karar verdi. İslam dünyasının önde gelen demokrasisi bir kez daha aylar sürecek bir siyasi belirsizlikle yüz yüze.
Ordu ses çıkaramıyor
Anayasa Mahkemesi'nin davayı görme kararı alması hayal kırıklığına yol açsa da şaşkınlık yaratmadı. Nitekim yargı, ordu ve bürokrasiyle birlikte Türkiye'nin laik yapısını oluşturuyor. Laikler kökleri siyasi İslam'da bulunan ve 2002 yılında iktidara gelmiş AKP'nin büyük başarısını çekemiyor. Laik siyasetçiler Erdoğan'ın partisini oy sandıklarında geçemiyor. Ordu partiyi bir darbeden söz ederek korkutamıyor. Bu yüzden, Erdoğan'ın ortaya koyduğu iddia edilen 'laiklik karşıtı' faaliyetlere karşı barikatları yargıçlar koruyor. Savaş sebebi, 1989 yılında üniversitelere konulan başörtüsü takma yasağının geçenlerde gevşetilmiş olması.
Bazı Türkler söz konusu olayı doğru biçimde, yargının seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik çabası olarak görüyor. AKP sadece dokuz ay önce, Türk standartlarında bir bozgun gibi değerlendirilebilecek bir sonuçla, oyların yüzde 47'sini ve mecliste çoğunluğu alarak orduya gücünü göstermişti. AKP'yi kapatma davasının görüleceği haberiyle Türk Lirası, tahvilleri ve hisse senetleri zayıfladı. Yatırımcılar Erdoğan hükümetinin ekonomiye ve Türkiye'nin AB üyeliği emeliyle ilişkili reformlara odaklanamamasından korkuyor.
AKP son altı yıldır konuşma, giyinme ve inanç serbestliği meselelerinde liberal korumaları güçlendirdi. Partinin işi henüz bitmedi ve laikler Erdoğan'ın önünü kesmek için ellerinden geleni yapıyor. Fakat Erdoğan şimdiye dek Türkiye demokrasisini yolunda tutmayı başardı. Türklerin çoğunun yine onu desteklemesi doğal.
Kaynak: Radikal