Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin'in bugün Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. İki ülke arasına ekonomik bir takım anlaşmalar imzalanacak. Bununla birlikte Suriye krizi de Türkiye başbakanı ve Rusya liderinin gündeminde olacak. Peki, Türkiye'de Rusya'nın Suriye konusundaki tutumunda değişiklik yapacağına dair herhangi bir beklenti var mı?
Ortada kesin olan hiçbir şey yok. Elimizde ise bazı işaretler ve sızan bazı bilgiler var. Örneğin; Ankara'daki Rus büyükelçisi, Ekim ayında Esad'a silah taşıyor iddiasıyla Rusya'dan Suriye'ye hareket eden uçağın Türkiye'de durdurulması yüzünden iki ülke arasında oluşan gerilimi aşmak istediklerine dair açıklamalarda bulunmuştu ve elçi "Bu kötü olayı ne kadar çabuk aşarsak o kadar iyi olur!" ifadelerini kullanmıştı.
Soru şu: Bu olayın aşılması kim için daha iyi olur? Suriye krizinden siyasi, askeri ve güvenlik açısından etkilenen Türkiye için mi, yoksa Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullanarak ve Esad'a silah göndererek Suriye kanıyla şımarıklığında ileri giden Moskova için mi?
Türkiye'nin tek çıkarı sakin ve güvenli bir komşuya sahip olmak istemesi. Ancak bunun için Esad'ın katliamlarını durdurmak ve Suriye halkının isteklerine saygı duyması gerek. Çünkü Suriyeliler bunun için yaklaşık kırk bin kurban verdi ve vermeye devam ediyor.
Moskova ise kendi çıkarlarına uygun olarak kendi halkının katili olan adamla yan yana duruyor. Şam diktatörüyle aleni değil ama anlaşılmaz bir şekilde iş birliği içinde. Suriye'deki savaş artık Şam'ın içinde, diğer şehirlerin etrafında veya köylerinde değil. Halk artık doğrudan rejimi düşürmeyi istiyor, şehirleri ele geçirmeyi değil. Moskova'ya bakıldığında ise, gerçekler, Rusya'nın ne olursa olsun Esad'ın kalmasını istediğini söylüyor. Özellikle de savaş Şam'ın merkezine sıçradığından beri büyük tehdit altında olan rejimin devamını arzuluyor.
Eğer mesele fiyat meselesiyle bu konunun, özellikle de bölgedeki değişimler göz önünde bulundurulduğunda çok ucuza kapanacağından emin olabiliriz. Rusya'nın ne yapmak istediği, çıkarlarının ne olduğu ve Esad rejimini destekleme de neden bu kadar ileri gittiği ise asla anlaşılmayan bir konu.
Suriye dosyasıyla ilgili olarak bazı kaynaklar güzel bilgiler içeriyor. Mesela, bazılarına göre, Rusya şu an Beşşar Esad'ın konumunu yeniden değerlendirmeye başladı. Bu da Rusların bölgede birkaç görüşme düzenleyecekleri ipucunu veriyor. Recep Tayyip Erdoğan da tam da bunu gerçekleştirmeyi arzuluyor. Türkiye başbakanı, Rusya'nın Suriye konusuyla ilgili olarak tutumunu değiştirmedeki istekliliğini açıkça belli ediyor ve diyor ki: "Putin pazartesi günü Türkiye'ye geldiğinde Suriye konusunu derinlemesine ele alacağız, Rusya bununla ilgili dosyalara sahip." Ayrıca Erdoğan İran'a da dikkat çekerek "Eğer Rusya tutumunu olumlu yönde değiştirirse, İran da kendi konumu yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak" ifadelerini kullanıyor.
Arap tarafında ise Rusya'nın Suriye'ye bakışıyla ilgili olarak farklı söylemler var. Onlara göre Rusya artık sözlerle, tavsiyelerle veya vaatlerle ilgilenmiyor. Hatta Rusya'nın Suriye'deki konumuyla ilgili olarak duyduğum etkileyici sözlerden biri; "Rusya artık konuşarak aşamasını geçti, artık eylemleriyle pozisyonunu belli edecek." Şeklinde kulağıma geldi.
Rusya artık açık ve net bir pozisyon alırsa, sonrasında her olayın ardından bir söz söylenir. Dilin gerektirdiği de zaten budur. Suriye dosyasından çıkarılacak manalar ise, ondan alınacak derslerle ortaya çıkacaktır. Peki, Recep Tayyip Erdoğan Rus ayısını uykusundan uyandırmayı başarabilir mi ve Rusya'nın Suriye üzerindeki uzlaşmaz konumunu günden güne kaybettiği konusunda ikna edici olabilir mi?
Bekleyelim, görelim...
Kaynak: Şarku'l Avsat
Dünya bülteni için çeviren: Tuba Yıldız