Bir yandan Kürt sorununa bir çözüm zemini vereceği umulan yeni anayasa yazım çalışmaları, diğer taraftan da KCK tutuklamaları...
Başbakan Tayyip Erdoğan son iki gündür Türk işgücü akınının 50'nci yılı münasebetiyle düzenlenen programlara katılmak üzere Almanya'daydı. Ancak kameralar karşısına her geçtiğinde, dün Şansölye Angela Merkel ile olduğu gibi verdiği ağırlıklı mesaj, PKK'nın terör eylemlerinin önlenmesi üzerineydi.
Erdoğan, Merkel'in "Türkiye'yi terörle mücadelesinde yalnız bırakmama" vaadine teşekkür etti; ne de olsa Avrupa Birliği gibi Almanya da PKK'yı terörist örgütler listesine almıştı. Ancak Başbakan bundan fazlasını, PKK'ya karşı, ona bağlı derneklere karşı harekete geçmek dahil fiziki destek talep ediyordu.
Almanya'da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk vatandaşının beşte birinden fazlasının Kürt kökenli olduğu var sayılıyor. PKK bu nüfus içinde aktif olarak çalışıyor ve hem para hem de Kuzey Irak'taki kamplarda eğitildikten sonra Türkiye'ye karşı savaşmak üzere militan topluyor. Erdoğan dün bu miktarın (yalnızca Almanya değil, bütün Avrupa'da) 6 milyar euroyu bulduğunu, bu paranın doğrudan PKK'nın Türkiye karşıtı faaliyetlerine gittiğini ve buna göz yumanların suça ortak olduklarını söyledi.
Fransa'nın adımı
Erdoğan'ın bugünkü seyahatinden önce dün Fransa'da da PKK'ya karşı olağanüstü bir faaliyet vardı.
Bir Paris mahkemesinin 18 PKK militanına 18 ay ila 5 yıl arasında değişen (tecilli) hapis cezaları vermesi öncesinde Fransız polisi kapsamlı bir operasyonla PKK'nın kilit bazı adamlarını gözaltına aldı. Daha birkaç gün önce PKK'lı bir grup, Türkiye'deki terör eylemlerini protesto eden bir Türk gösterici grubuna saldırmış, olaylar çıkmış, yaralananlar olmuştu. Türk ve Fransız hükümetleri daha yeni kapsamlı bir terörle mücadele işbirliği anlaşması imzalamışlardı ve belli ki Nicolas Sarkozy, Erdoğan'ın ziyareti sırasında PKK tarafından mahcup edilmek istemiyordu.
Erdoğan ülkeye dönüşünü takiben Irak'taki Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin başında bulunan Mesud Barzani ile görüşecek ve ondan da PKK'ya karşı daha somut destek isteyecek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, bu ziyaret öncesinde, Irak yetkilileri PKK'yı topraklarında etkisiz hale getiremiyorsa Türkiye'nin girip bu işi halledeceğini söylediği biliniyor. En son 24 askerin şehit edildiği baskından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak sınırı boyunca hazırlık yaptığı bizzat Erdoğan tarafından ifade edilmişti. Bu baskın sonrasında ABD de PKK'ya karşı Türkiye'ye daha fazla istihbarat ve askeri malzeme sözü vermişti.
İçeride durum
İçeride ise bir yandan Kürt sorununa da bir çözüm zemini vereceği umulan yeni anayasa yazım çalışmaları, diğer taraftan da KCK tutuklamaları öne çıkıyor. Son tutuklama dalgasının BDP anayasa çalışma grubu üyesi Profesör Büşra Ersanlı ve insan hakları savunucusu yayıncı Ragıp Zarakolu'yu da kapsaması, şimdiye dek hükümete açık destek veren liberal ve yazarlar dahil değişik kesimlerin tepkisine yol açtı. Tepkiler, bu operasyonların, artık amacını aşarak genel anlamda muhalefeti sindirmeye yönelik bir tür cadı avına dönüşmekte olduğu iddiasında yoğunlaşıyor.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise bu koşullar altında BDP'yi de içinde tutarak anayasa yazım çalışmasını sürdürmeye gayret ediyor. Bu hiç de kolay bir görev değil ve bir yandan da ne kadar karmaşık bir tablo karşısında olduğumuzu gösteriyor.
Radikal