Erdoğan Lübnan'a ders verdi

Lübnanlıların çoğunluğu, İsrail’in küstahlığına karşı çıkan Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı coşkuyla karşıladı. Lübnan’daki gergin atmosferin ve İsrail’in direnişi bitirme amaçlı yeni bir saldırının yaklaştığına dair tehditlerinin artmasının gölgesinde, Erdoğan’ın ziyaretinin anlamı büyük. Zira bu adam olgun yönetim açısından bir ekol.

Erdoğan, iç sorunların nasıl çözüleceğini ve komşularla saygıya dayalı yeni ilişkilerin nasıl kurulacağını biliyor. Erdoğan bu kapasitesini Lübnan’da da işleve koymayı, İsrail tehditleriyle ve dış komplolarla mücadelede dayanışmada bulunmayı istediğini gösterdi.

Bu nedenle İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçlara sessiz kalınmayacağını söyleyip hakkın ve hukukun yanında duracağını taahhüt etmesi sürpriz değildi. Erdoğan Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in yalanlarına da sessiz kalmadı. Gazze saldırısına en büyük tepkiyi veren Erdoğan, ülkesinin limanlarından abluka altındaki Gazze’ye özgürlük gemilerinin kalkmasına izin vermekte de tereddüt etmemişti.

Tarih yazıyor Bu tür liderlikler tarih yazar. Türkiye Erdoğan’ın politikaları ve sağduyusu sayesinde milletler arasında seçkin bir yer alıyor. Türkiye, borca ve yolsuzluğa batmış bir üçüncü dünya ülkesinden, İslam’la demokrasiyi evlendiren 16. en büyük ekonomiye dönüştü.

Lübnanlıların ulusal çıkarları öncelikli görme noktasında ‘Erdoğanizm ekolü’nden yararlanmasını temenni ediyoruz. Lübnanlılar Erdoğan’ı örnek alarak, İsrail’in kendilerine karşı işlediği suçlar karşısında sessiz kalmamalı.

Erdoğan’ın en anlamlı cümlesi şuydu: “İsrail’in Lübnan’a saldırısının kurbanları sadece Lübnanlılar değil, İsrailliler de olacak. Lübnan halkı veya ezici çoğunluk karşı koyacak.” Ancak gücün küstahlığının kör ettiği İsraillilerin Erdoğan’ı dinleyeceğini düşünmüyoruz. (Londra’da Arapça yayımlanan Kud ül Arabi gazetesi, başyazı, 26 Kasım 2010)

Kaynak: Radikal