Erbil Ankara'yla temas kurmaya hazır

 
Türkiye'nin PKK sorununu askeri araçlarla çözmeye kalkışması, hem Irak hem de Türkiye için felaket yaratacağı gibi sadece PKK'ya yarar. Kürt bölgesel yönetimi, Ankara'yla resmi temaslar kurarak işbirliği yapmaya açık

ABD Başkanı George W. Bush ve Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan PKK'yla Türkiye arasındaki ihtilafı ele almak üzere bugün buluşurken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki bizler umutla dinliyor olacağız. Bu buluşmayı memnuniyetle karşılıyoruz. On yıllardır süren sorunun tek çözümü diplomaside yatıyor.

Açık olayım: Kürdistan Bölgesel Yönetimi bu soruna uzun vadeli bir çözüm bulmaya tam anlamıyla hazır ve öyle de kalacak. Bu amaca ulaşmak için, Ankara, Bağdat, Erbil ve Washington arasında görüşmeler yapılmasını öneriyoruz. Bu uluslararası bir konu, etnik bağlar nedeniyle karmaşıklaşıyor ve tarafların hiçbiri tek başına çözüm bulamaz. Müzakere edilmiş diplomatik bir çözüm arayan herkesle her zaman masaya otururuz.

Ekonomimiz Türkiye'ye bağlı

Şiddet söylemini kenara bırakmalı ve krize askeri yanıt vermenin PKK dışında herkes için bir felaket yaratacağını teslim etmeliyiz. Askeri yanıt durumunda, Irak'ın Kürdistan bölgesindeki bizlerin barış, demokrasi ve refah yolundaki ilerlememiz yavaşlayacak; Türk ordusu PKK'yla kendi sınırları dışında kanlı ve verimsiz bir mücadeleye saplanacak; ABD ve Batılı müttefikler hayati önemdeki bir NATO müttefikinden uzaklaşacak; başta Türkiye, Suriye, İran ve Irak olmak üzere bölgenin ekonomisi ve halkları zarar görecek.

Türk dostlarımıza, onlarla sadece barış ve işbirliği yapmak istediğimizi açıklamaya çalıştık. Bölgemiz Türkiye'yle yatırıma ve ticarete son derecede bağlı. Buradaki yabancı şirketlerin çoğu Türk, inşaat faaliyetlerinin neredeyse tümü Türk müteahhitler tarafından gerçekleştiriliyor, elektriğimizin çoğunu Türkiye'den alıyoruz ve ithalatımızın yüzde 75'inden fazlasını Türkiye üzerinden yapıyoruz. Biz neden Türkiye'yi, ekonomimize ağır hasar verecek bir askeri harekât düzenlemesi için kışkırtalım ki?

Dünyanın bu ihtilaflı bölgesinin mazisine baktığımızda şu mesajı görüyoruz: PKK gibi sorunlar askeri araçlarla çözülemez. Saddam'ın hükümeti on yıllar boyunca Kürt halkını imha etmeye çalıştı ve bunun bedeli iki taraf için de ağır oldu. 1990'ların sonunda Türk ordusundan yardım alarak bizzat biz de PKK'ya karşı savaştık ve 10 yıl sonra kendimizi yine bir kriz noktasında bulduk. Bizim bölgemizdeki ve Türkiye'deki dağlar PKK'yı korudu ve yeni askeri hareketlerin öncekilerden başarılı olacağına inanmak için az neden var. Anlaşılan o ki, buralarda askeri yöntemlerle sonlandırılmaya çalışılan sorunlar hiçbir zaman çözülmüyor.

PKK'yı Türkiye'deki haksız saldırılarından dolayı kınadık ve kınamaya devam edeceğiz. Üyelerinin derhal silah bırakmasında ısrar ediyoruz. Bazılarının söylediğinin aksine, onların özgürce hareket etmelerine izin vermiyoruz. Türkiye'nin büyük askeri kapasitesiyle PKK'yı kendi sınırları içinde yok etmeyi başaramamasına rağmen, bazı Türkler anlaşılamaz bir biçimde, bizim daha düşük kapasitemiz ve daha az kaynaklarımızla bu konuda başarılı olmamızı bekliyor.

Türklerden barışçıl çözüm aramalarını isterken, PKK da başarısız olmuş silahlı mücadele stratejisini bırakmalı. Diplomasi ve diyaloğa şans verilmeli. Zaman, sabır ve istikrarla, barışçıl bir değişimin meydana gelebileceğine inanıyoruz. Filistin Kurtuluş Örgütü ve IRA daha 10 yıl öncesine kadar terörist örgütler olarak görülüyordu. Bugün bir dönüşüm süreci başlattılar ve siyaset zemininde faaliyet gösteriyorlar. PKK içinde de böyle dönüşüm gerçekleşebilir mi? Emin olamayız. Fakat askeri tepkinin durumu sadece daha da içinden çıkılmaz hale getireceğini ve şiddetin kesinlikle daha fazla şiddet doğuracağını biliyoruz.

Irak'ın parçası olarak kalacağız

Türkiye'yle sınırımızda barış istiyoruz. Ekonomik, sosyal ve kültürel konularda işbirliği yapmak istiyoruz. İyi bir komşu olmak ve iyi komşuluğun gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmek istiyoruz. Türk askerlerinin serbest bırakılmasına yönelik Ankara ve Bağdat'la işbirliği içinde harcadığımız başarılı çaba, soruna barışçıl çözüm bulunması konusundaki samimi arzumuzu gösteriyor. Sınırdaki güvenliği artırmak için somut adımlar atmaya devam edeceğiz. Fakat Türkiye hükümeti, bizimle komşular olarak görüşmeyi reddetmekten vazgeçmeli.

Kürdistan bölgesi, 2003'teki kurtuluştan sonra Irak'ta barış ve kalkınmanın kök saldığı tek yer ve biz anayasa uyarınca buradaki bölgesel hükümet olarak tanınıyoruz. Gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda epey yol kat ettik. Fakat daha yapılacak çok şey var. Federal bir Irak'ın parçası olmayı seçtik ve sözümüzü tutacağız. Daha fazla gelişirken kimseyi tehdit etmiyoruz. Türkiye'yle dostluğumuzu geliştirmeyi ve soruna uzun vadeli istikrar ve barışçı ilişkiler sağlayacak çözümler bulmak yönünde birlikte çalışmayı umuyoruz

Kaynak: Radikal