Hazar'da yeterince petrol ve doğalgaz kaynaklarının bulunmaması boru kemer projelerinin gerçekleşmesini zorlaştırıyor.
Yeni boru kemeri projelerinin gerçekleşmesi için çok sayıda yapılan siyasi deklarasyonlar, sayısız zirveler ve görüşmeler henüz sonuçsuz kalıyor. Ancak aslında ilk başta şöyle bir intiba uyanmaktaydı: "Avrupa ülkelerinin enerji ihtiyacı ve Hazar kaynaklarını kullanma arzusu uzun bir süre önce yeni boru kemeri projelerinin gerçekleşmesi ile sonuçlanması gerekiyordu."
Ancak beklentiler henüz gerçekleşmedi. Bundan başka yeni kemerlerin inşası konusunda kesin bir tarihi de verilemiyor. Kemerlerin doldurulması için gerekli kaynakların bulunması konusunda da kimse garanti veremiyor. Belirsizliğin temel nedeni kaynak yetersizliği. Kemerlerin bir an önce inşa edilebilmesi için yeterli enerji kaynağı bulunmuyor.
Her ne kadar Hazar ülkelerinin son on yıl içerisinde petrol ve gaz imalı artsa da yeni enerji projelerin gerçekleşmesi için yeterli kaynak bulunamasından çok uzak durumdalar. Hazar bölgesinde petrol ve gaz imalına dair yapılan öngörüler 2020 yılı sonrasını gösteriyor. Yalnız bu tarih sonrasında büyük projelerin gerçekleşmesi söz konusu olabilir. Şöyle ki Hazar'da bulunan Şah-deniz kaynağından gaz imalı sürekli erteleniyor.
Kaynağın 2016 yılında imal edilmesi düşünülse de muhtemelen bu tarih de ertelenmiş olacak. Kazakistan'ın Kaşagan kaynağında da durum farklı değildir. Yapılan ön çalışmalara göre burada petrol imalının 2020 yılına kadar başlaması gerekiyor.
Hazar enerji kaynaklarının çıkarılmasında büyük başarılar elde edilmese de bugün onlarca boru kemeri projesinin bölge petrol ve gazı ile doldurulması için çaba sarf ediliyor.
Projelerin tamamının önümüzdeki yıllar içerisinde gerçekleştirilmesi düşünülmekte. Siyasi nedenlerden dolayı onlardan iki daha fazla öne çıkmakta. Nabucco ve Güney Akımı projeleri onları destekleyen jeopolitik güçlerin sembollerine dönüşmüş durumda. Rusya tarafından gerçekleştirilmesi düşünülen Güney Akımı projesi zor şartlar altında olsa da gelişmeye devam ediyor.
Güney Akımı'nın Nabucco'dan temel farkı projesinin Rusya enerji kaynaklarına dayanması. Ancak ileride projeye Orta Asya kaynaklarının da aktarılması gündemde bulunmakta. Son yıllar içerisinde Nabucco'nun temel sorunu kaynak bulunması oldu. Yıllık 30 milyar kübametre gaz sevkiyatını hedefleyen proje Rusya'yı dışarıda bırakmakta. Ancak şu ana kadar hiçbir ülke projeye katılacağına dair kesin bir görüş ifade etmedi.
Kazakistan ve Türkmenistan'ı ikna çabaları henüz başarısızlıkla sonuçlanıyor. Avrupa ülkelerinin enerji ihtiyacına dair beyanları yeterli karşılık bulamıyor. Bunun sebebi sadece Hazar'ın milletlerarası hukuki statüsünün belirlenmemesi değil aynı zamanda Rusya'nın Hazar içerisinden kemer inşa edilmesine karşı çıkması. Bundan başka resmi Aşkabat ve Astana Çin'e yönelik projeleri daha gerçekçi bulunuyor ve çok sayıda zorluklar ihtiva eden Avrupa projelerine öncelik tanımağı istememekte. Her iki ülke tercihini Çin'den yana kullanmakta. Ayrıca enerji kaynaklarının kullanılmasına dair projelerin gerçekleştirilmesi konusu Avrupa ülkelerinin ileride ihtiyaçlarının artacağına dair söylentilerin çıkması ile daha da güncelleşmekte. Bunlar ise sadece söylentiler ve henüz kanıtlanmadı.
Şayet doksanlı yıllarda Hazar kaynakları etrafında enformasyon savaşı yaşanıyorduysa da şu anda Avrupa ülkelerinin petrol ve gaz ihtiyaçlarının artacağına dair iddialar dolaşıyor.
Bununla beraber şu anki pazara enerji taşıyan kemerlerin tamamı henüz tam gücü ile çalışmamakta. Artık inşaatı tamamlanmış projeler doldurulma sorunu yaşamakta. Odessa-Brodi, Mavi Akım, Bakü-Tiflis-Ceyhan kemerleri buna örnek olarak gösterilebilir. Bu konuda siyasi amaçlar ayrı ayrı ülkelerin ihtyaçlarının önüne geçiyor. Örneğin özellikle de Türkiye'nin petrol ve gaz ihtiyacı konusunda yapılan ön görüler kendisini ispatlayamadı. On yıl geçtikten sonra değerlendirmelerin gerçeklik ile bir ilgisinin bulunmadığı ortaya çıkmış oldu.
Bu tür "ufak ayrıntılar" Hazar ülkelerini fazla ilgilendirmemekte. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan yeni oyun kurallarını büyük bir ilgi ile kabul etti. Bu kurallar onların jeopolitik ve ekonomik değerlerini daha da artırdı. Hazar kaynaklarının kullanılması için yapılan yatırımların bulunmaması durumunda şu anki bölge huzurundan bahsedilemezdi. Avrupa ülkelerinin ve onların oyunlarına destek veren ABD'nin Rusya'ya alternatif buluma oyunu Hazar ülkelerinin büyük bir dikkate mazhar olması ile sonuçlandı.
Kara Deniz ve Hazar ülkeleri Hazar enerji kaynaklarının bölünmesi ve kontrol edilme sürecinde yer almak istemekte. Bu doğrultuda çok sayıda Kara Deniz ve Hazar ülkeleri yeni ittifaklar kurdu. İttifaklar yeni boru kemerleri inşa edilmesi için çaba sarf ediyor. Boru kemerlerinin geleceğinin belirsiz olması ve onların güzergahlarının henüz belirlenmemesi Hazar ve Kara Deniz ülkelerini- enerji şirketlerini – birbiri ile rekabet içerisinde olan projelerin gerçekleşmesi için kurulan ittifaklar içerisinde yer almaya zorlamakta.
Romanya, Azerbaycan, Polonya ve Gürcistan son yıl içerisinde stratejik iş birliği anlaşması imzalayarak enerji projelerinin ortak bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda görüş birliğine vardı. Ancak bu anlaşmaların tamamı Azerbaycan kaynaklarını kullanmak üzere hesaplanmış durumda. Türkiye, Romanya ve Bulgaristan hem Güney Akımı hem de Nabucco içerisinde yer alarak dışarıda kalmak istememekte. Hazar ülkelerinin tamamı kendi enerji oyununu oynamakta.
Bununla da batı şirketlerinin gözünde güvenirliklerini ve cazipliğini göstermenin peşinde. Neticede yeni ön görü dalgası ortaya çıkmağa başlıyor. Hazar bölgesinde petrol ve gazın oranının arttığı gösteriliyor. Önümüzdeki yıllar içerisinde rekor düzeyde imalat yapılacağına dair önemli açıklamalar yapılmakta. Başarısız imal çalışmaları, bölgeye terk eden şirketler, iptal olan anlaşmalar ise kimse tarafından hatırlanmak istenmiyor.
Hazar ülkelerinin ve kısmen de Karadeniz ülkelerinin dış politikası enerji politikasına uygun bir şekilde oluşmakta. Kaynakların imalı ve taşınması bu doğrultuda önemli rol oynamakta. Hazar ve Kara deniz ülkelerinin ekonomik ve en az o kadar da siyasi geleceği buna bağlı olarak belirlenecek. Bugün hazar denizi doğal engel rolünü oynuyor.
Boru kemerleri projelerinin gerçekleşmesi için bu engelin aşılması gerekiyor. Hazar denizi kıyı ülkeler tarafından batı ve doğu yönlerine bölünmüş durumda. Türkmenistan esas kullanıcı olarak Çin'i görmekte. Nitekim Çin her yıl talebini artırmakta. Aşkabat'ın planlarında Çin'e satılacak olan gazın artırılması bulunmakta. Güney İoloton, Osman ve Yaşlar kaynaklarından çıkarılacak doğalgazın Çin'e satılması düşünülüyor. Kazakistan da Çin'e satacağı gaz ve petrol oranını artırmayı düşünüyor..
Hazar enerji kaynaklarının kullanılma istediği 20 yıl önce başladı. Bu süre çeşitli projelerin hazırlanması ile geçildi. Onların gerçekleşme ihtimali Hazar ülkelerinin imalatına bağlı bir şekilde olacak. Önümüzdeki on yıl içerisinde bu doğrultuda yaşanacak olanlar büyük öneme sahip. Ancak bugünkü durum boru kemerlerinin kaynak bulunma sıkıntısı yaşayacağını göstermekte. Muhtemelen projelerin gerçekleşmesi kısa vadede mümkün olmayacak.
Doç. Dr. Sergey Sergeyeviç Jilçov- siyasi uzman, Güncel Uluslararası Sorunlar Enstitüsü'nün BDT Merkezinin başkanı
Çeviren: İbrahim Ali