Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin rüzgar gibi geldi ve geçti. Bana soracak olursanız, bu ziyaret, uzun yıllardır Türkiye ile Rusya arasında yapılan ziyaretlerin en verimlisi ve önemlisi oldu.
Rusya'nın ve Orta Asya'nın enerji kaynaklarının Batı'ya ve dünyanın geri kalanına ulaştırılması meselesi, soğuk savaş sonrası (1990 sonrası) dünyanın en önemli meselelerinin başında geliyor.
Türkiye başından beri bu konuda aktif ülkeler arasında. Bildiğim kadarıyla bugünün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun 90'ların başında Süleyman Demirel hükümeti zamanında geliştirdiği bir dizi fikrin meyvelerini bugün topluyoruz ve aynı verimli alana yeni yeni ürünler vermesi için ekim yapmaya da devam ediyoruz.
O dönem proje ilk olarak Bakü-Ceyhan hattı olarak geliştirildi. Sonradan buna çeşitli doğalgaz hatları ve bağlantıları da eklendi. Bakıldığında Bakü-Tiflis-Ceyhan halen çalışır durumda. Bu hat, Rusya'nın baskısına rağmen yapıldı. O zaman Rusya, Bakü petrolünün çıkışı için mevcut Bakü-Novorosisk (Karadeniz'de bir Rus limanı) hattını savunuyordu. Yani bütün petrol, İstanbul boğazından geçerek dünya pazarına ulaşacaktı.
Türkiye, Bakü petrolünün önemli bölümünü Ceyhan'a akıtarak hem İstanbul'u kurtardı hem de Ceyhan'ı önemli bir enerji limanı haline getirdi. Getirdi ama Novorosisk'e de petrol akmaya devam ediyor ve buradan yükünü alan gemiler boğazlardan geçmeye devam ediyor. Türkiye boğazlardan geçiş rejimini sıkı kurallara bağlayınca farklı arayışlar başladı. Bunlardan biri Samsun-Ceyhan arasına bir hat yapmaktı, diğeri ise Bulgaristan'ın Burgaz limanı ile Yunanistan'ın Ege kıyısındaki Aleksandropolis (Dedeağaç) limanı arasına bir hat yapmak.
Putin'in son gezisinde Türkiye, Samsun-Ceyhan hattının inşası için gereken miktarda petrolün garantisini elde etti. Ceyhan'ın önemi biraz daha arttı böylece.
Sadece Ceyhan'ın mı? Hayır, yanısıra Türkiye'nin istikrarının da önemi arttı. Bütün dünya ve özellikle de petrolün büyük tüketicisi olan batı ülkeleri, Türkiye'nin istikrarını artık daha fazla gözetmek zorunda.
Peki bu hatta petrol garanti etmek karşılığında Rusya ne elde etti?
Rusya, Batı Avrupa'nın en önemli doğal gaz tedarikçisi. Bu gaz Avrupa'ya iki hat üzerinden gidiyor, 'Kuzey hattı' ve ' Güney hattı.' Bunlardan güney hattında ana sorun, hattın geçtiği Ukrayna ve Beyaz Rusya gibi ülkelerin hattan gaz çekmeleri. Rusya ne zaman bu ülkelerin gazını kesmeye kalksa Avrupa'nın gazını da kesmiş oluyor. Bu da Rusya'yı 'Güvenilmez ülke' yapıyor, enerji arzı güvenliğiyle ilgili endişeleri arttırıyor.
O yüzden Rusya, Ukrayna'yı ve dolayısıyla Beyaz Rusya'yı pas geçecek başka bir hat yapmak istiyor. Buna göre yeni hat Karadeniz'den Bulgaristan'a ulaşacak ve o yolla da Batı ve Güney Avrupa'ya gaz ulaşacak.
Karadeniz'in altından geçecek hattın bu denizdeki Türk ekonomik alanından geçmesi gerekecek. İşte Rusya'nın bu gezide elde ettiği en temel şey, Karadeniz'in Türk ekonomik sahasında kalan bölümlerinde hattın geçeceği yolla ilgili gereken zemin araştırmalarını yapma izni. Rusya daha sonra hattın inşası için de izin isteyecek, o dönemde de pazarlıklar olacak.
Son olarak bir de nükleer enerji meselesi var. Türkiye'de yapılan ihaleye tek bir firma katılıp teklif verdi, o da bir Rus firması. Bu firmayla yapılan fiyat pazarlıklarında henüz tam istenen aşamaya gelinmediği ama anlaşmanın da imkânsız bulunmadığı bilgisi geldi.
Enerji satrancında son durumun çok kaba bir özeti bu işte.
Kayna: Radikal