Endülüs'ten Sudan'a bir toprak kavgası

Endülüs Emevi Devleti, yıkılmadan ve halkı tehcir edilmeden önce sekiz yüzyıla yakın varlığını sürdüren bir Arap devletiydi. Endülüs, Arapların başına gelen ve topraklarının birbiri ardına güçlü komşu ülkeler tarafından koparılmasına yol açan yenilgiler dizisinin başlangıcıydı. Bu koparılmaların sonuncusuysa, yakında Sudan’ın güneyinde gerçekleşmesi öngörülen ayrılma.

Kayıp cennet Endülüs’le Güney Sudan arasında, bir coğrafi gerilemeler dizisi mevcut. Zira komşu ülkeler, Arap vatanının parçalarını birbiri ardına koparmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin üç adası İran’a verildi. Fransa Türkiye’ye İskenderun sancağını, Britanya da İsrail’e Filistin’i hediye etti. Somali’nin Ogadin bölgesi Etiyopya’ya verildi. Şu an Irak’ın kuzeyi aynı rolü oynuyor. Burası kurulu bir Irak Kürdistan devleti, fakat resmen ilan edilmesini kendi Kürtlerini ayrılmaya sevk etmesi endişesiyle Türkiye ve İran’ın itirazları erteliyor.

Nasihat var, lider yok
Sudan’daki ayrılmanın, darbeci askeri yönetimin bir projesi olduğu söylenmekte. Askeri yönetimin Sudan projesi, nüfusunun yüzde 40’ı Müslüman olmayan ve Müslüman nüfusunun çoğunluğu dini değil, sivil devleti tercih eden bir ülkede İslam şeriatını uygulamak. Askerin yönetimde kalmayı sürdürmesinin sonucuysa, Sudan’ın birliğinin bitirilmesi.

Bu durumda ne yapmalı? Komşular ister yerli olsun ister yabancı, hâlâ Arap topraklarını ve doğal kaynaklarını istiyorlar. “Ne yapmalı?” sorusunu cevaplamak zor. Bu alanda birlik ve demokrasi gibi hazır nasihatlerde bir eksiklik yok. Fakat bunu kim gerçekleştirecek?

Demokrasi ve birlik imkânsız değil, ancak ortaya çıkıp bunu sağlayabilecek lider bir Arap devleti de yok. Rol belli, fakat oynayacak birileri aranıyor. Mısır, nüfus yoğunluğuna sahip; Suudi Arabistan da mali ve ekonomik ağırlığa.

Ortada bu işi başaracak güçte Arap ülkeleri mevcut. Acil geçici görevler imkânsız değil: Sudan’ın birliği, Irak’ın birliği ve Arap kimliği, Batı Şeria ve Gazze’nin birliği. Yeni yıla girerken bunların sağlanmasını umuyoruz. (Ürdün gazetesi Rey, 31 Aralık 2010)

Kaynak: Radikal