Elinizi vicdanınıza koyunca...


"Elini vicdanının üzerine koymak", halkımızın adalet arayışında güzel bir deyim. Yargının hükmü, vicdanları tatmin etmeli. Ak Parti davasında verilecek bir "kapatma kararı"nda iki ihtimal öne çıkıyor.

Bu dava, başka türlü Ak Parti'nin önü kesilemediği için yargı yoluyla önünü kesmek üzere açılmıştır. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak, sadece üretilen bir gerekçedir.

2. Bu dava, gerçekten Ak Parti, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için açılmıştır. Ben Ak Parti'nin kapatılmasına karşı olanlara değil, kapatılmayı isteyenlere sormak istiyorum: Elinizi vicdanınızın üzerine koyun ve cevap verin, ne diyor içiniz, "Bu Ak Parti bir şekilde önlenmeli, bunu asker yapmalı, olmuyorsa yargı yapmalı..." düşüncesi kaç kere geçti içinizden? Hadi söyleyin! Evet, halk nezdinde oyu yükselen bir parti söz konusu.

Sosyologlar, "Belki de 10 yıl daha iktidarda bu parti" diyorlar. 10 yıl daha, buna tahammül etmek ha, dile kolay... Onu sevmiyorsunuz. Halkın yönelişini de etkileyemiyorsunuz. Alternatif de çıkaramıyorsunuz. Ama onu durdurmak lazım. Nasıl olacak bu? Bunu vaktiyle bir kesimin sevmediği siyasi oluşumlara karşı askerler yaparmış.

Ama artık asker olmaz. Buna dünya konjonktürü de izin vermiyor, asker de böyle bir yükü taşımak istemiyor. O zaman tek Yargı kalıyor. Yargı ki, onun da zamanı daralıyor, çünkü Yüksek Yargı üyelerini tayin eden makam da değişti. Ya birkaç yıl içinde Cumhurbaşkanı marifetiyle üyeler değişir, Yargı da bir kapatma aracı olarak "kullanılamaz" hale gelirse...

Şimdi, Sezer'in ve Demirel'in tayin ettiği üyeler çoğunluk oluşturuyor, hiç olmazsa onlar değişmeden bu iş bitirilmeli! Hemen belirteyim, bu düşüncelerin AYM üyelerinin aklından geçip geçmediğini bilmiyorum ama dışarıda, Ak Parti'nin önü mutlaka kesilmeli" diyen bir kesimin aklından bunların geçtiğinden adım gibi eminim. AYM dava açınca çok sevindiler. Şu anda da kapatma kararı çıkmasını büyük bir şehvetle beklediklerinden kuşkum yok.

Gelelim, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak için gerekçe bulmaya... Bana sorarsanız: -Tamam, birileri öyle düşünmüş olabilir ama gel gelelim, kolay mı laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak için gerekçe bulmak? Bunun cevabını, en azından bu soruyu bana soranlar çok iyi bilir: -İnanın çok kolay. Bir insan, Mustafa Kemal Paşa'yı da laiklik karşıtı eylemler içinde gösterebilir, İnönü'yü de...

Baykal'ı da, Sezer'i, Demirel'i de... Laiklik kılıcı herkesi keser. Neresinden baktığınıza bağlı... Mesela Başsavcı iddianamede Ak Parti'yi laiklik karşıtlığı ile suçluyor, Ak Parti de cevabında Başsavcı'yı aynı suçla itham ediyor. Dindarlık da laiklik karşıtlığı biçiminde suçlanabilir, din karşıtlığı da...

Bizim gibi laikliğin iki tarafı da kesen bir bıçak haline geldiği bir ülkede, bir devlet görevlisinin din ile her türlü ilişkisi laikliği ihlal suçlamasına hedef olabilir. Mesele, kılıcı kimin elinde tuttuğu ile ilgilidir.

Kim elinde tutuyorsa o öbürünü biçecektir. Birileri sesleniyor: -Kılıç elinizdeyken vurun, kellesini uçurun! Başörtüsü sembol, namaz sembol, oruç sembol, hac sembol; ezan sembol, minare sembol, kubbe sembol, selam sembol, dua sembol... -Hakan Şükür maça çıkarken dua etsin mi etmesin mi?

Bunu tartışmadık mı? Türkiye'nin İslam adına tüm gerçeklerini suç haline getirip, iktidarda bulunan, yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında, bugün yapılacak seçimde de iktidar olacağı kesin olan bir siyasi partiyi kapatmak... Elinizi vicdanınıza koyun!

Hangi sebep ağır basıyor? -Bu Ak Parti'den bir şekilde kurtulmalıyız! -Ak Parti suç işlediği için kapatılmalıdır. Hoş, biçici bir laiklik yorumu gözlüğü ile baktığınızda, "suç dosyası" ile "sizin niyetiniz" üst üste oturabilir. O zaman da siz, toplumdaki her dini görüntüye "laiklik ihlali" gibi bakıyorsunuzdur. Belki de gerçek sebep budur. Benim, "Bunlar Türkiye'nin ve bu ülke insanının özgün, asli karakteridir" dediğim özelliklere, birileri "Türkiye'nin muhafazakarlaşması, İslamlaşması" diye bakıyor.

Çünkü onlar, laiklik uygulaması diye, Türkiye'nin İslam'la alakasını olabildiğince azalttıklarını hesap ediyorlardı. Olmadı, şimdi bütün topluma, onun yansıması olarak da Ak Parti'ye kızıyorlar.

Şunu söyleyerek yazıyı tamamlayayım: -Ak Parti'nin önünün kesilmesi gerekiyordu Yargı bu işi yapıyor tarzındaki bir değerlendirmenin yansıması olacak olan bir karar, vicdanlarda hiç de adalet duygusu uyandırmayacak.

Kaynak: Bugün