2 Kasım Salı günü Amerika'da Senato'nun 3'te 1'i ve Temsilciler Meclisi'nin tamamı için yapılan ara seçimlerde Başkan Obama ve partisi, Cumhuriyetçilere karşı tarihî bir yenilgi aldı.
2010 ara seçiminde Amerikalı seçmenler, Temsilciler Meclisi'nin tamamı, Senato'nun 37 üyesi eyalet meclisleri üyelerini belirlemek üzere sandık başına gitti. Cumhuriyetçiler 435 üyelik Temsilciler Meclisi'nde 240 sandalye kazanarak çoğunluğu elde etti. 100 üyeli Senato'da ise çoğunluk 51 üye ile Demokratlarda kaldı. Demokratlar 2008 seçimlerinde Senato'da 41'e karşı 59 üye ile çoğunluğu elde tutarken 2010 ara seçiminde 8 kayıp ile bu sayı 51'e indi. Yine 2008 seçimleri sonunda 202'ye karşı 233 vekili varken bu seçimlerde Demokratların vekil sayısı 190'a indi. Bu yenilgi, Demokratların Temsilciler Meclisi'ndeki üye sayısını uzun yıllar sonra ilk defa 200'ün altına düşürmüş oldu. Cumhuriyetçiler 10 yeni eyalet valiliğini de alarak çifte zafer kazanmış oldu.
Tabii Obama başkan olduğundan beri gönüllü olarak Cumhuriyetçiler için çalışan 'çay partisi hareketi'nin (tea party movement) Cumhuriyetçilerin bu zaferinde çok büyük katkıları var. Ülkenin çoğu yerinde düzenledikleri mitinglerle Başkan Obama'ya karşı, Cumhuriyetçilere destek verdiklerini söylediler. Cumhuriyetçiler için aylarca gruplar halinde çalıştılar. Obama'nın yıpratılması için her türlü çabayı gösterdiler ve başarılı da oldular. Daha çok beyaz Amerikalılardan oluşan bu 'çay partisi hareketi' Başkan Obama'nın ikinci dönem seçilmemesi için ellerinden geleni fazlasıyla yapacakları konusunda kararlı görünüyor.
Elbette Demokratların bu hezimeti sadece bu çay grubuna bağlanamaz. Her seçmen değişik saiklerle Obama'ya karşı çıkıyor. 2008'deki ekonomik krizden önce % 5,6 olan işsizlik iki yılda % 10'a çıktı. Son iki yılda çalışanların gelirlerinde artış olmazken bazı çalışanların gelirleri önemli ölçüde azaldı. Bunlardan daha da önemlisi, insanların büyük bir kesimi gelecekle ilgili ümitvar değil. Her 10 kişiden 4'ü Başkan Obama döneminde ekonomik durumlarının daha kötüye gittiğini söyleyerek Cumhuriyetçiler için oy kullandı.
Her 10 Amerikalıdan 9'unun 'ekonomi daha kötüye gidiyor ve önümüzdeki yıldan da ümit yok' dediği bir ortamda iktidarda olan partinin başarılı olması beklenemezdi. Başkan'ın siyahi olması ve çeşitli sosyal ve yasal reformlar yapması da bu kötü sonu hazırlamış oldu.
En son yapılan bir ankette katılımcıların % 54'ü siyahi Başkan'ın yaptıklarını onaylamadıklarını ve başarılı olamayacağını belirtiyorlardı. Obama'nın ekonomik politikalarını beğenmeyenlerin oranı da % 50'den fazla. Bir bu kadar katılımcı da Başkan'ın dış politikasının ülkeye zarar verdiğini ve ülkeyi yıprattığını düşünüyor.
Bu veriler ve ara seçim sonuçlarına bakıldığında, uzun bir aradan sonra bir başkanın ikinci dönem seçilemeyeceği net bir şekilde görülüyor. Eğer Başkan Obama, önümüzdeki 2 yıl içinde olağanüstü bir performans sergileyip ülkeyi ekonomik darboğazdan kurtarırsa kendisinin ikinci dönem başkanlığını da kurtarabilir. Aksi halde koltuğu tekrar Cumhuriyetçilere kaptıracaktır.
Demokratların ve Başkan Obama'nın bu seçimden yenilgiyle çıkması uluslararası camiayı da endişelendirmiş durumda. Bu endişe, Obama'nın dış politikası ve küresel ekonomiyi etkileyecek ekonomik politikalarıyla alakalıdır. 2012 seçimlerinde tekrar seçilebilmek için Obama bazı popülist kararlar alabilir, ekonomide ve dış politikada çok radikal değişikliklere gidebilir. Bu da küresel ekonomiyi ve de küresel barışı, özellikle de Ortadoğu, Filistin-İsrail ilişkilerini, İran ve Pakistan'ı menfi anlamda etkileyebilir.
Ayrıca bu seçim yenilgisi Başkan Obama'nın Yahudi lobisine karşı az olan direncini de kırıp İsrail'i bölgesinde ve uluslararası arenada daha da sorumsuzlaştıracak ve hırçınlaştıracaktır. Bu durum dolayısıyla Türkiye'yi de etkileyecektir. Zaten İsrail ile iyi olmayan ilişkimiz daha da bozulmuş olacak. Kısacası Obama'nın bu yenilgisinin kısa ve uzun vadede birçok sonuçları olacaktır. Dünya barışı da, küresel ekonomi de maalesef Oval Ofis'teki zatın ahvaline bağlıdır.
Ali Soylu Cameron Üniversitesi Öğretim üyesi
Kaynak: Zaman