Düzen Kuran Türkiye

'Bütün ilişkilerimizde kriz çözerek ilerleyeceğiz. Düzen kurma misyonu bizimdir.'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bu sözleri, Türkiye'nin kendi bölgesindeki yeni rolünün özeti aslında.

Önceki gün Türkiye ve Ermenistan arasında iki protokol paraf edildi. (Bu metinlerin TBMM onayıyla yürürlüğe gireceğine Bakan Davutoğlu dikkat çekse de, pek çok haber metninde 'protokol imzalandı' şeklinde geçiyor. )

Teknik ayrıntıları geçelim. Türkiye, uzun zamandır bu sorun üzerinde çalışma yürütüyor ve öyle anlaşılıyor ki Ermenistan'la ilişkilerde yeni bir döneme giriyoruz.

Muhalefetin ve kimi meslektaşlarımızın, bu gelişmeleri sanki bugün ortaya çıkmış gibi değerlendirmeleri; hem süreci izlememelerinden, hem de mevcut durumun değişmesinden duydukları rahatsızlıktan kaynaklanıyor.

***

Biz sürecin önemli bir kesitini hatırlatalım.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, kısa adıyla SETA, 26-27 Mayıs'ta İstanbul Türkiye-Ermenistan İlişkileri Çalıştayı düzenledi. Türkiye ve Ermenistan adına çok sayıda uzmanın yer aldığı toplantıyı ben de izledim.

SETA adına Uzman Muharrem Ekşi, bu toplantının sonuçlarını bir rapor haline getirdi. Dilerseniz raporun öneriler kısmından bazı alıntılar yapalım.

'Türkiye'nin etrafında barış kuşağı oluşturma politikasının bir ürünü olarak normalleşme süreci açılımını gerçekleştirmesi, Kafkasya'da istikrar ve güvenliğin gelişmesini olumlu yönde etkileyecektir.

Türkiye-Ermenistan normalleşmesi, her iki taraf içinde bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Normalleşme süreci, Karabağ sorununa endekslenirse işleyen sürecin tıkanması kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle, Karabağ sorunu, normalleşme süreci ve yol harita

sının dışında tutulmalıdır. Bununla birlikte, koşulların olgunlaşması durumunda iki sürecin birbirine paralel götürülebileceği de düşünülmelidir.'
Aslında sorunun bir de Ermenistan boyutu var. Her ne kadar mevut yönetim son derece sert açıklamalar yapsa da Karabağ sorunu esasen Ermenistan'ın da elini kolunu bağlayan boyutlar içeriyor. Raporda bu durum 'Ermenistan'ın normalleşme sürecinde daha istekli davranması için bu olgu sürekli hatırlatılmalıdır' şeklinde dile getiriliyor.

Ermeni diasporası, iki ülke ilişkilerinin seyrine şu ana kadar son derece olumsuz etkide bulundu. Bu nedenle raporda bir yandan 'Diasporanın Ermenistan yönetimi ve kamuoyu üzerindeki etkisinin kırılması', diğer yandan 'Ermeni diasporasından ılımlı gruplarla yapıcı diyalog geliştirilmesi' öneriliyor.

***

Bir diğer kritik nokta Azerbaycan. Özellikle Türkiye'deki belli bir kesim, bu ülkeyle olan ilişkilerin, Ermenistan'la yaşanan normalleşme sürecinden olumsuz etkileneceğini öne sürüyor. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin süslü birkaç söz dışında hangi alanda derinlik kazandığı sorusu bugüne kadar sorulmadığı için bu eleştiri, en azından şimdilik etkisini koruyor.

SETA'nın önerisi ise şöyle:

'Ermenistan sorununda Türkiye'nin Azerbaycan tarafında yer alması, normalleşme sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, Türkiye'nin mümkün olduğunca tarafsız kalması gerekmektedir.'

***

Zor bir süreç. Siyaset dışı aktörlerin, özellikle de STK'ların devreye girmesi belki bu zorluğu azaltabilir.

Ama önce Türkiye'nin Kafkaslar'da ne yaptığını doğru anlamak gerekiyor. Bir de Azerbaycan örneğinde olduğu gibi anlamsız, içi boş retoriklerin yerini, sahici ve altı doldurulabilir yaklaşımların alması.

Kaynak: Star