Dubai mucizesi

 


BAYRAM tatilinde eşimle Dubai'ye gittik. Körfez'de Birleşik Arap Emirlikleri'nin bir eyaleti, turizm ve finans sektöründe çöl ortasında mucize yaratan bir şehir...
Evvela yer bulmak çok zor oldu. Çünkü bir müthiş bir turizm patlaması var. Nihayet "One and Only Royal Mirage"in rezidansında yer bulabildik.
Dünyada bir marka haline gelmiş "Burc el Arap" (Arap Kulesi) adlı otelde niye kalmadık? İki sebepten; birincisi 7 yıldızlı bu otel çok pahalı. Bir akşam yemeği kişi başına bin dolara kadar çıkabiliyor!
İkincisi, şubata kadar restoranları bile dolu! Yer yok...
Dünya sosyetesinin gözdesi olan "Burc el Arap" Dubai mucizesinin adeta sembolü:
Dubai yönetimi, turizm sektörünü dünyadan en zengin ve en çok para bırakacak turistleri çekmek için yapılandırmış ve başarmış!

İş zihniyeti
Dubai havaalanından yılda 230 bin uçuş yapılıyor, 28 milyon yolcu uçuyor! Bu 2006 rakamlarıdır.
Dubai'nin milli geliri 46 milyar dolar!
Yabancı göçmen işçi olan 1.5 milyon nüfus için astronomik rakamlar!
Onun için "Dubai mucizesi" diyorlar.
Elbette petrolün rolü önemli. Ama dikkat: Dubai milli gelirinin sadece yüzde 6'sı petrol ve gazdan geliyor. Yüzde 94'ü ise üç sektörden sağlanıyor: Turizm, finans ve emlak sektörleri!
Yirmi yıl sonra petrolü tükendiğinde Dubai mucizesi sönmeyecek demek ki... Bu bir.
İkincisi elbette petrol başlangıç için önemli ama tek başına yeterli olsaydı "petrol zengini" başka ülkelerde de aynı atılımı görürdük. Bir İran mucizesi, Suudi mucizesi, Venezuela mucizesi falan duydunuz mu?
Dubai'de ilk atılımı petrol vermiş ama ekonomik mucizenin temelinde "iş zihniyeti" var, liberal piyasa anlayışı var. Bu zihniyet petrolden de, altından da değerlidir.Belki de siyasi ihtiraslara kapılmayacak ya da siyasi kavgalara dalmayacak kadar küçük bir ülke olduğu için, ülkeyi "şirket" gibi düşünmüşler ve turizm, finans ve emlak sektörlerinde mucize yaratmışlar.
Alışveriş merkezleri hıncahınç dolu; dünyanın bütün ünlü markaları var. Şortlu bir turist kızla, tesettürlü veya başı açık kızlar aynı "shopping"i yapıyorlar!

"Do and buy"
Mucizenin lideri Şeyh Muhammet bin Raşid el Maktum. Feodal Maktum ailesi ekonomik modernleşmeye önderlik ediyor! Çünkü Maktumlar ekonomiye bir ağa gibi değil, rasyonel bir işadamı gibi bakıyor. Onun için dünyanın en zenginlerini çekecek, bol para bırakacak bir turizm sektörü yaratmışlar. Dubai'yi bir finans merkezi haline getirmişler.
Ve emlak... Amerikan gökdelenlerini aşan gökdelenler, denize uzatılan yapay kara parçalarıyla bir palmiyenin dalları gibi oluşturulmuş yarımadalarda dünyanın en lüks villaları...
Milyarlarca dolara peynir ekmek gibi gidiyor!
İngilizce bir deyim gelişiyor; Dubai'ye "do and buy" (iş yap ve satın al) diyorlar.
Öyle bir sermaye birikimi oluşmuş ki, artık Dubaililer de dışarıda yatırıma yöneliyor; İstanbul'da gökdelen yapmak istemeleri bunun bir örneği...
Dubai'den alınacak dersler var. Bunların başında "iş zihniyeti" geliyor. Gerçekten bu zihniyet petrolden değerlidir. Elbette Dubai orta ve büyük ülkelere bir model olamaz; çünkü şirket gibi düşünülmesi mümkün, küçük bir ülke...
Ama Türkiye'nin Dubai gibi yaratıcı çok sayıda şirkete ihtiyacı var, bu da kesin.

Kaynak: Milliyet