Türkiye Kürtlerinin Anayasa Mahkemesi'ni DTP'yi kapatmaya sevk etmesi gerekmiyordu. Bu durum, AKP'nin Kürt sorununun barışçıl araçlarla çözümü yönündeki ciddi çabalarını başarısız kılıyor, meydanı generallere bırakıyor.
Türkiye tarihi Kürt sorununa bu akılcı ve hoşgörülü hükümet kadar anlayışlı yaklaşan bir yönetim görmemişti. Bu durum Türkiye'deki sağduyulu Kürtleri daha fazla sorumluluk almaya, bu ılımlı tutumun yolunu genişletmek
için Kürtler arasındaki aşırılıkçıları kontrol altına almaya sevk etmeliydi.
Türkiye Kürtlerinin, Abdullah Öcalan ve örgütü olgusunu programlarından ve hesaplarından nihai olarak çıkarması gerekirdi. Zira bu olgu Soğuk Savaş'ın ve kamplaşmanın rahminden doğdu, var olmayan bölgesel çekişmeler için Kürt sorunuyla silahlandı. AKP'nin yürüyüşüne, kendi bölgesel coğrafyasına dönüşüne ve Kürt sorunuyla yumuşak bir ilişki kurulmasına direnen aşırı Türk sağı bu olguya bel bağladı.
Soğuk Savaş'ta bir araç olarak kullanılan ve misyonu da bu savaşla biten PKK'nın kalıntıları, DTP'nin kapatılmasından birkaç gün önce bir terör eylemi gerçekleştirdi. Bu eylemde 7 Türk askeri öldürüldü. Türkiyeli Kürt liderlerin, şaibeli olan ve istikrarı sarsıp ılımlı hükümeti zayıflatmayı amaçlayan bu eylemi kınamaları gerekirdi.
(Kuveyt gazetesi Ceride, 15 Aralık 2009)
Kaynak: Radikal