Doğu Guta: Üzülme, ölünce hepsi geçecek

Esad rejiminin abluka altında tuttuğu, Astana sürecinin çatışmasızlık bölgelerinden biri olması gereken ama buna riayet edilmeyen Doğu Guta’da son beş günde 400 sivil yoğun bombardımanlar sonucu öldü.

İnsanların daha fazla acı çekmeden ölmek için dua ettiği, birbirlerini avutmak için “Üzülme, ölünce hepsi geçecek” dediği, ağlayan çocuklarını “Cennete gidersek orada yemek yiyeceğiz,” diyerek susturduğu bir yer bugün Doğu Guta. BM Genel Sekreteri Antonio Gutierres’in “Yeryüzünde cehennemi yaşıyorlar,” diyerek tarif ettiği sivillerin, en güvende olmaları gereken yerde, evlerinde mahsur kaldığı şehir. Üstelik ilk de değil, bu durumu yaşayan Suriye’de sayısını hatırlamadığımız kim bilir kaçıncı kent.

BM Güvenlik Konseyi, Cuma günü sadece bir ay sürecek insani ateşkesi, yaralıların tıbbi tahliyesini içeren tasarıyı, tüm gün süren pazarlıklar sonucu karara bağlayamadı. Karar Cumartesi akşamına ertelendi ama arka planda kimin insani ateşkes karşılığında neleri talep ediyor olduğu sorusu bir kez daha mideleri bulandırdı.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley’nin Twitter hesabından yazdıklarıyla Rusya’yı oylamayı geciktirmekle suçlaması ve “Güvenlik Konseyi oylama üzerinde uzlaşana dek kaç insan daha ölecek? Suriye halkı bekleyemez,” demesi ise dünden bugüne ABD’nin Esad’ın katliamlarına karşı çok konuşup hiçbir şey yapmadığı zaman çizelgesini anımsattı. Evet, Rusya BMGK’yı Çin’le birlikte pek çok kez tıkadı, Suriye’de İran’la birlikte Esad’ın katliamlarının hem destekçisi hem de iştirakçisi oldu. Ama ABD’nin DAEŞ’ten önce, PKK’ya destek verip NATO müttefikini sırtından bıçaklamasından da önce, Esad rejiminin katliamlarının önünü açmış olduğu gerçeği hafızalarımızdan silinmedi.

Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ