Dinamizmden yoksun bir birlik

Hatırlayalım, 13 Temmuz'da, -27 AB üyesi ülkesi ile 16 Güney ve Doğu Akdeniz ülkesinden oluşan- 43 Avrupa-Akdeniz ülkesi Başkan Sarkozy'nin inisiyatifiyle Paris'te bir araya geldi ve Barcelona Süreci-Akdeniz İçin Birlik'i ilan ettiler.  
 
İki önemli sonuç elde edilmişti. İlki, bu zirvenin, birçoğu aralarındaki sorunları hâlâ çözememiş olan, Avrupa-Akdeniz ülkelerinin, Paris'e gelmeyi reddeden Libya hariç, neredeyse tümünü, aynı masada buluşturan Fransa'nın gerçek bir diplomatik başarı kazanmış olmasıdır. İkinci sonuç ise ne yazık ki, siyasî arabuluculuk başarısı dışında sonuç metninin bölgenin temel sorunlarından hiçbirini çözüme kavuşturulmadığı bir laf salatası başyapıtı olmasıdır.

4 Kasım'da Marsilya'da bulunan uzlaşma, bu konuda fazla bir şey değiştirmeyecektir. 5 adet genel sekreter yardımcılığı pozisyonu kuruldu, Filistin, Yunanistan, İtalya, Malta ve İsrail, üç yıl süresinde birer genel sekreter yardımcılığı makamı elde ettiler; buna karşılık Arap Ülkeleri Birliği tüm toplantıların tüm safhalarına katılım imkânı elde etti. Ayrıca Türkiye'nin başvurusu uyarınca altıncı genel sekreter yardımcılığı makamı oluşturulabilecek. Ancak genel sekreter makamı sıkıntılı, Tunus, Akdeniz İçin Birlik'in merkezinin Barcelona'ya geçmesinden rahatsız. Suriye ve Lübnan gibi bazı ülkeler ise zaten, herhangi bir karşılık almadan İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi anlamına geleceği için, merkezin bir Arap ülkesinde bulunmasına karşılar. Her anlamda Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin vazettiği, 1995'te Barcelona'da başlatılan Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'nın işleyişindeki ağırlıktan uzaklaşması gereken, hızlandırılmış yapıdan çok uzaktayız.

Belki de daha sorunlu olan konu, temmuz ayında Paris zirvesi sırasında oluşturulan 6 projenin hangi biçimlerle pratikte yürürlüğe konulacakları bilinmeden onaylanmış olmasıdır. Gelecekteki sekreterlik, bağış sağlayıcılar konferansı düzenlemeden, bunları kesin bir şekilde belirlemelidir. Oysa hiçbir kesin bitiş tarihi belirlenmemiştir, gündemdeki finansal kriz ve karanlık ekonomik tahminler son derece yararlı ve gerekli olan bu projelerin somutlaşmasına yardımcı olmamaktadır. Böylece 3 ve 4 Kasım'da Marsilya'da gerçekleştirilen zirve katılımcılara yeni bir isimlendirmeye, Akdeniz İçin Birlik, karar vermelerine olanak sağladı; 5 genel sekreter yardımcısı atandı; Arap Ülkeleri Birliği'nin katılımı sağlandı; Barcelona merkez olarak belirlendi. Ancak genel sekreterin belirlenmesindeki yetersizliği ve özellikle bu iddialı projenin tıknefes olması kaygı vericidir. Taraflar ne derse desin, Akdeniz havzasını etkileyen engellemeler kurumsal düzenlemelerle değil siyasî inisiyatifle aşılabilir. Sıkıntılar çok büyük ve eğer sorumluluk sorumlulukları düzeyinde bir tutum belirlemezlerse proje kâğıt üstünde kalacak. Akdeniz'in kendisini paylaşan ülkeler arasında en eşitsiz sınır oluşturduğu bir durumla karşı karşıya kalacağız. Eğer Akdeniz İçin Birlik'in ortakları bu engeli kaldırmaya muktedir değillerse başka ülkeler bu işi onların yerine yapacaktır.

Sarkozy'nin girişimi en azından Akdeniz'in sorunları hakkında tartışmaları canlandırmayı başardı. Şimdi, Filistin ile İsrail arasında adına layık bir barış sürecini yeniden hareketlendirmeyi hedefleyen inisiyatifleri geliştirerek, ardından en kısa sürede projeleri somutlaştırarak bir vites yukarı çıkmanın vaktidir.
 
Kaynak: Zaman