Demokrasi mücahidi bir dosta 'pişmanlık' yazısı

 

Demokrasi de müskirat gibi bir şey.. Öbürü nasıl şişede durduğu gibi durmuyorsa insanın aklına demokrat bir fikir geldi mi kafada durduğu gibi durmuyor.. Hele onu yazıya dökmeye kalkıştın mı sonuç böyle oluyor işte.. Demokrasi benim neyime behey mantar kafalı, behey çengelli iğne. behey çamaşır mandalı!

Sevgili silah arkadaşım, değerli televizyon "Haykırmeni.." düşünür-yazar, yazdıktan sonra düşünür Reha Muhtar inceden inceye bize laf geçirmiş..

Suçlama şu:

"Tarihi sadece bilmek yetmez, kişi o sonuçlardan sentez yapabilmeli.."

Muhatabı bendeniz..

Her ne kadar gecenin saat on birinde cep telefonuma "Aman ha! Yarınki yazım seninle ilgili değil, üzerine alınma.." mealinde bir kripto yollamışsa da sonuç değişmez..

O mesajı niye yolladığını da anlamadım..

Sanki benim görüş ayrılığına düştüğüm köşe yazarlarının odalarını basmak gibi bir alışkanlığım var..

Reha da bana tarih ve demokrasi dersi verdi ya! "Şimdi odama dalar.. Rezalet çıkarır.." gibi bir fikre kapılmış..

 

***


Baştan söyleyeyim.. Reha Muhtar'ın can güvenliği şahsi teminatım altındadır.. Arabasını bilmem..

Temsil dün arabasının kıçını benimkinin burnuna kadar dayamış, öyle gitmişti..

İçimden "Şunun arabasına arkadan dalıp, tamponunu güzelleştir.." duygusu geçti ama demokrasiye olan bağlılığımdan yapmadım..

Kapıdaki güvenlikçilerden öğrendiğime göre bizim sporun paşası İbrahim Seten ile birlikte Astoria'ya gitmişler..

Bu demokrat fikirleriyle Beşiktaş'ı da karıştırmıştı.. İbrahim Seten'den Astoria'da yemek daveti alması bu sebepten..

Köşesinde yazdığı tevatüre göre bir futbolcu buna "Bizim hoca takımı iyi çalıştırmıyor.." demiş..

İbrahim Seten'in derdi de bu.. Reha'yı sarhoşlatacak.. O futbolcunun adını öğrenecek.. Fener-Beşiktaş derbisi öncesi haberi patlatıp Beşiktaş'ı karıştıracak..

Böylece Fenerbahçe'ye ve Aziz Başkan'a bir hizmette daha bulunacak..

NASIL BAŞLADI?

Bakalım Reha Muhtar o yemekte ağzından bir şey kaçırdı mı? İki vakte kadar anlarız bunu..

Benimle ilgili dokundurmalarına gelince.. O bir yazı yazdı.. "Atatürk çok yalnızdı.." dedi..

Ben de Atatürk'ün yakın arkadaşlarının başına gelenleri birer birer sayıp "Gazi Paşamız'ı biz mi yalnız bıraktık?" diye sordum..

Derken nüfusa Fehmi Koru olarak kayıtlı olduğu halde Taha Kıvanç müstearı ile dolaşmaktan hazzeden bir arkadaşımız mevzuya yandan müdahil oldu..

Reha'nın da adını vererek "Bakın ne yazmış, buna cevap yok mu?" diyerek bizimkileri fiştikledi..

Nedense mevzuya sadece Reha Muhtar zıpladı.. Ve tarihi doğru anlamak üzerine adımı vermeden ama benimle konuşur gibi bir yazı yazdı..

Yazının ana fikri şöyle..

"O bir demokrattı ama memleketi tek başına idare etmeyi tercih etti.."

Bunu anlayamayan da benim..

Reha Bey'in cevaben kaleme aldığı değerli öğretileri arasında tarihi olaylara nasıl bakılacağına dair bir tarif de var..

"Toplumsal ilişkilere ve değerlere bakacaksın.." diyor.. Toplumsal ilişkiden neyi kastediyor, hangi değerleri kafama kakıyor belli değil..


***


Benim sevgili arkadaşımda inanılmaz bir "mugalata.." kabiliyeti var.. Şimdi sözlüğe sarılıp "Bu da neymiş?" diye aranmasın, onu da yazayım..

"Lafı karıştırma, dolaştırma.." kabiliyetinden söz ediyorum..

Ağzına ver lafı.. Senin başladığın konuyu o sana anlatsın.. "Ben ne söyledim?" deyip düşünür, kendi kendine şizofren teşhisi koyarsın..

Arada bir odasında yüksek fikir alışverişinde bulunuyoruz.. Her zaman başıma bu geliyor.. Lafı bir yerinden kapıp beni "söz manyağı" yapıyor..

Böyle yeteneği olan biriyle karşı karşıya oturup tartışamazsın..

ÇAK TEMENNANI!

İlle de tartışıp sonuç alacağım veya ben üstün çıkacağım diyorsan onun da çaresi var..

Aniden tek dalacak paçasından birini eline geçirip sıkıca kavrayacaksın.. O öne eğildiğinde gövdesine yüklenip, paçasından da çekerek sırtını yere vuracaksın..

Ondan sonra "kazandım.." say kendini, Elini dize vurup çak temennanı.. Başka da bir yolu yok bu işin..

Tabii silaha hepimiz karşıyız.. O da bir çare ama..

Anladığım kadarı ile Reha kardeşim, cumhuriyetin tek partili yıllarının tamamını "demokrasi" hanesine yazmış..

Yazdıklarını okuyunca "cumhuriyet ile demokrasiyi birbirine karıştırıyor olmasın.." dedim demesine ya ben de işin içinden çıkamadım..

Çarpıcı örnekleri de var..

Çarlığı deviren Lenin kan döktü diye o rejimi demokrasi saymayacak mıyız, diye soruyor?

Eğer bana soruyorsa cevabım belli.. "Sayalım gitsin anasını satayım.. Demokrasi senden kıymetli mi Reha Abi?" der geçerim..

Gönlü hoş olacaksa Rusya'da rejimin oturmasından sonra telef olanları da "demokrasi şehidi" ilân ederim..

Yeter ki bir yazı daha yazıp beni bu tartışmaya sokmasın, bir daha böyle yazı yazmak zorunda bırakmasın.. Ben böyle ağır konuları kaldıramıyorum..

Bir lafım da Taha Kıvanç müstearıyla kendi okuruna şaşırtmaca veren Fehmi Koru kardeşime..

Lütfen gazetemizin demokrat yazarlarını böyle fiştikleme.. Aramıza nifak sokma..

"Fitne" İslamda büyük günahtır.. Öteki tarafta araya iki bin melek girip de senin adına ricacı olsalar dahi kendini kurtaramazsın..

Ebedi hayatın Yeni Şafak'ın Cehennem Bürosu Şefi olarak sürer durur..

(Basın kartı öbür tarafa serbestçe girip çıkmak için geçmiyormuş..)


***


Son sözüm yine Reha Abim'e..

Yazdıklarımdan alınma.. Cevap neyim yazıp beni entelektüel âlemlere bayrak yapma..

Ne de olsa biz demokrasinin acemisiyiz.. Acemi tosun ineğe başından binermiş..

Bugünden itibaren beni, kendinden daha azılı bir demokrat bilesin.. Allah beni demokratlık yolunda ıslah etmesin..

Hayda bre efeleeer!