Deli Dumrul ya da ABD

ABD dünyanın Deli Dumrul’u gibi davranmakta ısrarlı gibi görünüyor. Babası Bush’tan Irak’ı işgal etmeye vasiyetli mirasçı oğul Bush, iktidarıyla beraber -kurgusal bir tezgâhla- 11 Eylül -ikiz kulelerinin yıkılması- oyununu sahnelemiştir. İkiz kulelerin çatırdamasıyla beraber dünyadaki huzuru da çatlatmaya başlamıştır. El Kaide ve Taliban’ı bitireceğim diye insanlığı bitirmeye başlamıştır. Önce Afganistan’ı sonra Irak’ı işgal etmiştir. Yüz binlerce sivilin ölümüne milyonlarca insanın göçüne/sürgününe, hastalığına, huzursuzluğuna yol açmıştır. Şimdilerde ise İran’a kafa tutmaya devam etmektedir. Akşam televizyonda haberleri seyrederken komediye benzer bir haberin sunumu yapılıyordu. ABD tarafından “direnişçilere silah temin etmesi” gerekçesiyle İran ordusunu küresel terörist ilan etmeyi planladığının haberi veriliyordu. Şaşırdım ve öfkelendim. Bu ne pişkinlik bu ne yüzsüzlük bu ne utanmazlık dedim. Yaklaşık 200 yıldır insanlığın huzurunu dinamitleyen, işgalci politikalarını bir ahlak ve yaşam tarzı haline getiren ve bu politikalardan bir an geri kalmayan küresel dünyanın -Pax-Amerikan anlayışıyla- çivisini söken ABD, bu iğreti şakayı da insanlığa yapmıştı. Tam Bushvari plan, öneri, fikriyat…

 

11 Eylül sürecinde “Bizden olmayanlar Şer imparatorluğunun yandaşlarıdır, bu haçlı seferidir” mealinde söylemler dillendiren Bush insanlık tarihinin en eski kültürünün ve havzasının bir ordusunu küresel terörist ilan etmeyi tasarlıyordu. George Orwell’ın “1984” adlı romanındaki müjdelediği küresel dünyanın küresel kabadayısı Big Brother neyse bizim Dede Korkut hikâyelerindeki Deli Dumrul da odur. İkisi de kabadayı ikisi de terbiyesiz ikisi de patavatsız… İkisi de İnsanlık düşmanı… Biliyorsunuz ki Deli Dumrul kuru bir çayın üstüne köprü yaptırmıştır. Geçeninden 30 akçe geçmeyeninden döve döve 40 akçe alırdı. Ta ki Azrail’le karşılanana kadar.. Yani bir anlamda ABD Azrail’ini arıyor. Tabi ki ABD’nin suç dosyası Deli Dumrulunkinden daha kabarık.

 

ABD’nin suç karnesinden birkaç icraat:

 

 “Kızılderililerin soykırımında 70 milyon kızıl deriliyi yok eden ABD 1945-1946 yıllarında Amerikan ordusunun açtığı esir kamplarında 1 milyon Alman askeri kasten açlığa mahkum etmiştir.”

 

Yine ABD

1945'te Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atar ve 250.000 kişiyi vahşice katleder,

1950-53 yılları arasında yüz binlerce Koreliyi katleder,

 1950-59 yılları arasında  Küba'da 60.000 kişi ABD destekli Badista birliklerince katledilir ,

 1965'te  Endonezya'da 1.000.000 kişinin katledilmesine sebep olur,

1970-752’te Kamboçya ve Laos'ta 1.000.000 kişiyi katlederler,

1986'ta Libya'yı bombalar ve bine yakın sivili katleder, ülkeye ambargo uygular,

1991 yılında Irak'a saldırır ve 100.000'nin üzerinde Iraklının ölmesine sebep olur.

Sadece 1946-1975 yılları arasında 215 kez askeri güce başvurur. Aynı yıllarda insanlığı 19 kez nükleer silah kullanmakla tehdit eder,

 

“ABD ve İngiltere’nin önderliğini yaptığı Irak işgali sürecinde çoğunun sivil insanlar olduğu 700 bin Iraklı hayatını kaybetmiştir ve daha da kaybetmektedir.

 

Askerler gözleriyle yüzlerce Iraklı çocuğun ABD kurşunlarıyla vurulduğunu gördükleri, Iraklı sivillerin nasıl işkence ve zulmü maruz kaldıklarına şahit oldukları gibi insanlık dışı girişimleri Nation dergisi röportajlarında anlatmıştır.

 

ABD'nin diğer ülkelerde kınadığı işkence yöntemlerini Afganistan'da uyguladığını belirten HRW, toplama kampı gibi kullanılan Bagram, Kahdahar, Celalabad ve Esadabad'daki üslerde 2002'den beri tutulan 1000 kişinin kötü muamele ve işkenceye maruz bırakıldığı, uzun süre zincire vurulduğu, dövüldüğü, uykusuz bırakıldığı, aşırı sıcakta bekletildiğini kaydetti.”

 

Bunlara benzer daha yüzlerce suç tablosu… İnsanlık Amerika’yı hiçbir zaman unutmayacaktır. Çünkü ABD izlemiş olduğu politikalarla insanlarda içselleşen, kökleşen bir nefreti oluşturmuştur ve oluşturmaya devam edecektir. İnsanlık hiçbir zaman  “Amerikalılar`ın bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz? Peygamber Efendimiz`in en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi Amerikalılar`a ve Siyonistler`e mi sattınız? Haysiyet ve şerefinizi ne çabuk kaybettiniz
? Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum; Allah için bizleri, Amerikalılar`ı ve onların piçlerini öldürün!”
diyen Ebu Garip hapishanesinin duvarlarından taşıp gelen Iraklı Nur’un çığlığını hiçbir zaman unutmayacaktır. 

 

Amerikan askeri tarafından tecavüz edildikten sonra üzerine benzin dökülüp yakılan aileyi ve 14 yaşındaki kızın son çığlığını da hiçbir zaman unutmayacaktır. İnsanlığın Big Brother’ı/ Amerika birilerini hiç küresel terörist ilan etmeye çalışmasın… İnsanlığın vicdanında küresel bir barbar ilan edilmiştir. Ayrıca dünya siyaseti arenasında diplomatik dille ABD ordusunu küresel terörist ilan edecek baba yiğit aranıyor. ABD İnsanlığın üzerinden kirli ellerini çektiği an insanlık huzur bulacaktır… Yeter ABD insanlığı germe, huzur ver artık…