Davutoğlu'ndan İsrail'e insani ikazlar...

İsrail’in Gazze’deki ablukası insani skandal boyutlarını aşalı çok oldu. Gazze kaç yıldır açık hava hapishanesi artık unuttuk. Gözümüze en batan İsrail’in 2008 Aralık’ındaki son saldırısının bıraktığı enkaz. Lakin dünyanın vicdanının kepenkleri sımsıkı kapalı.

İşte uluslararası sivil toplum kuruluşları bu yıl ikinci kez bu kepenklerin açılması için seferber. Geçen ocakta İsrail ve Mısır’ın çıkardığı binbir engel karşısında bu işi siyasi eyleme dönüştürüp dünyanın dikkatini çekmekte başarılı da olmuşlardı. Gazze’ye bir yıl sonra ilk kez doğru dürüst insani yardım ulaşmıştı. Şimdi de 1000’e yakın kişi yeniden yola koyuldu. Karşılarında yine İsrail engeli var.

İlginç olan organizasyonda Türkiye dahil 50 ülkeden örgütler varken, İsrail kamuoyunun meseleyi Türkiye ile açık gerilime çevirme çabası. Önceki gün İsrail istihbaratına yakın Debka File sitesinde Türkiye’nin İsrail’e engel çıkarılmasını ‘savaş sebebi’ sayacağına dair ültimatom verdiğini ortaya atılıverdi. 

‘Herkes sağduyulu olsun’
Türk yetkililer bunu kesinlikle yalanlıyor. Dün İstanbul’da başlayan ve 1975’ten beri faal olan BM’ye bağlı Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Uygulanması Komitesi’nin toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu da bu sorulara muhatap oldu.

Davutoğlu öncelikle bunun uluslararası siyasi ve stratejik boyutları kadar, insani bir mesele olduğunu anımsattı. Türkiye’nin Filistinlilerin haklarıyla 60 yıldır ilgilendiğini, gelişmelere kayıtsız kalamayacağını anlatırken, “Gazze’de yaşayan insanların hiçbir hakkı yok. Orası modern bir getto. Türkiye olarak getto fikrine karşıyız. Türkiye tarih boyunca bu tür gettolarda yaşayanlara kucak açtı” sözleri dikkat çekiciydi. Türkiye’nin ilkesel olarak Gazze’ye ablukanın kalkması çağrısı yaptığını vurgularken, İsrail’e ültimatomun mevzu bahis olmadığını söyledi. Ancak şu sözleri de ikaz niteliğindeydi:

“Gazze’ye hareket eden gemiler, her şeyden önce sivil bir girişimdir. Ümit ederiz bir gerginlik çıkmasın. Dünyada böyle örnekler vardır. Sivil olmaları sebebiyetiyle anlayışla karşılanmaktadır. Herkesin bu yardımın barışçı yöntemlerle ulaşmasına katkı yapması beklenir. İsrail’in de sivil toplum örgütlerinin de sağduyulu davranmasını umarız.” İsrail’in ikaza kulak verip vermeyeceğini birlikte göreceğiz.

 

 Kaynak: Radikal