Çözüm Beka'daki bildiride saklı

Canbolat’ın Hizbullah’ın safına geçmesi tüm hesapları bozdu. Dürzi liderin 21 Ocak’taki basın açıklaması büyük ilgi toplamıştı.

“Başkalarıyla hesaplarını, Lübnan üzerinden görmek isteyen yabancılar, liderlerimize emir veriyor. Onlar da bizi savaşa sürüyor. Savaş çıkınca uçaklarına atlayıp, emir aldıkları ülkelere gidiyorlar. Kaybeden biz oluyoruz” dedi bana Beyrut Phoenicia Oteli’ndeki garsonlardan biri. Eski Başbakan Refik Hariri’nin öldürüldüğü yere çok yakın bu otel, geçen hafta, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Katarlı mevkidaşının mekik diplomasisine sahne oldu.

Lobi, siyasetçi, gazeteci ve muhtemelen casuslardan geçilmiyordu. Herkes bir şey söylüyordu ama en iyi yorumu o garson yaptı. Benimse dilime Feiruz’un ‘Li Beyrut’ şarkısı takılmıştı, “Ekmek ve yaseminlerden, insanların ruhundan oluşan Beyrut, neden tadın ateş ve dumana dönüştü” diyen şarkısı. O canım şehir, yeniden duman olmanın eşiğinde, tam da o garsonun dediği sebeplerden.

En Lübnancı çözüm
Birçok kimse gibi o garson da arabuluculuk çabalarının sonuç vermesinin imkânsız olduğunu biliyordu ama yine de umut etmekten kendisini alamıyordu. Taraflar kırmızı çizgilerini çoktan ilan etmişti ve ülkenin geleceği için tavize niyetli değildi. Türkler ve Katarlılar, yalnızca tarafları değil, uluslararası aktörleri de ikna etmeye çalıştılar. Yorumlara bakıyorum da, arabulucular ya Haririci olmakla eleştiriliyor ya da Hizbullahcı. Mesele Lübnan olunca düşünme kalıpları şucu ya da bucu olmayı dayatıyor, çünkü Lübnan’ın yerel güçleri de dâhil kimse Lübnancı değil.

Arabulucular Hizbullah’ın da dahil olduğu birlik hükümeti kurulmasını, hükümetin Hariri cinayetini araştıracak komisyon kurmasını, komisyonun ‘yalancı tanıklar’ meselesi de dahil diğer konuları araştırıp Lübnan Özel Mahkemesi hakkında rapor vermesini ve buna göre karar alınmasını önerdi. Formül buysa, tarihin gördüğü en Lübnancı formül olduğu söylenebilir. Belli ki hem adalet hem de istikrar arayışına hitap eden bir formül bu. Gerçekçiliği tartışılabilir ama bu tartışma, formülün kendisinden değil, Beka Vadisi’ndeki Zahle kentinin sakinlerinin taa 1843’te yazdığı bir manifestoda saklı: “Bizi yönetenler ayrıcalıklara ve dokunulmazlıklara sahip olduğu sürece Lübnan’a barış gelmeyecek.”


Kaynak: Radikal