Cinayete iştirak etmek

İsrail'in Gazze'de düzenlediği hava saldırılarını izleyen, binaların yerle bir edildiğini, okula giden çocukların öldürüldüğünü, sıralanmış cesetleri, feryad eden anne ve eşleri, korku içinde nereye doğru kaçacağını şaşırmış Filistinli kalabalıkları, hastalara bakamayacak derecede dolu, yaralılara müdahale edecek araç gereçlerden yoksun hastahaneleri ve insani drama karşı ezberlenmiş, nasırlı kaygısızlığımızı gören her hangi bir kimse bizden niçin nefret edildiğine hayret edebilir mi?

 

Kendi kendimizi beğenip kutlamamız ve farz edilen erdemimiz, İsrail'inkiler kadar yalan yanlıştır. Canavar olduk, silahlı zorba, kalpsiz ve vahşileriz. İnsanların katledilmesine, rezil bir savaş suçuna tarafsızız ve hiçbir şey yapmıyoruz. Gazze'de acı çeken ve ölen masumların bizim yansıyan görüntülerimiz olduklarını, kaderin, doğduğumuz zaman ve mekânın şartlarının farklı olması durumunda ne hallerde olacağımızı unutuyoruz. Hepimiz de saçma ve savunmasız yaratıklarız, unutuyoruz. Korku, nefret ve sevgi kapasitemiz var hepimizin de.

 

İmtiyaz ve güç, özellikle askeri güç, tehlikeli bir uyuşturucudur. Şiddet, kuvvetin yükünü çekenleri mahveder ama tanrı olmak için onu kullanmaya kalkanları da. Saldırıların cumartesi başlamasından bu yana 350'den fazla Filistinli öldürüldü, 1.000'den fazla kişi yaralandı ki bunların çoğu sivillerdi. İsrail savunma bakanı Ehud Barak, Haması Gazze'de bitirmek için savaştıklarını söyledi. Savaş? İsrail, ileri teknoloji savaş uçakları ve donanma gemileriyle hava kuvvetleri, hava savunması, donanması, ağır silahları, topçu birlikleri, zırhlı tugayları, komuta kontrol mekanizması, velhasıl ordusu olmayan aşırı kalabalık mülteci kamplarını ve gecekonduları bombalıyor ve buna savaş diyor. Savaş değil bu. Cinayet.

 

İşgal altındaki Filistin topraklarında insan hakları BM özel raportörü, eski Princeton Üniversitesi hukuk profesörü Richard Falk, İsrail'in Gazze'deki 1.5 milyonluk Filistinliye yaptıklarını "insanlığa karşı suç" olarak tasnif etti. Bir Yahudi olan Falk, Gazze'deki Filistinlilerin toplu halde cezalandırılmasını, Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin 33'ncü maddesinde belirtildiği şekliyle "uluslararası insani hukuk'un açık ve ağır ihlali" olduğunu söyledi. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin vakayı soruşturmasını, Gazze kuşatmasında sorumluluğu olan İsrailli sivil liderler ve ordu komutanlar hakkında uluslararası ceza hukukunu ihlalden dolayı dava açılıp cezai takibat yapılıp yapılamayacağını tespit etmesini" istedi.

 

Falk'ın yılmaz dürüstlüğü İsrail'i çileden çıkarttı. 14 Aralık'ta Gazze ve Batı Şeria'yı ziyaret girişimini engelledi.

 

"Ülkeye girişim engellendikten sonra, ülkeye giriş sorunu yaşayan başka 20 kişiyle birlikte bir odada tutuldum" dedi. "Bu noktada BM temsilcisi değil de vücudu santim santim aranan bir nevi güvenlik tehdidi muamelesi gördüm ve en titiz bagaj kontrolüne şahit oldum. Ülkeye girişlerine izin verilen refakatimdeki diğer iki BM yetkilisinden ayrıldım. Bundan sonra da birkaç mil ötedeki havalimanı gözaltı merkezine götürüldüm tüm çantalarımı, cep telefonumu bir odada bırakmak zorunda kaldım ve sidik ve pislik kokan beş kişinin bulunduğu kapısı kilitli küçük bir odaya alındım; kapalı yer korkusuna tatsız bir davetti. Kirli yataklar, yenilmez yemekler ve ne çok fazla açık ne de karanlık olacak şekilde ışıkların gardiyan ofisi tarafından kontrol edilmesi dâhil hapishane hayatının sefaleti üzerine yoğun bir kursa eşit 15 saat civarında hapsedildim."

 

Yıkımı haber verecek dış basın da Falk gibi Gazze'ye girişten men edilmişti.

 

İsrail'in beyan edilen amacı yani Gazze'den fırlatılan ev yapımı roketlerin durdurulması amacına ulaşılmadı. Gazzeli militanlar, İsrail saldırılarının başlamasından buı yana İsrail içlerine 100'den fazla roket ve havan mermisi gönderdiler, dört kişiyi öldürdüler ve iki düzine adamı yaraladılar. İsrail kara saldırısı düzenlemekle tehdit etti ve 6.500 kişilik yedeği göreve çağırdı. Tankları Gazze sınırına sürdü ve bölgeyi kapalı askeri alan ilan etti.

 

Hamas'ın roket saldırıları Falk'ın dediği gibi uluslararası hukukun ihlal edilmesidir. Ancak Falk'ın kaydettiği gibi "...Filistinlilerin bu davranışı, İsrail'in Gazze'deki insanların hayat ve sağlığını tehdit eden toplu cezalandırmasını meşrulaştırmaz ve BM'nin ve de uluslararası toplumun dikkatini dağıtarak Filistin halkına koruma sağlamak gibi bir temel manevi ve yasal görevinden başka yöne çekmemelidir."

 

Halen süren Gazze kuşatması hakkında "1.5 milyon Gazzeli'ye her bir gün ağza alınmaz çilelere, sağlıkları açısından hayatta kalma mücadelesine düçâr eden insani felâketin gözler önüne serilmesidir" diyor Falk. "Gittikçe tehlikeli hale gelen bir durum bu… Son araştırmalara göre Gazze'de yaşayan çocukların yüzde 46'sı akut anemi. İsrail savaş uçaklarının yol açtığı ses patlaması başta çocuklar olmak üzere ağır işitme kayıplarına yol açtı. Gazzeli çocukların binlerce işitme cihazına ihtiyacı var. Yetersiz beslenme bir dizi farklı boyutlarda almış başını gidiyor ve Gazzeliler'in yüzde 75'ini etkilenmiş durumda. Yaşama isteğini kaybetmiş genç yaştakiler arasında zihin hastalıkları çok yaygın. 12 yaşından küçük Gazzeli çocukların yüzde 50'sinde yaşama isteğinin olmadığı tespit edildi."

 

Hava saldırılarından önce Gazze'de günün 12 saati elektriksiz geçiyordu ki hastanelerdeki ağır hastaların ölüm emridir bu. Şimdi Gazze'nin çoğu elektiriksiz. Çok az ilaç ve ağrı kesici var, kanser ve kistik fibroz tedavisi için gerekli olanlar dâhil. Hastanelerin genelde jeneratörleri var ama yakıtları yok. Gazze'deki üç bilgisayar tomografisi dâhil voltaj dalgalanmasından dolayı tıbbi aygıtlar bozuldu. Doktorlar bebek küvezlerinin ısısını kontrol edemiyorlar. İsrail, çıkış vizelerinin birçoğunu iptal etti; bunun anlamı, tedaviye muhtaç hastaların, kanser hastaları ve böbrek diyalizine bağlı hastaların bir kısmının ölmesiydi. Geçen sene tahminen 230 Gazzeli, tıbbi tedavileri yapılmadığı için öldü, bir kısmı son saatlerini içeri kabul edilmedikleri İsrail'e giriş noktalarında harcadı. Çocuklar - yani Gazze nüfusunun yarısı 17 yaşın altıdadır - toplanan çeşitli istatistikler gittikçe gaddar sonuçlar veriyor. Gazze'deki çocukların yüzde 45'i sebze ve meyve yokluğundan dolayı demir eksikliği çekiyor; yüzde 18'i bodur kaldı.

 

Kuşatma'nın "korkunç" olduğunu söylüyor Falk. "Bu durumu ifadeye uygun hiçbir şey bilmiyorum. İnsanlar modern zamanlardaki en yakın benzeri olarak Varşova gettosuna atıf yapıyorlar."

 

"On yıllarca süren ve bu tür baskıcı durumları ihtiva eden bir işgal yapısı yok"" diye ekliyor raportör. "Büyüklüğü, kasıtlılık, uluslararası insanı hukukun ihlali, sağlık, hayat ve beka üzerindeki etkisi ve tüm genel şartlar, insanlığa karşı suç teşkil etmektedir. İsrail ordusu ve sivil otoritelerin doğrudan niyeti, bu işgaldir. Sorumlusudurlar ve mesul tutulmalıdırlar."

 

İsrail saldırısının hedefi göstermelik olarak Hamas'ı, 2007 yılında seçimle iktidara gelen İslamcı grubu dağıtmaktı. Ancak Hamas tekrar tekrar uzun vadeli ateşkesler önerdi ve kalıcı bir ateşkes görüşmeleri çağrısında bulundu. Mısır aracılığıyla geçen Temmuz ayında yapılan son ateşkes boyunca İsrail'in kuşatmayı hafifletmeyi reddetmesine rağmen Hamas yapılan antlaşmaya saygı gösterdi. 4 Kasım'da saldırı düzenleyerek ateşkes antlaşmasını bozan ve altı Filistinliyi öldüren İsrail idi. Hamas işte bundan sonra roket saldırılarına yeniden başladı.

 

Falk, Filistinlilerin roket saldırıları için "bu bir hayatta kalma suçudur" dedi. "İsrail, Gazzeliler üzerinde öyle dayatmalarda bulunuyor ki Filistinliler her ne dayatılırsa dayatılsın ya kabul etmeli yahut da eldeki mevcuda bakarak her türlü yolla direnç göstermeliler. Bir halka dayatılan çirkin bir ikilem bu... Bu ikilem, roket saldırıları dâhil bu hareketlerden dolayı Filistinlilerin ve özelde Gazzeliler'in sorumluluklarını azaltmaz ama bu şartları yarattığı için İsrail'e sorumluluk da yükler."

 

İsrail, Filistinlilerin direnme iradesini yok etmenin yollarını arıyor. İsrail hükümetinin diplomasi veya barışçıl çözümle bir işi yok. Yahudi yerleşimlerinin West Bank'a doğru hızla genişlemesi, Filistinlilerin arazilerini bünyesine katarak iki devletli bir çözüm ihtimalini yok etme çabasıdır. Ayrıca İsrail, Gazze Şeridini Mısır'a doğru iteliyor gibi. Gazze'den Mısıra uzanan düzinelerce tünel, temel ihtiyaçlara ulaşmanın ana yolu. İsrail, muhtemelen Gazze'nin İsrail'den bağının kopmasını dilediği için tünellere müsaade etmişti. Ancak pazar günü başlayan saldırıda İsrail'in 40 kadar tüneli bombalamasıyla bu durum da sona erdi. İsrail ordusu, tünellerin, sınırın Gazze tarafında, silah ve patlayıcı kaçakçılığı ve kanun kaçaklarını saklama amacına matuf kullanıldığını söyledi. Mısır, sınırı kapattı ve perişan Filistinlilerin topraklarına girmesini reddetti.

 

Falk "İsrail, Filistinlilere yaşayabilir bir devlet sunacak diplomatik sirece girme hazırlığı yapmıyor. Zamanın kendileri lehine olduğunu hissediyorlar. İnsanların, yaşayabilir bir devletin hiçbir zaman ortaya çıkamayacağı sonucuna varmaları için yeterli fiili durumlar yaratabileceklerini hissediyorlar" diyor.

 

Düşman bir toplumu dağıtmak için terör ve açlığın kullanılması, savaşın en eski şekillerinden biridir. Bosnalı Sırpların Sarajevo'da aynı taktiği kullandıklarını izlemiştim. Böylesi işgalleri düzenleyenler, uzun süren aşağılanmanın, şiddet ve hak ihlallerinin ayrım yapmaksızın kullanılmasının doğurduğu korkunç hiddeti kavramazlar. Çocuğu aşı veya yeterli tıbbi tedavi yapılamadığı için ölen bir anne ya da baba unutmaz. İsrail denetim noktasında alıkonan hasta anneannesi ölen bir torun unutmaz. Hava saldırısında çocuğunu yitiren ebeveyn unutmaz. Aşağılanmaya, ihlal ve cinayetlere mâruz kalmış aileler unutmaz. Gazze'deki bir okulda mülakat yapılan çocukların yüzde 71'nin "şehit" olmak istemeleri şaşılası bir şey midir?

 

Gazze'deki İsrailliler, Irak ve Afganistan'daki Amerikalılar gibi, bir sonraki militan ve radikaller kuşağını yetiştiyorlar ahmakça. İsrail ve Amerika Birleşik Devletlerinin adaletsizliğinin hiddetlendirdiği cihatçılar, hayatları pahasına da olsa mütekabil vahşi eylemler düzenlemenin yollarını arıyorlar. Filistinli çocuğun üzerine salınan şiddet, bir gün gelecek, İsrailli çocuğun üzerine salınan şiddet olacaktır. Gazze'nin trajedisi bu; İsrail'in trajedisi.

 

 

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alparslan Balcı