Çin, Türkmenistan gazını güvenceye aldı: Gerçekte kim kazandı?

 

14 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen bir açılış töreni hak ettiğinden daha az bir ilgi gördü. Daha fazlasını hak ederdi çünkü ekonomik gücün üç Orta Asya devleti ve Çin lehine, Rusya'nın ise aleyhine yön değiştirmesi anlamına gelmektedir. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbanguli Berdimuhammedov, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, Hazar'daki Türkmenistan doğalgaz yataklarını Çin'in Sincan/Doğu Türkistan eyâletine bağlayan Orta Asya-Çin doğalgaz boru hattının açılışını yaptılar.

Bu hat daha sonra Şangay ve Hong Kong gibi uzak bölgelere doğalgaz ulaştıran Çin'deki Batı-Doğu Doğalgaz Boru Hattı ile birleşiyor. Bu hattan 2010 yılında 13 milyar metreküp, 2011 yılında 30 milyar metreküp ve 2013 yılında 40 milyar metreküp doğalgaz pompalanacak. Bu hat, Çin'in bugünkü doğalgaz tüketim miktarının yarısını sağlayabilecek.

Doğalgaz ihraç güzergâhlarının çeşitlendirilmesi, bölgesel güvenlik etmeni olarak görülüyor

Çoğu yorumcu ve yetkili, Rusya'nın Orta Asya'da zemin kaybettiğini siyasi hassasiyetlerden dolayı açıkça söylemekten imtina ettiler. Nüfuz küreleri olmadığına dair yıllarca yapılan resmi beyanlara rağmen – kurnazlık yapıp "nüfuz" kelimesinin yerine "çıkar" kelimesini kullanıyorlar – tarihi, iktisâdi ve kültürel bağları ihmale gelmez bir bölgede hassas bir güçler dengesi var. Çin, ABD ve Avrupa gibi yeni oyuncuların gittikçe büyüyen çıkarlarına yer açma ihtiyacı da var. Rusya, bölgeyi doğal arka bahçesi gibi görüyor fakat pek çok ülke Rusya'yı artık en faydalı ortak yahut eli her daim üstte olması gereken ortak olarak görmüyor.


Bu yeni boru hattından en büyük pay Türkmenistan'ın çünkü bu yeni ihraç güzergâhı, onu Gazprom'un diktesinden kurtarmaktadır: Türkmenistan doğalgazının yüzde 70'i, Gazprom şebekesi üzerinden ihraç ediliyordu. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov "bu projenin başarıyla tamamlanması, tüm uluslararası enerji ortaklıkları için özgün bir model olabilir" dedi ve "bu boru hattının tüm bölge üzerinde ve bölge ötesinde olumlu etkileri olacak ve Asya güvenliğine katkı sunan bir etmen haline gelecektir" diye ekledi.

Diğer kazananlar ise kendi doğalgazlarını – özellikle de Kazakistan'daki Karaçağanak, Kaşhagan ve Tengiz doğalgazını - bu hat üzerinden ihraç edebilecek olan Kazakistan ve Özbekistan.

1.833 km uzunluğundaki Orta Asya-Çin doğalgaz boru hattı 7.3 milyar dolarlık bir proje. Hattın 188 km'lik bölümü Türkmenistan'dan geçiyor; 530 km'lik kısmı Özbekistan'dan Kazakistan'a, 1.115 km'lik kısmı ise Kazakistan'dan Çin'e uzanıyor. Çin'deki Batı-Doğu Doğalgaz Boru Hattı ise 4.500 km uzunluğunda ki dünyanın en büyük boru hattı şebekesidir.

Yeni bir doğalgaz oyuncusu: Türkmenistan

Bağımsız İngiliz denetim şirketi Gaffney, Cline & Associates Ltd, Yolöten-Osman doğalgaz yataklarındaki rezervi tespit etmek üzere 2008 yılında görevlendirildi. Türkmen yetkililerin – Türkmengaz, Türkmenneft ve Türkmenneftegazstory dâhil - şişirilmiş veriler sağlayarak denetçileri yanlış yönlendirdikleri iddialarına rağmen – rezervleri ispatlanmış yeni gaz yatakları keşifleri ışığında Türkmenistan'ın dünyanın dördüncü veya beşinci büyük gaz yataklarına sahip olduğunu kabul etmek mâkuldür. 2009 Aralık ayında skandala karışan yetkililere bizzat Berdimuhammedov yol verdi.

Türkmenistan'ın bu zamana kadar önünde duran problem, ihraç güzergâhlarının sınırlı olmasıydı. Doğalgazının yaklaşık yüzde 70'ini Gazprom boru hatlarından ihraç etmek durumundaydı. Kilit bir boru hattında 2009 Nisan'ında yaşanan patlama, dalaşmaya neden oldu: Türkmenistan ve Rusya, karşılıklı olarak olaydan birbirlerini sorumlu tuttular; Türkmenistan tahminen ayda bir milyar dolar kayba uğruyor; Gazprom, Türkmen gazına Avrupa fiyalarını vermeyi reddediyor; Türkmenistan, Rusya'nın sponsor olduğu Güney Akım'ın ezeli düşmanı Nabuko'ya doğalgaz tedarik edebileceğini ilan etti vs.

Kısa bir süre önce yayınlanan bir Vedomosti raporuna göre Gazprom 2010-2012 arasında Türkmenistan'dan 50 milyar metreküple kıyaslandığında çok düşük olan 10.5 milyar metreküpten fazla doğalgaz satın almayı düşünmüyor ki bu durum Türkmenistan'ın ihraç güzergâhlarını çeşitlendirmesi gerektiğinin teyididir. Dolayısıyla bu boru hattının hayata geçmesi bundan daha vakitlice olamazdı.

Gazprom hegemonyasındaki çatırtı

Gazprom, Orta Asya'dan doğalgaz tedariği üzerinde yıllardır tekel sahibiydi. Çin ve Avrupa'nın doğalgaz arzını çeşitlendirmeye duydukları ilgiyle birlikte Gazprom, Rusya'yı atlayarak alternatif enerji güzergâhları arayışındaki Avrupa ülkelerinin ayaklarının altıdaki çimleri biçmek için arz anlaşmalarını güvenceye alan riskli bir önleyici hamle yaptı. Bilhassa da Türkmenistan'la oynanması mâliyetli ve riskli bir oyun olduğu ortaya çıktı zira dünya fiyatları ve talebi düştü ve üzerinde anlaşma sağlanan fiyatlar, Rusya'nın bu gazı satabileceği fiyatlardan daha yüksek kaldı. Oynan bu oyunun bir amacı da Nabuko boru hattını baltalamaktı.

Rusya'yı atlayan ve çevresinden dolanan, Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından onaylanan Nabuko boru hattı, sahnelenmekte olan güç mücadelesinin mükemmel bir örneğidir: Türkmenistan ve Azerbaycan'daki doğal gazları güvenceye alması gereken Nabuko'nun sermaye karlılığı şüphe altına düşüyor çünkü hem Nabuko'ya hem de Gazprom'un Güney Akım'ına verilecek yeterli gazın mevcut olup olmadığı belli değil. Gazprom'un bunalttığı Türkmenistan mukavele yükümlülüklerinden kaçarak Nabuko'ya doğalgaz pompolayabileceğini 2009 Temmuz'unda ilan etti. Azerbaycan da her iki boru hattına doğalgaz tedarik edebileceğini bildirdi her ne kadar Türkiye-Ermenistan yakınlaşması ışığı altında kendini ağırdan satıyorsa da.

Çin'in doğalgaz tedarikçilerini çeşitlendirme yaklaşımı

Çin, ekonomik büyümenin ve hatta iç istikrarın, tedarik zincirini uzun vadeli anlaşmalarla sağlama almaktan geçtiğinin farkında. Bir seferde bir adım atan Çin, hammadde niteliğinde emtiaların, mineral ve enerji kaynaklarının arzını sağlama alıyor. Tedarikçi ülkedeki konumunu sağlamlaştırmak için yerel operasyonların yürütülmesinde yönetim yetkisi elde etmenin yanısıra krediler ve teknik uzmanlık da sunuyor. Çin, Afrika'nın ve kötü kokular yayan bazı ülkelerin ne ilk üç ticari ortağı arasında. Sudan gibi ülkelerin önemli ticari ortağı durumunda. Sudan, petrolünün büyük bir kısmını Çin'e ihraç ediyor ve Çin'den gıda satın alıyor. China Metallurgical Group 2009 Ekim'inde, Afganistan'daki bakır yataklarını işletme hakkını 3 milyar dolara satın aldı ve bir ülke ne kadar sorunlu olursa olsun, sınırsızca hareket ettiğini gösterdi.

Para, güç dengesinin değişmesine yrdım ediyor

Çiçero'nun dediği gibi "savaşın kas telleri paradır" ve yapılmakta olan ticaret savaşlarında Çin'in bilhassa da Çin Kalkınma Bankası (ÇKB) gibi devlete ait mâli kurumlar aracılığıyla dengeye oynayabileceği devasa mâli rezervleri var. Boru hattının en büyük ve en pahalı kısmı olan Kazakistan kesiminin inşasına 6.7 milyar dolar sağlayan ÇKB çok önemli bir rol oynadı. Çin Ulusal Petrol Şirketi, 2009 Nisan'ında 2.6 milyar dolara ödeyerek MangistauMunaiGas'ın yüzde 50 hissesini satın aldı; Çin Yatırım Şirketi ise 2009 Eylül'ünde 939 milyon dolara KazMunaiGas Exploration & Production'ın yüzde 11'lik hissesini satın aldı.

Nakit sıkıntısı çekilen bir dönemde Çin'in mâli avantajı var: Devlet şirketlerine belirli projeler üzerinde çalışma tâlimatı verebilmesi, muhtemel tüm Çinli oyuncuların katılımını eşgüdümlemesi (mâli hizmetler, müteahhit şirketler, yönetim şirketleri vb) Çin'in kendisini tedarik zincirinin her düzleminde konumlandırabilmesine izin veriyor. Örneğin Çin, Orta Asya'da doğalgaz yatakları işleten şirketlerden (MangistauMunaiGas and KazMunaiGas E & P) hisse satın aldı; Çin, Türkmenistan'da doğalgaz yatakları işletme ruhsatı da satın aldı. Başka şirketler ise benzer hakları almak için çırpınıp duruyor; Çin, doğalgaz yataklarından başlayan boru hatlarının inşasına hem mâli yönden hem de teknik yönden yardım etti (CNPC, China Petroleum Pipeline Bureau ve China Petroleum Engineering and Construction Corporation); ve Çin, üretilen doğalgazı satın alıyor.

Çin, Amerikalı ve Avrupalı rakiplerine kıyasla üstün durumda çünkü ABD'nin devlet şirketi yokken Avrupa'nın da birkaç devlet şirketi, özel şirketlerle aynı standartlara tâbi ve ne yapmaları gerektiği tâlimat yoluyla öyle kolayca söylenemiyor. Ayrıca, Çin, uzun vadeli arz hâricinde, mâli destek için şart da öne sürmüyor. ABD veya AB üyesi ülkeler ise demokrasi ve insan haklarının iyileştirilmesi gibi şartlar öne sürüyorlar ki Orta Asya ülkelerinin bir çoğu nezdinde hoşgörülemez bir şekilde iç işlerine karışmaktır. Bundan başka, Çin pek çok devlet şirketine sahip, bir proje üzerinde mesela boru hatı projesi üzerinde çalışmaları için "talimat" verebiliyor. CNPC , Orta Asya-Çin boru hattı projesinin operatörüydü ve projenin başından sonuna kadar katılımcı her ülkeyle çalıştı. Bu devlet garantili mâli kaynakları olan ve devletin tam destek verdiği "gitmeye hazır" şirketler birliği Çin'e rekabet bir üstünlüğü bahşediyor. Bununla birlikte, Rusya'nın kollarından Çin'in kollarına gitmek bir aşk hikayesi değil de mantık evliliğidir. Çin'in artan nüfuzundan ve düşük çevre standartlarından kaygı duyulmaktadır. Orta Asya ülkeleri, dengeleyici bir rol olarak Amerika'nın ve Avrupa'nın ticari dahlini gözetlemektedir. Ayrıca, Amerikan ve Avrupa şirketlerinin şeffaflık, hesap verebilirlik, sözleşmenin kutsallığı, hukukuk üstünlüğü vb işletme uygulamaları , yolsuzluk salgını içindeki Orta Asya'ya büyük fayda sağlayacaktır.

Karşılıklı faydaya dayalı bölgesel işbirliğine başarılı bir örnek

Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan'ın hepsine de hizmet edecek bir boru hattı inşası gibi müşterek bir amaç doğrultusunda ortak çaba sarfetmeleri bir kazanımdır. Çin, bunun gerçekleşmesinde işveren olarak araçsal bir rol oynadı. Hu Jintao "karşılıklı bütünleyicilik, karşılıklı fayda, eşitlik, kazan-kazan temelinde işbirliği yapan dört ülke, enerji işbirliğini faal bir şekilde yürütüp verimli sonuçlar aldılar" diyerek kazan-kazan temelinde, karşılıklı işbirliğinin faydalarını vurgulamıştı.

Yani bölgesel işbirliği Orta Asya'da gerçeklik olmaktan çok uzak her ne kadar sınır ötesi ticari faaliyetlerin faydaları kabul edilmekteyse de. Nihayetinde, Türkmenistan bu boru hattından en çok kazançlı çıkan olmasına rağmen nihâi kazananı Çin'dir çünkü çok değerli bir güzergâhı sağlama almanın yanısıra üç Orta Asya devletini karşılıklı olarak faydalı müşterek bir amaç doğrultusunda yani doğalgazlarını ihraç etmeleri için yeni bir ihracat güzergâhı inşası doğrultusunda biraraya getirerek imajını güçlendirmiştir.

Çin'in yardımı sayesinde Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan'ın enerji ihraç güzergâhlarını çeşitlendirmeden hâsıl olan ilave pazarlık gücü, siyasi ve iktisâdı bağımsızlıklarını güçlendirmekte, bölgesel istikrar ve güvenliği pekiştirmektedir ki bu kazanım takdir ve tanınmayı hak etmektedir.


Kaynak: OilPrice


Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı