Çin Denizi'nde tamtam sesleri

Çin Denizi tümüyle tehlikeli bir bölge. Asya'da, Çin ile kendisine komşu Pasifik ötesi başlıca bölgesel güçler arasında olduğu gibi, ABD ile de arasında canlanma, gerilim, rekabet ve tehditler katlanarak artıyor.

20.yüzyılda kıtlık ve şavaşlarla harap olan bu bölge, kısa zamanda dikkat çekici ekonomik kazanımlarla kendini yeniden inşa etmeyi bildi. Tecritten ve Maocu çılgınlıklardan sonra, Orta Kırallık [Zhou Hanedanlığı], Japonya'nın dünya ekonomisi sıralamasındaki ikincilik konumunu elinden alarak gezegenin belli başlı güçleri arasındaki yerine geri geldi. Güney Kore, 1950-1953 arasında, kuzey komşusuyla girdiği çatışmalardan çok kan kaybederek çıkmıştı. Bugün otomobilleri, elektroniği ve "yumuşak gücü" ile dünyanın her yerine ihracat yapan bir ekonomik güce dönüşerek ilk on beş ekonomi arasındaki yerini aldı. Güneydoğu Asya, kıtanın hasta adamı değil artık.

Ancak bu ekonomik başarı siyasi başarısızlığı maskeleyemiyor. Bölgenin önde gelen ülkeleri, karasularında tehlikeli biçimde kendini yineleyen hadiselerle sonuçlanan ihtilafları çözme kapasitesine sahip değil.

Doğu Çin Denizi'nde, Çin ve Japonya, doğal kaynaklar bakımından zengin. Senkaku ve Diaoyu ıssız adacıkları üzerinde kimin otorite kuracağı konusunda anlaşmazlık halindeler. 13 Aralık'ta, Pekin baskısını artırdı ve bu bölge üzerine "gayet normal" bir üst uçuş olarak nitelendirdiği bir gözlem uçağı gönderdi. Tokyo, sekiz F-15 avcı uçağıyla buna karşılık verdi. Güney Çin Denizi'nde, Vietnam ve Filipinler, Pekin'in Paracel ve Spratley takımadalarına yönelik emellerini giderek daha az destekliyor ve ABD'ye çarkediyorlar. Birkaç gün öncesine kadar Çin karşıtı gruplar, Çinli balıkçı tekneleri Vietnam petrol ve doğalgaz grubu PetroVietnam'a ait sismik kabloları kesince, Hanoi ve Ho Chi Minh kentlerinde gösteriler düzenlediler.

Bu sürtüşmeler milliyetçiliğin kabarmasına ve silahlanma yarışına yol açıyor. Japonya ile komşuları Çin ve Kore arasındaki tarihi anlaşmazlıklar durumu daha da istikrarsız bir hale getiriyor. Japonya'da 16 Aralık'ta yapılması öngörülen parlamento seçimleri, Asyalı kadınların Japon ordusunda fahişeliğe [ianfu] zorlanmasına karşı olduğu ve yedi savaş suçlusunun [barışa karşı] da yer aldığı "ülkesi için ölenler"in onurlandırıldığı Yasukin Tapınağı'nda İmparator için düzenlenen törenlerin lehinde olduğu bilinen eski Başbakan (2006-2007) Shinzo Abe'ye iktidar yolunu açacak gibi görünüyor."

Liberal Demokrat Parti (merkez sağ) başkanı Şinzo Abe, 1 Aralık'ta iktidardaki yönetimin Çin'e karşı Senkaku adaları konusunda halihazırdaki politikasını keskin bir biçimde eleştirerek, bu politikayı "diplomatik yenilgi" olarak nitelendirmişti. Bir şahin tutumuna sahip olduğu düşünülen Abe, Japon ordusu için yapılan harcamalardaki bozulmanın önünü almak, pasifist anayasayı değiştirmek ve takımadalara "normal" bir ordu tahsis etmek istiyor.

Başı ekonomik krizle dertte olan Avrupa'nın, Asya'da kılavuzluk pozisyonunda olduğunu söyleemek zor. Halbuki Avrupa Birliği'nin igal ettiği konum, dünyevi çatışmaları aşma amaçlı duyarlı bir politika inşa etmek için hünerini gösterebileceği bir konumdur. "Savaş kıtasını barış kıtasına" dönüştürme kapasitesi dolayısıyla Nobel Barış Ödülü'yle henüz ödüllendirilmiş Avrupa'nın, Asya'daki Jean Monnetleri, de Gaulleri ve Konrad Adenauerleri acaba kimler olacak?

* Köşeli parantezler çevirene aittir.

Kaynak: Le Monde | Başyazı |
Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin Korkut