CHP-MHP ittifakının üçüncü yenilgisi

Referandum sonuçları büyük bir hızla açıklanıyor. Muhtemelen bu yazıyı tamamlarken kesin olmayan sonuçları öğrenmiş olacağız. Şu an itibarıyla ‘evet’ oyları % 58 civarında görünüyor. Sonuçlar AK Parti adına çok ciddi bir başarının ifadesi. Bu arada Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin katkısını da unutmamak gerekiyor.

İllere göre dağılım, güneydoğuda boykotun hangi düzeyde gerçekleştiği, büyük merkezlerdeki sonuçlar; önümüzdeki dönemin siyasi haritasına dair önemli işaretler verecek. Bunlar üzerinde daha sonra geniş analizler yapma imkanımız olacak.

***

Bu referandum pekçok bakımdan adeta bir genel seçim havasında geçti. Muhalefet ısrarla tartışmayı anayasa paketi üzerinden değil, AK Parti karşıtlığı üzerinden yürüttü. Bu da hem tansiyonu yükseltti, hem de referandumu gerçek amacından uzaklaştırdı.

Başbakan Tayyip Erdoğan özellikle son 15 günde ısrarla tartışmayı anayasa paketi üzerinden devam ettirdi. İlgili maddelerin neler getirdiğini, neleri değiştirdiğini anlattı. Anayasa paketi üzerinden yürütülen gri propagandaya ayrıntılı olarak cevap verdi. Sonuçlar üzerinde bunun ciddi bir etkisi olduğunu düşüncesindeyim.

Referandum sonuçları bize özellikle birkaç mesaj veriyor.

2007 genel seçimlerinde ısrarla üzerinde durulan ‘proje’ AK Parti’nin önünü CHP-MHP ittifakıyla kesmekti. Cumhuriyet Mitingleri, Kürt sorunu üzerinden koparılan yaygara, medyanın yürüttüğü kampanya, bazı çevreleri bu ititfak üzerinde hayli umutlandırmıştı.

Ancak 2007 seçimlerinde AK Parti, % 47’yi aşan bir sonuçla seçimleri kazandı. İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi birkaç ilin dışında bu proje tutmadı. Üstelik MHP’nin CHP ile yakınlaşınca, geleneksel muhafazakar milliyetçi tabanını, başta İç Anadolu olmak üzere kaybettiği görüldü.

Aynı senaryo, bu kez daha sessiz ve derin bir kampanyayla 2009 yerel seçimlerinde gündeme getirildi. AK Parti birkaç puan gerilese de, CHP-MHP ittifakının bir kez daha başarısız olduğu ortaya çıktı.

***

Fazla yoruma hacet yok. 12 Eylül 2010 referandum sonuçları, bu ittifakın üçüncü yenilgisi. Bir başka ifadeyle CHP ve MHP’nin birlikte omuz verdiği ‘hayır’ oylarının toplamı beklediklerinin hayli altında kaldı.

Trakya-Ege-Akdeniz hattında ‘hayır’ oylarının yüksek çıkması şaşırtıcı değil. Bu hattaki bazı illerde, mesela Antalya ve İzmir gibi, CHP’nin beklediği rakamlara ulaşamaması dikkat çekici.

Neresinden bakarsanız bakın bu sonuçlar öncelikle MHP içinde Devlet Bahçeli’nin, ardından CHP’nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorgulanma sürecini başlatacaktır. Önümüzdeki genel seçimlerde bir kez daha bu iki siyasi partinin gizli ya da açık bir dayanışma içinde olmaları da, bu üçüncü yenilginin ardından mümkün görünmüyor. Kıyı bölgelerine sıkışıp kalan iki siyasi partinin, kendilerini ciddi olarak gözden geçirmeleri için bu sonuçlar ciddi bir fırsat.

PKK-BDP hattının şekillendirdiği ‘boykot’un ne düzeyde etkili olduğunu değerlendirmek kolay değil. Diyarbakır’da etkisi daha açık görülen boykotun bölgedeki diğer illerde aynı sonucu ortaya çıkarıp çıkarmadığını öğrenmek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.

***

Meseleyi partiler üzerinden değil, anayasa değişikliği ve toplamda değişim süreci açısından görenler kazandı.

Ancak meselenin siyasi sonuçları arasında en önemlisi, Başbakan Erdoğan’ın müthiş bir enerjiyle bir kez daha önemli bir yarışı kazanması oldu.


Kaynak: Star