Castro'yu takdir etmemek elde değil


Rejimi hakkında ne düşünürseniz düşünün, Fidel'in 49 yıllık resmi Amerikan nefretinden paçayı kurtarması karşısında için için gülmemek zor. Suudilere milyarlarca dolarlık silah satan ABD Küba'daki demokrasi noksanlığından söz ededursun, Castro birçok insanın kahramanı oldu

Fidel Castro veda partisi yapacak mı merak ediyorum. Kanape atıştırıp Rus füzesi şeklinde gümüş bir dolmakalem hediye edilmesi, kardeşinden de, Domuzlar Körfezi bombardımanı sırasında tuvalette kilitli kalınca, Che Guevara'nın kilide ateş etmesiyle kurtarıldığı günlere dair komik hikâyeyi de içeren bir konuşma dinlemek pek hoş kaçardı doğrusu.
Yorulmasına şaşmamalı. Che Castro'yla ilk görüşmesine dair şunu anlatıyor: Che'nin kız arkadaşı Fidel'e ekonomiyle ilgili bir soru sormuş ve Fidel'in cevabı tam dört saat sürmüş. Ve o zamandan beri genellikle televizyondan yaptığı konuşmalar o kadar, hatta daha uzun sürdü. Muhtemelen Kübalı seyirciler sabırla Fidel'i dinlerken, ekranın alt köşesinde şöyle bir yazı zuhur ediyordu: 'Seyyar Antikacı' programı geciktiği için özür dileriz. Başkan'ın postane reformuna dair konuşması biter bitmez program yayına girecektir." Velhasıl emekliye ayrılacağı gün Fidel eşine şöyle bir şey de söylemiş olabilir: "Hadi bakalım, bu kadar ben yeter, şimdi artık SİZİ dinleyelim."

Batista'nın sevilecek yanı var mı?
Rejimi hakkında ne düşünürseniz düşünün, Fidel'in 49 yıllık resmi Amerikan nefretinden nasıl paçayı kurtardığı karşısında için için gülmemek zor. Dün bile, ABD Başkanı Bush, 'Uluslararası toplumun Küba halkıyla birlikte çalışması gerektiğini' beyan ediyordu. Amerika'yla Küba arasındaki her tür ihracat ve ithalatı bloke ederek 'birlikte çalıştığı' halkın ta kendisinden söz ediyor. Bush'un sözlerine şu şekilde açıklık getirdiğini de hayal edebilirsiniz: "Blokaj iki taraflı bir süreçtir -bir taraf bloke eder, diğer taraf aç kalır ve Küba halkına bu projede bizimle işbirliği yaptıkları için teşekkür etmek isterim."
ABD'ye göre blokaj, adadaki özgürlük ve demokrasi noksanlığına karşı. İşte bu yüzden Amerikalılar özgür demokratik olanlar, sözgelimi Suudi Arabistan ve Özbekistan haricindeki ülkelere milyarlarca dolarlık silah pazarlayıp satmayı akıllarına bile getirmez. Ve o Suudi Arabistan ve Özbekistan ki, neşe küpü ailelerin bir fazla oy için oy verme kabinlerinin karşısında çılgın taklalar atmadığı bir gün bile geçmez. Blokajı destekleyenlerin yanıtlaması gereken soru şu: Castro'nun devrilmesinde rol oynadığı önceki rejime karşı ne yapmışlardı? Zira Castro öncesi Küba, adına yolsuzluk denen bir endüstriyle gelişip serpiliyordu. Ülkeyi, kumarhanelerden her ay 1 milyon dolar alan Batista yönetiyordu. 10 bin pezevenk vardı, ülkenin en büyük gazetesinin sahibi Mussolini'nin Genel Konseyi'ne üyeydi ve siyah Kübalıların plajlara girmesi yasaktı.
ABD sanayiyi devletleştirmeye başlayana kadar Castro'dan hiç rahatsız değildi. Derken ABD'nin ilişkiyi koparması üzerine Castro Rusya'nın müttefiki haline geldi ve aniden ülkenin komünist olduğunu ilan ediverdi. Bunun üzerine ABD Domuzlar Körfezi'ni bombaladı ve başarısız olunca komediden farksız suikast teşebbüsleri başladı; CIA'in planlarından biri, Fidel'e zehirli bir dalgıç kıyafeti armağan edilmesini içeriyordu. Fakat ne yazık ki, ajanlarına bu planı anlattıklarında, Fidel'in yaşgününün bir hafta önce olduğunu ve ajanın ona bir dalgıç dalgıç kıyafeti armağan ettiğini öğrendiler. Ve ajan Donovan'ın, "Fidel, yaşgününün geçen hafta olduğunu biliyorum, fakat sana ekstra bir armağan aldım -yeni bir dalgıç giysisi" demesi halinde Castro bundan kuşkulanabilirdi.
'Sakalını yok etme planı' da vardı; sahilde, Fidel'in eğilip alması için dikkat çekici bir yere konan bir deniz kabuğunun altına patlayıcılar yerleştirilecekti. Amerikan dış politikasını Tom ve Jerry'nin belirlediğini düşünseniz başınız ağrımazdı yani. Muhtemelen şöyle bir suikast planı da vardı: Bir ağacın kovuğuna küçük bir tabanca yerleştirildi ve silah CIA'in elemanının yüzüne patladı.


Belki de iş hayatına atılır...
Bu ve benzer birçok sebepten dolayı Castro birçok insanın kahramanı haline geldi, ama birçok mesele gibi bu da o kadar basit değil. Zira ülkede yasal muhalefete izin verilmediği, bağımsız sendikaların yasaklandığı ve yoksulların turistlerin canını sıkacak bölgelerden uzak tutulduğu herkesin malumu.
Castro'nun halefi yabancı yatırıma izin verme kararı alabilir, fakat ülkenin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair tartışmalar seçilmemiş küçük bir grup arasında yapılacak, tıpkı 'komünist' olma kararını da aynı grubun alması gibi. Fakat belki de Castro'nun istifasının ardındaki plan da bu. Belki de iş hayatına atılacak ve 'Mide-l Castro'nun Yeri' adlı bir restoran zinciri açacak. Reklamlarda da şunlar söylenecek: "Mmmm, bu limonlu rom kokteylleri Castronomik lezzette ve sizi şahsen temin ederim ki, kokteyllerimiz patlamaz, ho ho ho." Fakat o zaman da kafa yapmazlar

Kaynak: Radikal