'Bugüne kadar kapalı mıydı?' diye sorabilirsiniz. Evet, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde Köşk'ün kapıları dışarıya kapalıydı. Özel günlerde Çankaya'nın ev sahipliğinde gerçekleşen resepsiyonlarda bile ayrımcılık söz konusuydu.
Şimdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya'da yeni bir dönem başlıyor. Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminde olduğu gibi bundan sonra Köşk'ün kapıları herkese açık... Bu, bir slogan değil; gerçek. Bu uygulama Sezer'le birlikte tarihe karıştı. Ne medya, ne siyaset ne de sivil toplum örgütleri özel kriterlerle ayrımcılığa tabi tutulacak. Herkese eşit muamele... Gül'ün başlangıçta söylediği 'herkesin cumhurbaşkanı olma' hedefinin bir tezahürü.
Resepsiyonların ilki bugün... Millî gün veya bayram dolayısıyla değil, gerekçesi başka. Cumhurbaşkanı Gül, seçimin ardından toplumun değişik kesimlerinden gelen yoğun tebrik ve görüşme talebiyle karşılaştı. Bunlara resepsiyon ile karşılık vermeyi uygun gördü. Köşk'te bugün milletvekilleri ve üst düzey bürokratlar ağırlanacak. Maalesef Gül'ün davetine icabet etmeyecek olanlar da var. CHP'nin katılmaması kimseyi şaşırtmıyor. Genel Başkan Deniz Baykal'ın resepsiyon ve kokteyllerle arası pek iyi değil, zaten çok azına iştirak ediyor. Ancak boykot, milletvekillerini de kapsayan parti politikası.
Sol, kendi dışından seçilen cumhurbaşkanlarına hep sert ve keskin tavır gösterdi. Turgut Özal'ı da kabullenmekte zorlandı. Uzun süre Köşk'ü boykot etti. Siyasetin içinden gelen Gül'e itiraz edilebilir, olağan sınırlar içinde her türlü eleştiri de getirilebilir; ancak Çankaya'yı boykot etmenin ne CHP'ye ne de ülkeye yararı var. Üstelik Gül, cumhurbaşkanı olarak henüz ortaya eleştiri konusu olabilecek icraat koymuş değil. Daha yolun başında. Bu kez DSP de CHP'nin peşine takıldı. DSP milletvekilleri de resepsiyona gitmeyecek. En azından milletvekilleri serbest bırakılabilirdi. Umarım farkındadır, tarihinin en düşük oy oranına inen sol, Çankaya boykotuyla giderek yalnızlaşıyor.
Komutanların davete icabet etmemesi, Cumhurbaşkanı'na tavırdan kaynaklanmıyor. Bir zorunluluktan... Bu tarihte Ankara dışında olacaklar çünkü. Her yıl geleneksel olarak tekrarladıkları yeni göreve başlayan ordu komutanlarını ziyaret edecekler. Tarihi çok önceden belirlenmiş özel gün resepsiyonu değil bu. Komutanlar, Cumhurbaşkanı Gül'ü tebrik için daha sonra Çankaya Köşkü'ne çıkacak. Askerlerin, resepsiyona katılmamalarının tavır şeklinde yorumlanmasından rahatsız olmamaları düşünülemez. Çünkü hiçbir Türk komutanı başkomutana saygısızlık olarak değerlendirilecek davranış içinde olmaz. Bu, Türk ordusunun disiplin anlayışına ve geleneğine, kültürüne aykırı...
Bu arada son bir not; Köşk'ün kapıları gerçekten halka da açılıyor. Dün Hürriyet'ten Enis Berberoğlu yazdı, Köşk'ün yeni basın danışmanı Ahmet Sever'le de konuştum, doğruladı. Yeni bir proje devreye giriyor. Buna göre Çankaya'yı gezip görmek isteyen vatandaşlar önce internetten başvuru yapacak. Haftanın belirli günlerinde fazla kalabalık olmayan gruplar halinde, rehber eşliğinde turlar düzenlenecek. Ve böylece sıradan vatandaşlar da Köşk'ün içini görme imkânı bulacak. Bu, Abdullah Gül'le başlayacak yepyeni bir uygulama. Çankaya'yı halka açma, sözde kalmayacak...
Kapılarını herkese açan Çankaya'da keşke CHP ve DSP milletvekilleri de bulunsa... İyi bir Türkiye fotoğrafı olurdu.
Kaynak: Zaman