Çad'lı devrimcilerden haber var


Frankfurt, 2006. Genç bir Türk işadamının yazıhanesinde Çad muhalefetinin liderlerinden Yusuf Hamid'le tanışıyoruz. UFDD (Demokrasi ve Gelişme Güçleri Birliği), UFDD-F (Köktenci Demokrasi ve Gelişme Güçleri Birliği) ve RFC (Değişim Güçleri Platformu) adlı örgütlerden müteşekkil devrimci koalisyonun dışişleri sekreterliğini yürüten Yusuf Hamid, diktatör İdris Debi'ye karşı verdikleri mücadelede karşılaştıkları zorlukları anlatıyor. En büyük sorun, Çad petrollerinden hatırı sayılır bir pay alan Fransa'nın Debi'ye verdiği destekmiş. Libya lideri Muammer el-Kaddafi de Debi'yi destekliyormuş. Muhalefet güçleri birkaç defa Libya savaş uçakları tarafından bombalanmış.

- Bu şartlar altında zafere ulaşabileceğinize ihtimal veriyor musunuz?

- Diplomatik çabalarımız sürüyor. Bu çabaları etkili bir askeri güçle destekleyebilsek, önümüz açılacak inşaallah. Darfur'daki gerillalarımızın vurucu gücünü arttırmaya çalışıyoruz…


* * *
Frankfurt, 2007. Yusuf Hamid'le ikinci kez görüşüyoruz. "Mücadele nasıl gidiyor?" diye soruyorum. "Bu iş tamam inşaallah. Birkaç ay içinde başkenti alırız" diye cevap veriyor. Zaferden o kadar emin ki, şimdiden zafer sonrası işleri konuşuyor. "Çad'ın alt yapısını adeta sıfırdan kurmamız gerekecek. Bu konuda Türkiye'nin muazzam tecrübesine çok güveniyoruz. Firmalarınız hazır olsun" diyor.


* * *
Sene 2008… ve Çad'ın birleşik muhalefet güçleri başkent N'Camena kapılarına dayanıyor, hatta başkentin içine dalıyor.

Yusuf Hamid'e telefon açıp, Yeni Şafak okurları için bir açıklama istirham ediyorum.

Diyor ki:

"Diktatörlüğe, yolsuzluğa ve despotizme karşı mücadelede zafere çok yaklaştık, elhamdülillah. Birliklerimiz başkente girdi. Başkenti istediğimiz zaman alabileceğimizi gösterdik. Sonra da, sivillerin şehri boşaltmasına imkân tanımak ve diplomasiye bir şans daha vermek için birliklerimizi geçici olarak geri çektik. Şu anda Fransa ve İtalya ile müzakerelerde bulunuyoruz. Debi'ye verdikleri desteği geri çekmelerini istiyoruz. Onların Çad'daki bütün menfaatlerini tehdit etmeyeceğimizi, ama onların da Çad'ın menfaatlerini tehdit etmemeleri gerektiğini söylüyoruz. Ülkenin zengin kaynaklarını rejiminin bekası için askeri harcamalarda tüketerek halkı yoksul bırakan Debi'yi er veya geç devireceğimizi, halkın bizden yana olduğunu, devrimin ilanihaye engellenemeyeceğini anlatarak, 'Mantıklı olun, Debi'de ısrar etmeyin, bizimle uzlaşın' diyoruz. Öte yandan, Debi'nin adamlarına da diyalog ve uzlaşma çağrıları yapıyoruz. Bu savaş bitmeli. Yeni Çad, bütün hiziplerin ortak çabasıyla kurulmalı. Zira silah marifetinden başka bir şeye dayanmadan kuracağımız bir düzen, bir gün yine silah marifetiyle yıkılabilir. Çad siyasetinin tarafları olarak biraraya gelmeli, serbest seçim kararı almalı ve halkın iradesine hepimiz saygı göstermeliyiz."


* * *
- Türkiye'ye bir mesajınız var mı?

- Türk Hükümeti'nden ricamız, Debi'nin halk düşmanı siyasetini ve bu siyasete destek veren Fransa'nın yıkıcı tavrını Birleşmiş Milletler'de gündeme getirerek bize yardımcı olmasıdır. Çad'da olup bitenlere seyirci kalamazsınız. Türkiye bizim için ülkeler içinde herhangi bir ülke değildir. Çad da sizin için ülkeler içinde herhangi bir ülke olmamalıdır. Kuzey Çad, Osmanlı Devleti'nin bir parçasıydı. Sadece din kardeşi değil, aynı zamanda akrabayız; çünkü Osmanlı döneminde aramızda bir kan bağı oluştu. Çad'a karşı tarihi bir sorumluluğunuz var. Sorumluluk tabii ki karşılıklı. Biz üstümüze düşeni yapmaya hazırız; yeni Çad'ın uluslararası ticari ve sınai ilişkilerinde önceliği Türkiye'ye vereceğiz inşaallah.


Kaynak: Yeni Şafak