Kudüs İsrail’in kontrollü bir tırmanış planının parçası olarak yine hareketlendi. ABD’nin provokatif ve uluslararası hukuku çiğneyen büyükelçilik taşıma kararı sonrasında, planlı tırmanışın parçası olarak özel bir gün seçildi. Filistin’in Nekbe Günü’ne denk getirilen (İsrailliler bunu “bağımsızlık günü” olarak görüyorlar) büyükelçilik açılış merasimi, tırmanışın arka planını oluşturdu. Sonuç, 60’ın üstünde Filistinli canlı yayında, İsrail için hiçbir doğrudan tehdit oluşturmamalarına rağmen katledildi. Maalesef bu tür katliamlar Filistin’de ilk değil ve son da olmayacak. Bunun üç ana sebebi var; bu üç olguda bir düzelme kaydedilmediği müddetçe İsrail dünyanın gözünün içine bakarak katliamlarına devam edecek.
Birinci ve yaşanan tüm sorunların merkezinde yer alan olgu, işgaldir. Sadece Filistinlilerin yaşam kalitelerini değil, İsrail’in de devlet yapısını, sosyolojisini, dinle aralarındaki ilişkileri, uluslararası konumunu ve farkında olmasalar da geleceklerini belirleyen olgu işgaldir. İşgal, İsrail’i içerisine çeken bir girdap. Her ne gerekçeyle temellendirirlerse temellendirsinler, İsrail’in nihayetinde altını oyacak ve bugününü mumla arayacağı süreci başlatacak olan da işgaldir. İşgal dolayısıyla İsrail, zihniyette kabileden devlete dönüşemiyor. Askeri gücü ve siyasi destekçileriyle esip gürlemesi kimseyi yanıltmasın, işgal bir güç göstergesi değil güvensizlik ve zayıflık alametidir.
İkinci olgu İsrail’in on yıllardır sahip olduğu cezasızlık varsayımıdır. Uluslararası hukuk kurallarını ve hatta bu kuralların merkezini teşkil eden BM yapılanmasını hiçe sayarak işgaline ve katliamlarına devam etmesi, suçlarının cezasız kalacağına olan inancındandır. İsrail hukuki açıdan maliyet ödememeye alışmış, bu konuda kendisini uluslararası toplumdan ayrıştırmıştır. En kötüsü İsrail’de bazılarının cezasızlığı da tıpkı kendilerine ait olmayan toprakları işgal gibi ilahi bir hak olarak görmesidir. ABD’nin Ortadoğu’daki güç projeksiyonunu, barışın tesisinden ziyade İsrail’in işgalini derinleştirmesi için yapması da İsrail’in bu varsayımını şimdiye kadar maalesef geçerli kılmıştır.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ