Irak, 2003’teki Amerikan işgalinden bu yana bilim insanlarını, akademisyen ve düşünürleri, kısacası akılları hedef alan organize suikast eylemlerine sahne oldu. Irak içinde ve dışında bazı güçlerin, siyasi ve sivil örgütlerin suçlamalarına rağmen sorun, tam bir gizlilik içinde yürütüldü.
Hatta Irak’ın bildiği bu akıllardan binlercesi, güvenli bir sığınak bulmak için göç yoluna başvurdu. Irak’ın uzun yıllar boyunca ürettiği ve övündüğü bu elit için Irak’ta kalmak, tehlikeli hale geldi. İşgalden bu yana öldürülen Iraklı bilim insanlarının sayısı hâlâ çelişkili olmasına rağmen, 2000’den fazlasının öldürüldüğü, 1000 kadarının da suikasta uğradığı ve kurbanların isimlerinin de kaydedilmediği kesin.
WikiLeaks sağ olsun
Bu suikastları yeniden vitrine taşıyan gelişmeyse, WikiLeaks belgelerinin suikastlardan bazılarını ifşa etmesi. Belgeler, Mossad’ın ABD talimatıyla, Amerikan güçlerinin, Irak’taki milisler ve hükümet güçlerinin de desteğiyle, nükleer bilim insanlarını ve tüm bilimsel uzmanlık alanlarından üniversite hocalarını ortadan kaldırdığını gösteriyor. Belgeler bununla da yetinmeyip, Iraklı bilim insanlarının Amerikan ve İran araştırma merkezlerinde çalışmaya zorlandıklarını, işbirliği yapmayanların da suikasta uğradığını ve bazılarının komşu ülkelere kaçtığını belirtiyor.
Irak’ın bilimsel beyinlerden boşaltılmasına katkıda bulunan suikastlar, Irak’taki eğitimi en alt düzeye çekti. Irak yıllardır böyle bir şey yaşamamıştı. Bu da Irak devletine nüfuz etmiş çevrelerin arkasında olduğu sahte diplomasi olaylarının yayılmasına katkı sağladı.
Irak’taki Amerikan işgalinin en belirgin sebeplerinden biri de bu ülkenin bilimsel hazinesini boşaltmaktı. Bu hazine, Irak’ı İsrail hariç bölge ülkelerine yasak olan silah üretimi kanalıyla gelişmiş ülkeler kategorisine koymuştu. Zira eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın da dediği gibi, “Irak’ın beyinlerini yıkmak, bombalarla vurmaktan daha önemli’. (Katar gazetesi Arap, 30 Aralık 2010)
Kaynak: Radikal