BM'nin Kerkük planı üç aşamalı

 
BM Elçisi Mistura, Kerkük planında, sıra Kerkük'e gelmeden önce diğer ihtilaflı yerlerin statülerinin iki aşamada belirlenmesini önerecek. Kerkük aşamasındaysa, kan dökülmesine yol açacağına kesin sayılan referanduma gerek kalmadan diğer bölgelerin model alınması umuluyor

Beş yıl önce Saddam Hüseyin'in devrilmesinden hemen sonra Irak'ın kuzey kenti Kerkük umutla yüklüydü. Irak'ın en verimli topraklarıyla çevrili olan kentin altında da devasa bir petrol denizi yatıyordu. Sünni ve Şii Araplardan, Hıristiyan, Kürt ve Türkmenlerden menkul etnik bileşimi gayet ahenkli bir hayat yürütüyor görünüyordu. Ancak gerek kentin gerekse etrafındaki eyaletin müstakbel statüsü hararetli ve zaman zaman şiddet doğuran bir tartışmaya konu olmayı sürdürüyor. Son iki yılda kentteki şiddetin düzeyi bazen Bağdat'tan bile yüksek hale geldi. Yeniden inşa faaliyetleri durdu. Ancak şimdi bir umut ışığı (küçücük bir ışık olsa da bu) var: BM yeterli sayıda kent sakinini bir uzlaşmaya varmaları yönünde ikna edebilir belki.

Dört seçenek var

Çok ayrıntıya girmeden söylersek, dört seçenek var. Haziran sonunda taahhüt edilen referandum düzenlenir ve seçmenlerin çoğunluğu 'evet' yönünde oy kullanırsa, Kerkük halihazırda Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından idare edilen üç kuzey eyaletinden menkul özerk blokta yerini alabilir. Veya bazı Türkmen grupların önerdiği gibi, tek başına özerk bir bölge haline gelebilir.

Ya da birçok Arap'ın önerdiği üzere, merkezi Bağdat hükümetinin idaresi altında kalabilir. Ya da eyalet bölünebilir ve oyların ne yönde çıktığına göre bazı bölgeler Bağdat'ın kontrolünde kalırken, bazıları da Kürtlerin
yönettiği Kürt bölgesine katılabilir.

Fakat farklı gruplar uzlaşmayı reddederse, Kerkük her an patlamaya hazır bir saatli bomba olur. Büyük gruplar (Kürtler, Araplar ve Türkmenler) arasında topyekün şiddet patlak verirse, Irak'ın komşuları, bilhassa da Türkiye, çatışmanın içine sürüklenebilir.

Irak anayasasının 140. maddesi Kerkük meselesinin ve kuzeydeki diğer toprak ihtilaflarının (bunların hepsi, Saddam Hüseyin ve ona bağlı Baasçılar'ın Araplaştırma politikası çerçevesinde yürütülen acımasız bir parçalama ve etnik temizlik kampanyasından etkilenmiş bölgeler) çözümü için açık bir yol haritası ortaya koyuyor. Kürtler tarihsel haksızlık olarak gördükleri hususların düzeltilmesini ve Kerkük'ü kendi bölgelerine katmayı istiyor. Kürt yönetimi altında dışlanmaktan korkan Araplar ve Türkler buna şiddetle karşı çıkıyor. Bugüne kadar kimse işe yarar bir uzlaşma noktası bulabilmiş değil ve sorun gün geçtikçe iltihap topluyor.
Batılı bir diplomat, "Sorun Kerkük'te hiçbir şey yapmamakla bir şey
yapmaya çalışmanın eşit derecede vahim olması." diye konuşuyor.

'Kerkük bütün sorunların anası'

Bu nedenle BM meseleye el atıyor. Geçen yılın sonunda BM'nin Irak özel temsilcisi Staffan de Mistura, Kürtlerin Kerkük ve diğer bölgelerdeki halkın Kürt bölgesine katılmak isteyip istemediğine dair düzenlenecek referandumun altı ay ertelenmesine ikna edilmesine yardımcı oldu. Şimdi de kuzeydeki biraz daha az çetrefilli başka bölgelerde sınır ihtilaflarını çözecek bir formül bulmaya çalışıyor; bu formülün Kerkük için de (birçok gözlemcinin kan dökülmesine yol açağına kesin gözüyle baktığı referanduma gerek bırakmadan) müstakbel bir anlaşmanın modelini teşkil etmesini umuyor. De Mistura, Kerkük'ün 'bütün sorunların anası' olduğunu kabul ediyor.
Kerkük, 140. maddede bahsi geçen ihtilaflı bölgelerin sadece biri; bu bölgeler Irak'ın kuzeybatı köşesindeki Sincar'dan doğudaki Diyala eyaletine uzanan 450 kilometrelik bir yay oluşturuyor. Bugüne kadar sınırları resmi olarak belirlenmiş Kürt bölgesi, sadece üç kuzey eyaletini kapsıyor: Dohuk, Erbil ve Süleymaniye. Fakat Kürt yönetiminin hak iddia ettiği ve halen kontrolü altında tuttuğu fiili Kürt bölgesi, Ninova, Selahaddin, Kerkük (Araplar'ın deyişiyle Tamim) ve Diyala eyaletlerinin bazı kısımlarına kadar uzanıyor.

De Mistura 15 Mayıs'ta Iraklı liderlere, dört veya beş ihtilaflı bölgenin hangi yönetime bağlanacağına karar vermeleri için bir dizi öneri sunacağını söylüyor; bu, resmi olarak tanınan Kürt bölgesinin eşiğindeki bölgelerin statüsünü belirlemek için öngörülen üç aşamalı bir sürecin ilk safhası. BM temsilcisi bu bölgelerin hangileri olduğunu açıkça belirtmiyor, fakat Kürt yetkililer önerinin Erbil'in güneybatısındaki Mahmur'u, Musul'un doğusundaki Karakuş'u (Akre yakınında çoğunlukla Yezidilerin yaşadığı bir bölge) ve Erbil'in kuzeybatısındaki Barderaş'ı kapsayabileceğini söylüyor. Bunların hepsi, Kürt bölgesine fazla gürültüye yol açmadan hemen katılabilecek olan nüfus yoğunluğunu Kürtlerin teşkil ettiği yerler.

İkinci aşama kuzeybatıdaki Sincar yakınlarında, Kerkük yolu üzerinde Erbil'in güneybatısındaki Altun Kupri'de ve İran sınırı yakınlarındaki Hanakin, hatta Mandali'de toprak düzenlemelerini içerebilir. Bazı bölgeler de fiili Kürt kontrolünden koparılabilir. Sözgelimi Kaide'nin faal olduğu Sünni kalesi Havice Kerkük'ten ayrılıp Selahaddin'e bağlanabilir.

Bunun ardından, kimse bir takvim veremiyor olsa da, bizzat Kerkük'ü çözme aşaması gelecek. De Mistura'ya göre fikir, Aralık 2005 seçiminin sonuçları, Saddam Hüseyin döneminde eyalet sınırlarıyla nasıl oynandığının belirlenmesi ve ihtilaflı bölgelerde azınlık haklarına saygıyla kaynakların paylaşının en iyi nasıl hayata geçirilebileceği gibi 'objektif kriterler'in göz önüne alınması. Bu sürecin sonunda yine de bir referandum yapılabilir belki ve her şey yolunda giderse oylama sadece önceden üzerinde anlaşılmış sınırların onayına yönelik olur.

Kürtler BM'den şikâyetci değil

Geçen hafta BM temsilcisi son şeklini henüz almamış olan önerilerini Brüksel'deki AB ve NATO liderlerine sundu. Irak'tan ayrılmadan önce Erbil'e gidip, Bağdat'taki Nuri el Maliki hükümetine 140. madde konusundaki ayak sürüdüğü iddiasıyla verip veriştiren Kürt liderlerle görüştü. Fakat Kürtler de bugüne kadar ihtilaflı bölgelerde
yaşayan Arapları ve Türkmenleri, Kürt yönetimi altında daha iyi olacaklarına ikna edebilmiş değil. Sözgelimi Türkmenler bir Kürt bölgesel
meclisinde, şu an Bağdat'taki federal mecliste sahip olduklarından çok daha fazla oranda üyeliğe sahip olacaklar.

Kürt liderler kamuoyu önünde referandumun Irak hükümetinin söz verdiği gibi, haziran sonunda yapılmasında ısrar ediyor. Ancak kapalı kapılar ardında De Mistura'nın fikirlerine temkinli bir memnuniyetle yaklaşıyorlar. Mistura, bunun referandum dışında 'masada bulunan yegâne plan' olduğunu söylüyor. Plan işlerse, istikrarlı, federal bir Irak doğrultusunda muazzam bir adım atılacak. Fakat daha aşılması gereken çok engel var. Ve planın uygulanması uzun zaman alacak.

Kaynak: Radikal