Bizi Rusya'yla savaşın eşiğine getirenler ABD'yle de getirir mi?

Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı başladığında büyük şaşkınlık yaşayan, operasyon süresi alabildiğine uzasın, Doğu Guta gibi insanlık dramlarının yaşandığı bölgeler için güç bela çıkarılan BMGK kararları Afrin harekatını engellesin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bölgede çok şehit versin ve Türkiye’nin morali bozulsun isteyenler, Afrin şehir merkezi çok kısa sürede TSK ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kontrolüne geçince büyük bir bozgun yaşadı.

Ocak 2014’te Cizire, Kobani (Ayn el Arab) ve Afrin’de kurulan sözde kantonlarda, 8-9 gün içinde ardı ardına PYD’nin ‘demokratik özerklik’ ilan etmesi, ve 15 Haziran 2015’te, Türkiye’deki 7 Haziran seçimlerinden bir hafta sonra Tel Abyad’ın kurşun bile sıkmadan DAEŞ’ten PKK/YPG’ye geçmesi, Türkiye için Suriye’ye müdahale etme zamanının geldiğini işaret eden gelişmelerdi. Tel Abyad’ın PKK/PYD’nin eline geçmesiyle Cizire ve Kobani’nin birleşmesi, ‘terör koridoru’nun inşa sürecinde kritik bir dönemeçti. Cerablus’tan el Bab’a kadar olan bölgede DAEŞ Suriyeli muhaliflerle savaşarak ele geçirdiği alana yerleşmişti; ve Türkiye sınırındaki bu durum, sözüm ona ‘DAEŞ’le mücadele’ adı altında bu bölgenin de PKK/PYD’ye verilmesinin an meselesi olduğu, Kobani ile Afrin’in de birleşmesi anlamına geliyordu.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ