Bir rapor deyip geçmeyin...

Eski Başkan Bush'un yeni çıkan 497 sayfalık Decision Points adlı hatıra kitabını henüz elde edemedim; ama elde edip tamamını okumak istiyorum.

Bugün ise sadece kitapla ilgili çeşitli ajans ya da gazetelere yansıyan birtakım hususları biliyorum. Bunlar da ne kadar doğru yansıtıldı; tabii bu da ayrı bir konu.

Ancak yine de bunlardan birisi ilgimi çekti. Bu da Bush'un bir Amerikan istihbarat tahmini konusunda duyduğu kızgınlık ve öfkeyle ilgili olanını kapsıyor. Bu tahmin kısaca NIE (National Intelligence Estimate) olarak bilinen raporların İran'ın nükleer programını irdeleyen 2007 tarihli olanı.

Bu rapor Amerika ve müttefiklerinin İran'ın nükleer programıyla ilgili politikalarını etkilemiş, konuyla ilgili pek çok tahmini, varsayımı değiştirmişti. NIE İran raporunun sonuç kısmı hem Bush yönetimini ve hem de İsrail'i görülmedik biçimde rahatsız etmiş, bunların uzun zamandır savundukları tezlere büyük bir darbe de vurmuştu.

2007 Kasım ayında yazılan, yönetime sunulan, Aralık'ta ise 8 sayfalık kısmı açıklanan tahmin raporunun başlığı, 'İran: Nükleer Niyetleri ve Yetenekleri' şeklindeydi. Raporda Milli İstihbarat Başkanlığı Dairesi, Milli İstihbarat Konseyi, tahminlerin nasıl ve hangi süreçte yapıldığı, tahminlerin kapsamı ve raporda kullanılan dil anlatılıyor, daha sonra varılan anahtar hükümlere yer veriliyor ve sonunda da son tahminle 2005 yılı tahmininin karşılaştırılması yapılıyordu.

Okuması, anlaması gayet zor bu tahmin raporunu özetleyen medya o zaman raporun sonucunu şu şekilde anlamış, anlatmış ve kamuoyuna duyurmuştu: 'İran nükleer programını 2003 yılında milletlerarası baskı ve tahkik sonucu askıya almış bulunuyor ve bu durum bugün devam ediyor. Diğer yandan İran uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam da ederken bunun sonucunda önümüzdeki 10 yılın ortalarına doğru nükleer silah yapımına yeterli olacak hammaddeyi elde edebilir.'

İşte bu tahminin birinci bölümü olan İran'ın nükleer programını 2003 yılında askıya aldığı yönündeki hüküm Bush yönetimi, yönetim dışı İran muarızlarını ve de en çok İsrail'i rahatsız etmişti; zira bunlar bunun böyle olmadığını İran'ın nükleer faaliyetlerine devam ettiğini savunuyorlar, bunun durdurulamaması halinde İran'a karşı bir askerî müdahaleyi de bu sayede gündemde tutmayı başarıyorlardı.

Ne var ki, raporun ilk hükmü bu oyunu ya da planı devre dışı bırakmış, askerî müdahale ihtimali üzerine adeta soğuk bir duş etkisi yapmış, bu da hem Bush yönetimi ve hem İsrail'i raporun bu etkisini giderecek yeni yol arayışlarına sevk etmişti. Zaten Bush, o zaman rapora karşı çıkmıştı. İsrail ise Amerika'ya çeşitli heyetler gönderip Amerikalı istihbaratçılarla görüşmüş, onların görüşlerini kendi istihbarat raporları paralelinde değiştirmeye çalışmıştı. Bu arada Amerikalı istihbarat ve askerî yetkililer de aynı konuyla ilgili olarak İsrail'e gidip gelmişlerdi.

Bu arada İsrail'in dış diplomatik misyonlarının kollarını sıvadıkları, İsrail'in tezini her fırsatla yaymaya çalıştıkları da zaten biliniyor. Ancak, bunların bugüne kadar başarılı olmadıkları da ortada. Bugün Başkan Obama, her ne kadar 'İran'a karşı askerî şık her zaman masadadır' diyorsa da bu opsiyonun bugün rağbet görmediği de birçok gelişme ve söylemden belli. Bu çerçevede mesela savunma bakanı daha birkaç gün önce bu şıkka olumlu bakılmadığını söylemiş, ondan önce de Başkan Obama bu şıkkın 'ideal bir çözüm' olmadığını ifade etmişti.

Kısacası bugünkü Obama yönetimi İran'a karşı askerî şıkka başvurmayacağını anlaşılabilir bir şekilde söyleyip duruyor. Diğer taraftan, bu şıkkın taraftarları da son Cumhuriyetçi zaferin kendilerine bu konuda yeni bir imkân ortaya çıkardığından hareketle askerî şık konusunda seslerini yükseltmeye başlamış bulunuyorlar.

Bush hatıratında, askerî şıkkın NIE raporuyla zayıflatıldığını, altının oyulduğunu, buna kendisinin çok kızdığını, raporun çok büyük bir etki yaptığını; ama bunun iyi bir etki olmadığını açıkça söylüyor.

Bu köşede çıktığı zaman ve daha sonraları da ele aldığımız bu rapor işte böylesine büyük bir etkiye yol açmış, İran'a saldırı fikrini 3yıl önce en azından zayıflatmış, belki de önlemiş bulunurken etkisini bugün de sürdürüyor.

Bir rapor deyip geçmeyin. Bir rapor işte bunları başarmış bulunuyor...

Kaynak: Zaman