Adı Tevhide Kütük. 15 yaşında. İmam hatip öğrencisi. Adana, Kozanlı. Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen kompozisyon yarışmasında birinci olmuş. Öğretmeni, eğitimi en iyi o anlatmış.
İlçenin eşrafı eksiksiz törende. Kaymakamdan garnizon komutanına kadar, yok yok. Heyecanla ödülünü almak için kürsüye çıktığında öfke dolu bir ses: 'İndirin onu'. Bu devletin sesi olamaz.
Kendini devlet sanan birilerinin sesi. Sahibi önemli değil. Komutan ya da kaymakam. Kamusal alan saçmalığının geldiği son nokta işte bu. Tevhide'nin tek suçu başındaki örtü. Derdest edilmesinin tek sebebi... Belli ki bu muameleyi sadece Tevhide değil kimse beklemiyor. Salonda büyük bir şok. Genç kız çaresiz.
Yaşadıkları karşısında hıçkırıklara boğulmuş. Boynu bükük, gözü yaşlı fotoğrafları birkaç gündür gazete sayfalarında. Bütün masumluğu yüzüne yansımış. Bu görüntü yıllar yılı unutulmayacak. Hafızalara kazındı çünkü. Baktıkça insanın içini acıtıyor. 'İndirin onu' komutu da Tevhide'nin gözyaşları da hep hatırlanacak.
Mizah dergisi Leman olayı kapağına taşımış. Karikatür çok manidar: Başı kapalı bir genç kız büyük bir postalın darbesiyle yere serilmiş. Üzerinde 'Bir genç kızın gözyaşları' yazıyor. Mizah değil bu, karamizah. Güldürmüyor, insanın içini sızlatıyor. Neylersin Türkiye'nin bir yüzü de bu.
Tevhide henüz hayatının baharında. Okuldan başka dünyası yok. Ne siyasi simge bilir, ne politik mücadele. Başını örtmesi sadece inancı gereği. Ne şov ne gösteri peşinde. Ne de ideolojik duruşu olabilir. Masum bir inanç, o kadar. Bir imam hatip öğrencisi. 15 yaşındaki bir genç kızın örtüsüne bundan öte anlam yüklemek akla ziyan.
Devlet 15 yaşındaki kızın örtüsünden bu kadar korkar mı? Devletin böyle öfkesi olur mu? Bir genç kıza böyle davranacak kaç devlet var dünyada? Sırf başı örtülü diye 15 yaşındaki kızı ağlatan devlet görüntüsü yakıştı mı Türkiye'ye? Maalesef resmi törenler veya özel günler dolayısıyla düzenlenen resepsiyonları fırsat bilerek sırf başörtülü eş yüzünden çıngar çıkarmayı hedefleyen kesimler var.
Son dönemde Tevhide'nin dramı kadar ağır olmasa da kimi tatsızlıklar hiç eksik olmuyor. Her törende bir iki tatsız olay yaşanıyor. Başları örtülü belediye başkanı veya milletvekilinin eşi gelmeye görsün... Tören bir anda kâbusa dönüyor. Protesto, boykot... Sanki bunun için özel çaba harcayanlar var.
Üzücü olan, bu fotoğraf karesine asker girmeye başladı. Eskiden başörtüsü yasağı deyince akla YÖK ve CHP gelirdi. Yasağın katı savunucusu ve uygulayıcısı siyasette CHP, üniversitelerde rektörler ve başlarındaki YÖK'tü. Son dönemde münferit bazı olaylar üzerine askerî kesim başörtüsü karşıtı bir görüntüye büründü. Paşaların karşılama sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşine dönük kaçış manevraları, resmi törenlerde başörtülüler gerekçe gösterilerek yaşanan tatsız hadiseler...
Askeri, başörtü karşıtlığında YÖK ve CHP'nin önüne geçirdi. Başörtüsü toplumun hassas olduğu bir konu. Ağırlıklı kesim bu konuyu siyasi çerçevede değil inanç kapsamında görüyor. Askerin bu fotoğrafta yer alması Türkiye için iyi değil. Asker, başörtüsü gibi hassas konularda gündeme gelmemeli. Başörtüsüne karşı sert ve tavırlı duruşunun yıpratıcı etkisini bir daha düşünmelerinde yarar var.
15 yaşındaki bir genç kıza bu ağır şoku yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Nedeni başörtüsü veya başka birşey olsun, fark etmez. Özellikle kendini devletin yerine koyanların çok daha dikkatli davranması gerekir.
Kaynak: Zaman