Bir değirmendir siyaset

Türkiye'de yaşayan herkes devlete, siyaset yapma şekline, küresel sisteme dair fikrini, fikri yoksa kanaatini yeniden gözden geçirmek zorunda. Son olaylar fikir sahibi olmasa da bir kanaati olan ve bu kanaate uygun davranan büyük kitlenin devlet ve zihniyetine dair, farklı gerekçelerle geliştirdiği tutumlarını yeniden gözden geçirme zamanının geldiğini gösteriyor.

Anadolu insanı; tarihin derinliklerinden gelen, devlete karşı var olan tutumunu uzunca bir süre her ne kadar adeta dondurucuya koymuş olsa da, son on yıllık süreçte buzların çözülmeye başladığını, çözülmenin etkilerine bakarak anlayabiliriz.

Müslüman aydınların devlete yükledikleri anlam ve bu çerçevede üretilen siyaset gibi temel başlıklar düşünsel zeminde bir muhalefeti temsil etti. Muhalif bir dil inşası için yıllar içinde yoğun biçimde entelektüel çaba sarf edildi ve buna paralel siyasal tutum geliştirildi. Bu çabanın sonucu olarak ortaya çıkan birikim, sunulan teklif ve devletten bağımsız varoluş imkanlarını işaret eden arayışlar aslında bu coğrafyanın tarihi derinliğine doğru bir zihinlere doğru adeta arkeolojik kazıydı. Gün yüzüne çıkan her yitik hazine; yarınlara ışık tutan parıltı, muştu gibiydi.

Siyasetin doğası, güç ilişkileri, ideolojik aygıtlarını ele geçirme yanılgısı, bir tür muktedir olma, bir çırpıda belirleyici olma hissinin ayartıcı cazibesi; muhafazakar kitleler kadar henüz işin başındaki okumuşları, siyasal bilinci kuşanmak iddiasındaki aydınları sarıp sarmalayan bir haleye dönüştü. En azından pratik bu şekilde işledi...

Oysa siyasetin ayartıcılığıyla henüz sınanmadan, devlete dair yeni söylemleri benimsemeye hazır hale gelmeleri çok şaşırtıcıydı. Reel siyasetin içinde olarak mümkün olanı gerçekleştirmeye çalışmakla devletin mahiyetini sorgulanır olmaktan çıkarmak önemli bir dönüşümdü.

Burada iki temel yanılgı söz konusu: İlki, (modern) devletin mahiyetine dair soruların iptal edilmesi; ikincisi, devlet içinde kendinin özne olduğunun sanılması.

Post-Kemalist dönemin başlamasıyla devletin mahiyetine dair temel değişimin gerçekleştiği yanılgısının muhafazakarların sahip olduğu devlet düşüncesiyle uyuşması gayet anlaşılır bir durumken; İslamcılık iddiasındakilerin muhafazakarlaşarak bu dönemle özdeşleşmeleri, sürecin iddialarına sahip çıkan bir konum alışları yeni bürokrat-aydın tipinin alameti farikasıydı. Medya üzerinden yapılan tartışmalarda İslamcılığın yanıltıcı düzlemde tartışılması ve hatta bittiğinin ilan edilmesi de muhafazakarlaşan aydın tipinin söylemiyle büyük ölçüde örtüştü.

Bitişini ilan ederek İslamcılığı muhafazakar siyasetle özdeşleştirme argümanı ve verili siyasal yapıyla özdeşlik üzerinden modern devletle mesafeyi kapatmış olmanın makul, rasyonel gerekçesi 'dönemsel aydınlar' için hayli kullanışlıydı. İdeolojik bir yük olarak görülen İslamcı siyasetten hem sıyrılma işlevi gördü, hem de zımnen ona referans vererek verili siyaset için İslamcılık ithamını/iltifatını reddetmeyerek devlet/çi özdeşleşmeyi meşrulaştırıcı bir rol üstlendi.

Althusserci deyimle 'devletin ideolojik aygıtları'nın kısmen budanmasıyla devletin mahiyetinde esaslı dönüşümün karıştırılması ve yine verili siyasetin unsuru olmakla devletin asli unsuru olma arasındaki ayırdın kalkması; hayatın pratiklerinden ayrı olarak temelde muhalif olan kitlenin ve aydınların, dünya görüşlerinden iç donanımlarına kadar, sahip oldukları istisnai konumlarını aşındırmak için yetecekti.

Tanzimat'tan beri Osmanlı ve devamında Cumhuriyet devlet geleneği içindeki üç ana akım zaman zaman birbiriyle yarışacak zaman zaman kıyasıya mücadele edecek ama devlet denilen mekanizma ihtiyaç halinde birini veya birkaçını öne çekerken diğerini veya diğerlerini dinlenmeye alacaktır. Bu üç temel akım hala geçerli: Batıcılık, İslamcılık, Türkçülük…

Tam bu aşamada küresel sistemin denklemdeki yahut denklem dışı yerine dair göz ardı edilmemesi gereken husus; devletin dünya sistemiyle girdiği etkileşimin, daha doğrusu bağımlılık ilişkisinin bu aktörlerin durumunu da etkiliyor oluşudur. Devletin dünya gerçeklerine cevap üretmek adına ayak uydurduğu küresel sisteme uygun aktörleri devreye sokması anlamına gelir çoğu kez... DEVAMI>>>