Suriye rejimini ne devirebilir?
Şam’daki Çin Büyükelçisi Zhang Xun bunu üç faktöre bağlıyor. Bunlardan ilki, Rusya ve Çin’in Beşşar rejiminin arkasından çekilmesi. Desteklerini çekmeleri. Bu taktirde zaten can çekişen rejim hayatiyetini kaybedebilir. Lakin Çin ve Rusya zaman zaman manevra yapsa bile Şam rejimi devrilinceye kadar arkasından çekilmeyecek.
Ya da Ruslar ve Çinliler tatmin edici teşvikler almadan Beşşar rejiminden vazgeçmeyecekler. Dolayısıyla mesele Çin ve Ruslara kalacak olursa Beşşar’ın devrilmesi zor. Bununla birlikte, Rus-Çin faktörü şıklardan sadece birisi. İkinci sırada ise muhalefetin birleşmesi geliyor. Bu da rejim için ölümcül bir faktör. Belki siyasi muhalefetin birleşmesi bugün olduğu gibi gelecekte de hiç sağlanamayacak. Dolayısıyla siyasi muhalefetin birleşmesini ve yeknesak olmasını beklemek bir çeşit hayal. Olması gerekiyor mu? O da başka bir husus.
Bununla birlikte silahlı muhalefet için aynısını söylenemez. Daha doğrusu Suriye nizami ordusu çözülürken silahlı muhalif gruplar birleşiyorlar. En azından Suriye içinde 80 bin civarında oldukları tahmin edilen silahlı muhaliflerin yüzde 75’i ortak bir çatı altında birleşmiş bulunuyor.
Siyasi cephe müttehit olmasa bile askeri cephe saflarını giderek sıklaştırıyor. Muhalefetin dağınıklığı sonuç olmayı geciktirse ve uzatsa bile nihai sonucu değiştirmeyecektir. Çinli diplomatın üçüncü kategori olarak arz ettiği faktör veya amil ise çözülmeler. Veya başka bir ifade ile kopmalar (defectors).
*
Son sıralarda kopmalar sağanak halini aldı ve bize Kaddafi’nin son günlerini hatırlatıyor. Kendisini güvende ve rahat hissetmeyen Başbakan Riyad Hicab bile dolambaçlı yollardan kaçarak bir biçimde Ürdün’e sığınıyor. Bu elbette Burgiba’nın Başbakanı merhum Muhammed Mzali’nin Tunus’tan Paris’e kaçışına benzemiyor. Bu kitlesel kopuşun sadece bir parçası. Çinliler bu faktörü önemsiyor olmalılar. Kopmaların rejimin sonunu getireceğini hesap ediyorlar.
Bu durumda Çinlilere göre rejimi çökertebilecek tek amil veya faktör, kopmalar. Bununla birlikte rejimden ilk kopan yüksek düzeyli görevlilerden olan Petrol Bakan Yardımcısı Abdo Hüsemettin, Çinli elçinin tahlilini yanlış olmasa bile yetersiz buluyor. Kopmaların nedeninin rejimin başarısızlığından ziyade Hür Suriye Ordusunun başarısına bağlıyor. Sözgelimi Başbakan Riyad Hicab’ın kaçışını organize eden de Hür Suriye Ordusu olmuştur. Dolayısıyla çözülmeler bir faktör olsa bile bunu hazırlayan hususlardan birisi Hür Suriye Ordusunun işlevselliği ve Suriye genelinde kök salmasıdır.
*
Gelelim savaşın seyrine ve rejimin kalan ömrüne… Bu şartlar altında Şam rejimi daha ne kadar dayanabilir? Ya da küçük bir ihtimal de olsa ayakta kalabilir mi? Rus basını iki ay kadar önce bu ihtimali yüzde 10 olarak görmüştü. Elbette bu sorunun cevabı birçok bilinmeyen faktöre bağlı. Lakin yine de ortada mukayese imkanı veren bazı veriler ve gerçekler var. Rejim tahmin edilmeyecek bir biçimde ülkenin özellikle de kırsal kesiminin kontrolünü kaybetti. Devlet yapısının hala aktif olarak işlediği tek alan güvenlik mekanizması. Onun dışında artık devlet organlarından bahsetmek mümkün değil. Amerikalıların ifadesiyle, Suriye devleti bugün itibarıyla başarısız bir devlet (failed state).
Esasen Beşşar Esat halk hareketini geçen Ağustos ayında bastırmak azmindeydi. Zira çatışmalar gerçek anlamda ilk kez Ağustos ayında başlamıştı. Mart ayında başlayan ilk kıvılcımdan altı ay sonra. Lakin Ağustos ayında sonuç alınamamış ve üzerinden neredeyse bir ağustos ayı daha geçmiştir. Şimdi umutları tükenirken Esat yönetimi halk hareketini bastırmayı önümüzdeki Ekim ayına talik etmiş durumda.
Ekim ayı içinde silahlı halk hareketini bastırmayı veya bitirmeyi planlıyor. Elbette şansı yaver giderse! Rejim halk hareketini bastırmayı düşünüyor da kendisi bu tazyike ne kadar dayanabilir?
Ahmet Daduş adlı aktiviste göre Suriye rejimi iflas etmiş bir rejim. Beşşar yalnızları oynuyor. Yakıt yok ve askerlerin maaşlarını artık aylık periyotlarla ödemekte zorluk çekiyor ve ödemeleri üç aylık periyoda kaydırıyor. Ahmet Daduş’a göre, çatışmaların şiddeti bu sıklıkla ve yoğunlukta devam ederse rejim ancak 4 ay daha ayakta kalabilir. Yani 2013 yılını idrak etmesi zor. Lakin bu muhaliflerin de direncine yani ayakta kalmasına bağlı.
Bununla birlikte nizami ordunun geleceğe dair umudu da tükenmek üzere. Onların savaşı, kazanma savaşından ziyade hiçlik savaşı gibi. Tek motivasyonları var, intikam almak veya karşı tarafın intikamına hedef olmamak. Kazanmak değil ayakta kalmak. Onları ayakta tutan ya intikam dürtüsü ya da yakalanma korkusu. Kazanmak için değil belki kaybetmemek ve muhaliflerin eline düşmemek için siperdeler. Özellikle rejimin bel kemiği olan Cumhuriyet Muhafızları ve Dördüncü Kolordu.