Beşir hakkındaki karar, Sudan'ın geleceğini belirleyecek

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Sudan'ın batı bölgesi Darfur'da işlenen savaş suçlarının sorumlusu olarak itham edilen, devlet başkanı Ömer el Beşir'in tutuklanıp tutuklanmayacağı ile ilgili kararını 4 Mart'ta açıklayacak.

14 Temmuz 2008'de; Başsavcı Luis Moreno-Ocampa, Beşir'i, soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğini öne sürerek, tutuklanması talebinde bulunmuştu. Başta Afrika ülkeleri olmak üzere, dünyanın gözü bu açıklamaya çevrilmiş durumda. UCM, Beşir'in tutuklanması veya davanın bir yıl ertelenmesi şeklinde bir karar verebilir. Mahkeme ne şekilde karar verirse versin, Sudan'ı içte ve dışta zor günler bekliyor. Tutuklama kararının çıkması daha yüksek ihtimal olmasına rağmen, son dakikada bir değişiklikle davanın bir yıl ertelenmesi kararı da çıkabilir. Çünkü ABD yönetimi, Darfur sorununun nedenini mevcut Sudan yönetimi olarak görürken, Çin ve Rusya, bölgede istikrarın bozulacağı endişesini paylaşıyor.

Tutuklama veya erteleme kararının verilecek olması, davayı hukuki nitelikten siyasal niteliğe dönüştürecek. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri arasında, çıkacak kararın Darfur sorununun çözümünde etkili olup olmayacağı belirsizliğini korusa da, siyasal yönetimin sona ereceği konusunda görüş birliği var. Mayıs 1989'da askerî darbe ile iktidara gelen Beşir iktidarının, yirmi yıl sonra uluslararası bir mahkemenin aldığı kararla nihayete ereceğine inanılıyor. Mahkemenin başsavcısı, bu kararın açıklanmasından sonra Irak ve Afganistan'da yaptıklarından dolayı ABD eski Başkanı G.W. Bush ve binden fazla masum sivili, kadın-çocuk demeden öldürten İsrailli liderler hakkında yakalama emri çıkartacak mı? Yoksa kurbanlarını Miloseviç, Charles Taylor, Beşir gibi hep üçüncü dünya ülkelerinden mi seçecek?

Ömer el Beşir hakkında verilecek karar, yalnız devlet başkanının kaderini değil, Sudan'ın geleceğini de belirleyecek. Darfur sorunu içinden çıkılmaz bir hal alarak, iç savaş şiddetlenerek devam edecek. Darfur'a özerklik ve bağımsızlık verilirse bile, iki farklı isyancı örgüt iktidarı elde etmek için birbiriyle savaşacak. Sudan Özgürlük Ordusu ile Adalet ve Eşitlik Hareketi'nin, Darfur sorununu çözebilecek irade ve güce sahip olmadıkları gözüküyor. Adalet ve Eşitlik Hareketi lideri Halil İbrahim, Çad'ın başkenti Ndjamena'daki karargâhında basın mensuplarına yaptığı açıklamada; 4 Mart'ı beklediklerini, tutuklama kararının çıkmasından sonra Hartum yönetimine karşı büyük bir isyan başlatacaklarını söyledi. Halil'in bu açıklaması, iç çatışmaların sadece Darfur'la sınırlı kalmayacağını, ülkenin her tarafına yayılacağını göstermektedir.

2005'te Güney Sudan'la imzalanan "Kapsamlı Barış Antlaşması" sona erecek. Sudan'ı 50 yıl harabeye çeviren Güney-Kuzey savaşı tekrar başlayacak. Son yıllarda yakalanan barış ve huzur sona ererek, ülke geçmişteki kaderine teslim olacak. Güney Sudan'ın, 2011'de bağımsızlığı için karar vereceği referandumdan önce, İsrail ve Ukrayna'dan aldığı silahlarla ordusunu güçlendirmeye çalışması, muhtemel bir savaşın hazırlığı gibi görünüyor. İstikrar ve güvenliğin sağlanamadığı bir Sudan, yeni bir Somali demektir. Afrika'nın yüzölçümü bakımından en büyük ülkesi Sudan'da farklı etnik ve dinden olan birçok topluluk yaşamakta ve bu topluluklar arasında ortak bir kimlik bulunmamakta. Her topluluk, silaha sarılarak kendi hedeflerini gerçekleştirmeye çalışacak ve beş yıl gibi bir zaman sürecinde, Sudan'ın en az dört devlete bölündüğünü göreceğiz. Beşir yönetimi sona erse de; Sudan halkı askerî yönetimlerden kendini koruyamaz. Siyasetin sivilleşemediği ülkede askerî vesayet rejimi, siyaseti belirlemeye devam ederek, insan hakları, özgürlük, demokrasi gibi anlayışlar bir sonraki bahara kalır. Mahkemenin vereceği Beşir'i tutuklama kararı, yeni bir askerî darbeye davetiye çıkarmaktan başka işlev görmez.

Beşir hakkında verilecek karar, sadece Sudan'ı değil; diğer Afrika ülkelerini de etkileyecek. Sudan'daki iç çatışmalar, Çad, Uganda, Kenya gibi ülkelere de yayılacaktır. Afrika Birliği, Arap Ligi gibi bölgesel kuruşların etkisizliği teyit edilerek, ABD ve Avrupa'nın kıtadaki etkinliği artacak. Davanın önemini kavrayan Mısır ve Güney Afrika Cumhuriyeti hükümetleri, Birleşmiş Milletler nezdinde kararın, erteleme yönünde çıkması için lobi faaliyetlerinde bulunuyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Beşir'in tutuklanması yönünde bir kararın, kırılgan ve zayıf Afrika barışını sona erdireceğini, istikrar ve güvenliğin bir daha sağlanamayacağını söylüyor. CM, Beşir hakkında tutuklama kararı verirse; devlet başkanının pek seçeneği bulunmuyor. Davanın ertelenmesi yönünde bir karar çıkarsa; Beşir'in yapması gereken, devlet başkanlığından istifa ederek, mayısta yapılacak devlet başkanlığına aday olmasıdır. Seçimler şeffaf ve özgür bir ortamda yapılırsa, Beşir halktan aldığı destekle, mahkemenin kararını kendi lehine çevirebilir. Muhalefetle oluşturulacak samimi bir işbirliği, Sudan için bir dönüm noktası olabilir. Çünkü Sudan'ın geleceği için, iktidar ve muhalefetin daha fazla dayanışma ve birlik içerisinde hareket etmeye ihtiyacı var.

Kaynak: Zaman