Ben bu örgüte taktım arkadaş

Ben bu 'Encümen-i Daniş' örgütüne taktım arkadaş... Örgüt, mutad toplantılarından sonuncusunu dün Moda Deniz Kulübü'nde gerçekleştirdi.

Kimler katıldı?

Eski Genelkurmay Başkanlarından Necdet Üruğ, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu (doğal olarak üçü de Orgeneral), eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski MİT müsteşarı Sönmez Köksal, emekli büyükelçi İlter Türkmen, eski TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ve ismini buraya sığdıramayacağımız bilumum 'eski' ve 'emekli' devlet görevlileri.

Bir tür 'eski ve emekli görevliler konsorsiyumu'nu oluşturan bu isimler niçin böyle bir oluşum içinde yer almaya ihtiyaç duyarlar ve içeride ne konuşurlar?

Karadayı, toplantıya girerken gazetecilerin '367 konusunda siyasilere baskı uyguladınız mı? Anavatan Partisi genel başkanı Erkan Mumcu'ya yönelik uygunsuz sözler sarfettiniz mi?' sorularını yanıtsız bırakmış.

İçeride ne konuşacaklarını bilmediğini de söylemiş ve eklemiş, 'Herhalde başkan bir açıklama yapar...'

İçeride ne konuşulacağını İlter Türkmen de bilmiyor...

Bana göre de biliyor... 'Herhalde Davos Mavos konuşuruz' dediğine göre, çok iyi biliyor.

Toplantı saat 13.30 sıralarında başlamış, 3 saat sonra sona ermiş.

Başkan Karaduman çıkışta, 'Ülkemizde ve dünyada meydana gelen olayları konuştuk. Bugün de dünyada ve Türkiye'deki ekonomik sorunları konuştuk' şeklinde bir açıklama yapmış.

Bu 'oluşum'un bir dernek olmadığını biliyoruz.

Dernekler Masası'nda bir kaydı yok çünkü.

Dernekle eş bir tüzel kişiliğe sahip olmadığını da biliyoruz; oda, sendika, meslek örgütü, cemiyet gibi...

E, ne o zaman?

En iyimser tahminle, bir 'think tank' kuruluşu olduğunu söyleyebiliriz ki, mezkur örgüt 'faaliyet kalemleri ve biçimi' itibariyle, bir think tank kuruluşunun amacını da aşıyor.

Hadi diyelim ki, bizim için, bizim adımıza, toplanıp, ülkemizde ve dünyamızda meydana gelen olayları konuşuyorlar, 'ufuk açıcı' çözüm önerileri sunuyorlar.

Bizim niçin haberimiz olmuyor bundan?

Buldukları çözüm önerilerini niçin kamuoyuyla paylaşmıyorlar?

Think tank kuruluşları, malum, güvenlik derecesi yüksek konuları da tartışsalar, bir tür 'açık alan hizmeti' sunarlar ve 'akademya'yla da mutlaka dirsek teması halindedirler.

Devlet içinde örgütlenmiş olanları, elbette bunun dışında tutuyoruz.

Madem öyledir, 'Encümen-i Daniş' niçin kendini kamuoyuna kapatıyor ve faaliyetlerini 'gizlilik' içinde yürütüyor.

Bizim bilmediğimiz türden bir 'devlet görevi' mi söz konusu yoksa?

Böyleyse, kim onları görevlendirdi?

Diyelim ki kendi kendilerine gelin güvey olup, 'devleti yönetenlere yardımcı olmak' babından her ay böyle bir zahmete giriyorlar...

Bu zahmetlerinin sonucunu niçin bütün devlet yöneticileriyle paylaşmıyorlar o halde?

Sezer'le paylaşıyorlar da, Gül'le niçin paylaşmıyorlar?

Ecevit'i, Demirel'i bilgilendiriyorlar da, Erdoğan'ı niçin bilgilendirmiyorlar?

Buldukları çözüm önerilerinin Gül ve Erdoğan tarafından düşman devletlere satılacağından mı korkuyorlar?

Başkan Karaduman, 'Ekonomik sorunları konuştuk' demiş...

Hadi iyi niyetimizi kuşanalım, 'Emekli Paşalar çok mu anlar ekonomiden?' demeyelim.

Şunu soralım:

Toplantıdan ne tür bir 'hayırlı sonuç' istihsal edildiğini bu kez kamuoyuyla paylaşacaklar mı?

Bakalım, ekonomik krizin aşılması konusunda 'Encümen-i Daniş'in fikri neymiş?

Star Gazete