Belucistan'da vatanperverlik

 



Benim ayım herkesin ayıdır; bu şâirane ifade, âşık ve mâşuk arasındaki sevgi ifadesiyle sınırlı değil artık; zamanın ilerlemesiyle, Belucistan gibi samimi ve hakikatperver topraklar için daha uygun ve daha şık durmaya başladı. Hürmüz Boğazı'nın kuzey kanadında bulunan Belucistan şüphe yok ki herkesin ay'ı oldu. Dünya petrol arzının büyük bir kesiminin geçtiği alan burası. Dahası, tabiî kaynaklar bakımından tanrı vergisi bir zenginliğe sahip: Hesaplamalara göre 19 trilyon metreküp doğalgaz, 6 trilyon varil petrol rezervi var. ABD, Rusya ve Hindistan dâhil pek çok ülke, Belucistan'ı stratejik önemde bir nüfuz sahası olarak görüyor. 

Stratejik önem-i haiz Belucistan'ın uluslararası alanda fark edilmesi, sâkinlerini sükûnet ve huzurlarından etti, sûni olarak üretilmiş davalara ve mûsibetlere düçâr etti. Acımasızca patlayan bombalar, zâlimce delip geçen kurşunlar bu toprakların sükun ve huzur ikliminden başka bir şeyi hedef almış değil. Birkaç gün önce tüm gazeteler ve elektronik medya mecrâları Güney Asya Oyunları'nda altın ve gümüş madalya kazanan Belucistanlı iki boksörün, Naimatullah Han ve Muhammed Vâsim'in haberleriyle doluydu. Bu fırsatla konuşan sporcular, ülkeleri Pakistan için madalya kazandıklarından dolayı mutlu olduklarını, anavatanlarının daha fazla saygı görmesi için aynı ruhla gelecekte daha çok çalışacaklarını söylediler. Gümüş madalya kazanan Vâsim, Pakistanlı olduğu ve bir Hindistanlı boksöre karşı müsabaka yaptığı için finalde kendisine âdil davranılmadığını söyledi.

Fakat öte yanda, Batıda saray gibi evlerde, hayatın tüm lüks ve lezzeti içinde yaşayan zâtı kendinden menkul Beluci liderlerin propagandaları var. Belucistan halkının Pakistan'dan ayrılmak istediğini söylüyorlar. İroniktir, bu çeşit liderlerin pek çoğu, fakir bir Beluci için vaka-i adiyye hükmündeki meşakkatlerin zerresini tatmış değiller. Kendilerini Belucistan bağımsızlık hareketinin liderleri olarak takdim ediyorlar. Pakistan federal hükümetinin Belucistan halkını temel insan haklarından mahrum bıraktığını iddia ediyorlar. Yukarıda isimlerini andığımız iki boksör, Belucistan'da sokaktaki insanı temsil etmekteler ve medyaya söyledikleri şeyler, Belucistan Bağımsızlık Hareketi liderlerinin görüşlerini hükümsüz kılmaktadır.

Belucistan'da hukuk ve düzenin kötüye gitmesi, Belucistan halkından kaynaklanmıyor. Ki Pakistan'ı zayıflatma teşebbüsünden başka bir şey değildir. Belucistan'a sevgisi olmayan bordrolu bir avuç terörist, FATA'da, Kuzeybatı Sınır Eyaletinde ve Karaçi'de yaptıkları gibi yine yabancı çıkarları koruyor. Bu bağlamda en önemli rolü Pakistan-Afganistan sınır boyundaki Hindistan konsoloslukları oynuyor. Bu gereksiz Hinditan konsoloslukları Hindistan istihbarat faaliyetlerine üs sağlıyor ve Belucistan'daki eğitimli militanların sevkini gerçekleştiriyor. Celalabad ve Kandahar'daki Hindistan konsoloslukları Belucistan'a para pompalıyor. ABD Dışişleri Bakan yardımcısı William Burn'ın ifadesi, bu bakımdan çok güçlü bir delildir. Yaptığı son açıklamalardan birinde Hindistan hükümetinden “Celalabad'daki konsolosluklarının sayısını azaltmasını” istemişti.

Belucistan'daki yabancı parmağının bir diğer delili, Han Kalat'ın ifadeleridir. Londra'da “Bağımsız Belucistan Konseyini” kurarken, daha önce yardım ve işbirliği sunacakları vaadini vermiş “aynı fikirdeki dost ülkelerden” destek aldığını söyledi. Bu ifade, Hindistan istihbarat teşkilatı RAW'ın eski ajanlarından B Raman'ın “bağımsız bir Belucistan mücadelesi, henüz tamamlanmamış taksimin bir parçasıdır” sözleriyle birlikte ele alındığında çok daha kolay anlaşılmaktadır.

Hindistan'da Pakistan'a karşı duyulan derin husûmet, Pakistan'ın yüzyüze geldiği birçok problemin ana kaynağıdır. Çoğu Pakistanlı Hindistanla iyi ilişkileri desteklemesine rağmen, bu arzuları Hindistan'ın ileri gelenleri nezdinde hiçbir zaman karşılık bulmadı. Uluslararası baskının Hindistanı Pakistanla barış görüşmelerine zorladığı, şu yakınlarda gün ışığına çıktı. Pakistan halkı için iyi haber bu ama Hindistan liderlerini “Pakistan, Mumbai trajedisine bulaşan failleri Hindistana versin” şarkısını tekrarlarken görmeleri tüm neşe ve mutluluklarını kaçırdı. Bu zaman zarfında, Hindistan ordusunun işgal altındaki Keşmir'de yaptığı insan hakları ihlalleri daha bir aleni hüviyet kazandı. Hindistan'ın bölgedeki nüfuzu kısıtlanıp denetim altına alınana dek Belucistan'daki durum asla normale dönemez. Bu bakımdan âcilen atılması gereken en önemli adım, Pakistan-Afganistan sınırı boyunca gereğinden fazla açılan Hindistan konsolosluklarının kapatılmasıdır. Bölgeye yönelik menfur Hint tasarımlarına karşı tetikte olmak, Güney Asya'da kalıcı barış görmeyi arzuladıklarını iddia eden güçlerin mes'uliyetindedir. Şayet Hindistan Belucistan'a müdahil olmayı sürdürürse, durum sadece Pakistan için değil İran ve sonraki aşamada Çin için de tehlikeli bir hal alacaktır.

İran'ın Pakistan sınırı tarafında büyük bir Beluci nüfusu var ve Hindistan'ın bağımsız bir Belucistan yaratarak Pakistanı zayıflatma arzusu İran'a ağır bir mâliyet yükleyecektir zira Büyük Belucistan haritası Sistan eyâletini de kapsamaktadır. Pakistan ve İran, Hindistan tezgahının tam olarak farkındalar ve her iki ülke silahlı kuvvetleri Hindistan arzularına karşıt denge olabilecek kapasitedeler ama mevcut durum, Pakistan hükümetinin dikkatini daha fazla yoğunlaştırmasını talep ediyor. Belucistan halkının hayatını iyileştirmek için elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. Beluciler siyasi, iktisâdi ve eğitim-öğretim bakımlarından tatmin edilmedikleri takdirde sözümona “özgürlük savaşçılarının” tezgahlarını göğüsleyebilecek bir konumda olmayacaklar. Beluci halkı ve federasyon arasındaki güvensizlik havasını âcilen yok etmek gerekiyor. Beluciler şüphe yok ki tıpkı diğer eyâletlerde olduğu gibi en samimi ve en vatanperver Pakistanlılardır fakat sosyal ve siyasi problemlerinin üzerine ilave olan Hint propagandası, hislerini kirletebilir. Gerçek ve asli Beluci liderlerin siyasi taleplerine kulak kabartılmalı ve bu talepler müzakereler yoluyla kabul edilmelidir. Hindistan'ın Belucistan'da huzursuzluk çıkarma amaçlı tasarımlarına karşı onlara itimad edilmelidir. Gwadar Limanı kalkınma programı, Belucistan'a refah getirecektir; dolayısıyla da öncelikli olarak tamamlanması gereken bir programdır. Gwadar Limanı projesinden azami faydayı sağlamak, yerli Beluci halkın mânevi hakkıdır. İktisâdi bakımdan güçlenmeleri için yeni işler ve mevkiler yaratmalıdır. Pakistan hükümeti, çoğu Beluci'nin, arzularına göre kat kat büyümelerine asla izin vermeyen Serdari sistemden beslendiğini gözardı etmemelidir. Serdari sistemin pençelerinden kurtulmaksızın müreffeh ve barışçıl bir hayat kuramayacakları kanaatini taşıyorlar.

Farklı Beluci siyasi liderler, önceki Pakistan hükümetlerini Belucistan'daki siyasi liderleri gözardı etmekle ve Serdarlara manasız bir şekilde önem vermekle suçluyorlar. Bu nevi şikayetler mümkün olduğunca çabuk giderilmelidir. Belucistan halkı, hukukun ve düzenin sağlanması için geçmişte Belucistana gönderilen askerlerin geri çekilmesini istiyor. Bu talep de mümkün olan en kısa sürede kabul edilmeli ve bu askerler, sınır muhafızlarıyla değiştirilmelidir.

Belucistan halkı kendi kültürü olan bir halktır. Kendilerine mahsus gelenek ve değerleri var. Tarih bize göstermektedir ki, şayet onlara güvenilir ve itimad edilirse, en iyi dostlar ve en güvenilir yoldaşlardır. Her daim namusludurlar ve topraklarına sâdıktırlar. Güven ve itimad adına sahip oldukları her bir şeyi ve herşeyi fedâ edebilirler. Pakistan onların anavatanıdır. Bu toprağın çocukları anavatanlarından derin ve müşfik bir sevgi bekliyor.

Kaynak: Pakistan Observer

Yazar hakkında: Pakistanlı analist

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın