Bedeli ne olursa olsun 'peçeye hayır'

Fransız Parlamentosu'nda geçen hafta kadının peçe takmasının yasaklanması etrafında yaşanan son oylamayı okuyalım. 350 milletvekili yasak lehinde oy kullandı. 

Sadece 1 milletvekilinin karşı oy kullanmasının yanı sıra 2 milletvekili çekimser kaldı. Sadece 1 milletvekili yasağı yanlış buldu.

Dünyanın, bireysel özgürlüklere en fazla inanan ve savunan parlamentolarından birinde ender rastlanan bir durum bu. Taslak gelecek eylül ayında senatonun oylaması sonrası yasallaşacak. Yasa peçeyi yasaklıyor ve takana 150 Euro ceza kesiyor. Koca veya baba gibi kadını peçe takmaya zorlayanı ise 30 bin Euro ödeme ve 1 yıl hapisle cezalandırıyor. Kız küçükse ceza ikiye katlanıyor.

Sadece parlamenterler değil, Fransızların genelinin peçeye karşı aşırı bir nefret duygusu taşıdıkları kesin. Peçenin yasaklanması tarihî bir kazanım olarak görülecektir; ancak ben cezaları belirleyenlerin peçenin özelliklerini açıkladıklarını sanmıyorum. Peçe yüzün tamamen örtünmesi anlamına gelir. Bu yüzden reddedilmektedir. Yüzü açık tuttuğu için başörtüyü istisna tuttular.

Peçeyi az sayıdaki aşırılıkçı Fransız Müslüman kadın ve Körfez ülkelerinden gelen turistler giyiyor. Peçelinin 1 km mesafeden tespit edilmesi kolay. Fakat örneğin iki gözü ve yüzün bir kısmını gösteren burka gibi diğer tasarımlar ne olacak? Peçe ile başörtü arasında orta bir yerde olan ve kadının yüzünün alt kısmını örten yarı peçe ne olacak? Ceza da yarısı mı olacak yoksa peçe olarak görülmeyecek mi?

Esasında İslam toplumu içinde hassas, çözümsüz ve tartışmalı olan konunun çözümsüzlüğü bir yana Fransa'nın peçeyi bir sorun haline getirerek ilkesel açıdan hata ettiğini düşünüyorum. İlkesel açıdan kıyafet, özgürlüklerin kurucusu ve amansız savunucusu olarak görülen bir ülkede hâlâ en kişisel meselelerden. Peçe giyme özgürlüğünün anlamının burada karışık olduğunu biliyorum. Acaba peçe mi bireysel bir hak ve pratik bir özgürlük, yoksa peçenin kendisi mi kadının hak ve özgürlüğünün karşısında?

Burada dünya Müslümanlarına en fazla açılımcı olarak görülen Fransa'dan ve Müslümanlarından bahsettiğimizi hatırlatırım. Fransa'nın Müslüman kadınları da en az peçe takan Müslümanlardır. Belki de Fransa'da Batılı ülkeler arasında en fazla Müslüman neslin yaşadığını ve oradaki Müslümanların davranışlarının sayılarının büyüklüğüne rağmen daha iyi olduğunu zikretmem yararlı olacaktır. Britanya'da Müslümanlar arasında daha fazla aşırılıkçı bulunmaktadır. Amerikalı Müslümanlar muhalif siyasi çalışmada daha etkindir. Fransa Müslümanlarının sicili Hollanda, Belçika ve İtalya Müslümanlarının sicilini etkiliyor. Fransa'da fikrî, siyasî ve askerî olarak karışık şu zamanda kısmen iyi bir dinî ve siyasî sicille yaşayan 5 milyon Müslüman var. Bu durum kendilerine yönelik getirilen sınırlamaları haksız kılıyor.

Fransız hükümeti için en iyisi, paralarını ülkenin her yerinde örtülü kadın aramaya harcamak yerine Müslüman kadınları hakları hususunda bilinçlendirmeye ve aşırılıktan korumaya harcamasıydı. Peçenin yasaklanması en iyi durumda kamusal alanda birkaç kadını peçe giymekten alıkoyacaktır. Aşırılıkla mücadele eğitimle ve kendilerine yönelik olumsuz propaganda ve yasalar sebebiyle hedef olduklarını düşünen Müslüman kuşaklarla bağlantı kurarak olur. Fransa'yı polis ve baskı devleti değil, bir kültür ve özgürlükler ülkesi olarak bildik. Peçenin yasaklanması yasasından istifade edenler her iki taraftaki aşırılıkçılardır. Bu yasayı şiddete ve intikama teşvik etmek için kullanacaklardır. Londra'da Arapça yayımlanan El Şarkulevsat gazetesi, 18 Temmuz 2010

Kaynak: Zaman