CNN Türk'te Ankara Kulisi programımızda Murat Yetkin'le birlikte konuk ettiğimiz CHP lideri Deniz Baykal, önemli saptamalar ve iddialarda bulundu.
Baykal'ın dikkat çeken açıklamalarından biri, açıkça polise güvenmediğini söylemesiydi.
CHP Genel Merkezi'nde Algan Hacaloğlu'nun makamında bulunan dinleme cihazıyla ilgili sorumuzu yanıtlarken, pazartesi günü bu konuda detaylı bir açıklama yapacaklarını belirten Baykal, "Polise neden başvurmuyorsunuz?" diye sorduğumuzda şu karşılığı verdi:
"Polise güvenmiyoruz. Bunu söylemek çok acı ama gerçek bu. Önce biz inceleyeceğiz."
Ana muhalefet liderinin televizyondan emniyet teşkilatına güvenmediğini açıkça söylemesi, üzerinde durulması gereken bir durum. Bunun nedenini sorduğumuzda CHP lideri Baykal, emniyet teşkilatında farklı bir kadrolaşma olduğunu vurguladı ve "Bu güvensizlik yaratıyor. Maalesef bir güven sorunumuz var" dedi. CHP lideri, bu kadronun çok yüksek bir teknoloji kullanarak dinlemeler yaptığını öne sürdü.
Faşizme gidiş
CHP lideri Baykal'ın önemli iddialarından biri de AKP iktidarının faşizme doğru gittiğiydi.
Baykal, Türkiye'nin tek parti hegemonyasına doğru gittiğini, AKP iktidarının çoğunluğuna dayanarak bir tek parti hegemonyası oluşturmaya yöneldiğini kaydetti. Baykal, önce Cumhurbaşkanlığı'nın, "düşürüldüğünü", sonra üniversitelerin "düşürüldüğünü" ve ardından da yüksek yargı dahil olmak üzere yargının bir bölümünün aynı hegemonya anlayışıyla kontrol altına alındığını vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı ve üniversitelerde yapılan seçimin, Anayasa ve yasalara uygun olduğunu anımsattığımda ise şu yanıtı verdi: "Faşizme giden yollar da yasalara uygun döşenmiştir. Türkiye tek parti hegemonyasına gidiyor."
Gül'e eleştiri
CHP lideri Baykal, "2009 yılında yeni anayasa yapılmalı" diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de ağır eleştirilerde bulundu. Gül'ün yeni anayasa talebinin de aynı hegemonyayı kurmaya yönelik olduğu iddiasında bulundu.
Baykal, Gül'ün yeni anayasa talebini dile getirmesindeki amacın, laikliğin temel anlayışını değiştirmek, anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirilebilir hale getirmek ve ulusal bütünlüğü ayrıştırmaya yönelik düzenlemeler yapmak olduğunu ifade etti. Baykal, iktidarın terörle uzlaşmaya çalışarak bu yönde adımlar atmaya gayret gösterdiği iddiasını da sözlerine ekledi.
TRT'nin Kürtçe yayını
Baykal, TRT'nin 24 saat Kürtçe yayına geçmesini de eleştirerek anadilde yayının devlet eliyle yapılmaması gerektiğini savundu.
Anadilde yayının bir kamu hizmeti olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Baykal, bunun kamusal bir hak değil, bir özgürlük olarak algılanması ve devlet dışında özel sektör tarafından yapılması gerektiği görüşünü dile getirdi. Farklı anadillerde kamusal yayın yapılması halinde bunun bir kamu hizmeti ve hakkı olarak görüleceğine, diğer farklı etnik gruplar bakımından da talep hakkı doğuracağına işaret etti, ayrıca kamu yayını bir kamu hizmeti olarak algılanacağı için ardından eğitimde de farklı dillerin kullanılması talebinin gelebileceğine dikkat çekti. Devletin özgürlüklerin önünü açmakla hükümlü olduğunu, bunu sağladıktan sonra yayınların özel girişimciler tarafından Anayasa ve ilgili yasalara uygun olarak yapılması gerektiğini savundu.
Baykal, çizdiği bu tablo nedeniyle yerel seçimlerin çok önemli olduğunu, seçmenlerin yerel yönetici seçmenin ötesinde, bu gidişi dikkate alarak oy kullanmalarını istedi. Baykal, normalde AKP'nin yerel seçimlerde yüzde 47'nin üzerinde oy almasının beklenmesi gerektiğini, ancak bunun altına düşmesi halinde iktidarın zemin kaybetmeye başladığı sonucunun ortaya çıkacağını vurguladı.
Kaynak: Milliyet