Geçen hafta TUSİAD, 'yeni bir anayasa hazırlamanın artık zorunlu hale' geldiğini yinelemiş ve Anayasa Konvansiyonu kurulmasını istemişti ya, Baykal da hemen "Son günlerde birdenbire tekrar çok şaşırtıcı çevrelerden yeni bir anayasa talebi ortaya atılmaya başlandı" diyerek araya girdi.
CHP Genel Başkanı, salı günkü grup konuşmasında, bu iktidarın yarattığı ortamda yapılacak anayasanın, laikliği güvenceye alacak ve Türkiye'yi çağdaş bir toplum olma doğrultusunda hızlandıracak bir anayasa olamayacağına inandığını söyledi. Ona göre, Anayasa'nın değişmesini isteyen iyi niyetliler 'kullanılmaktadır'!
Baykal, "Türkiye'yi hiçbir şekilde kolayca teslim alamayacaklarını bilmeleri lazımdır" diye AK Partililere seslendikten sonra, halka sormaktadır: "Türkiye ne olmak istiyor? Çağdaş bir toplum mu olmak istiyor, yoksa Humeyni bozuntusu bir Ortadoğu İslam devleti mi olmak istiyor?"
Açıkçası Baykal, AK Parti iktidarı döneminde anayasa'nın konuşulmamasını istemektedir; çünkü bunlar, anayasa'yı değiştirelim derken, demokrasinin temel ilkelerini ortadan kaldıracaklardır!
Yıllardır, özellikle 2002 seçiminden sonra halkımızın 'anayasa kapanına' sıkışmış olduğunu, bu anayasanın bütünüyle değiştirilmesi gerektiğini birçok kez yazdığım için, Baykal'ı can kulağı ile dinledim, yetmedi bir kez de konuşmasının metnini okudum.
Kendime sorduğum soru şu oldu: Bu anayasa yürürlükteyken mi Cumhuriyet'in temel ilkelerine daha kolay zarar verilir, yoksa yeni anayasa yapılırken mi? Şüphesiz yürürlükteyken, çünkü kimsenin özel gayretine gerek yok, bu anayasa her gün memleketi geriye itmektedir!
Baykal halkımızın, bu anayasa yürürlükteyken, 'Türkiye'yi çağdaş, laik bir demokratik cumhuriyet olarak' yaşatacak gücü olduğuna inanıyor ve 'vatandaşların çağdaş bir toplum olma iradesini, bizde bu iradenin olmadığını zannedenlere karşı ispat edeceğine' güveniyor da, anayasa değiştirilmeye kalkışılırsa, Cumhuriyet'in temellerinin yıkılmasını önlemeye halkın gücünün yetmeyeceğini sanıyor!
Zahir bu güce sahip halka, "Biz Anayasa'yı değiştireceğiz, sen uslu uslu otur" denilecek, o halk da anayasa değişikliğiyle ilgilenmeyecektir!
Sanırsınız ki; Baykal'ın tanımladığı 'bu duruma' başka bir anayasayla geldik de, şimdi yeni yürürlüğe giren bu anayasayla 'bir kez daha sınava' girecek ve başarılı çıkacağız.
Gerçekte CHP yeniden kurulduğu 1992 yılından başlayarak, bu anayasanın değişmesini istemeli, iktidarda kim olduğuna, Meclis'teki koşulların olanak verip vermediğine bakmaksızın, yeni anayasanın ilkeleri hakkındaki düşüncelerini halkıyla paylaşmalıydı.
Bugün de CHP'ye yakışan, anayasa'nın değişmesini isteyenlerin önünde yer almasıdır.
Kaynak: Radikal