Batı'yla ilişkiler kime emanet?

Yabancı basında çıkan bir yazı veya haberi makaslayıp, bakın bizim için böyle diyorlar türü ucuzculuk sıklıkla yapılır. Hangi yayının, hatta hangi yazarın, düşünce kuruluşunun hangi toplumsal eğilimi, ne türden siyasi denklemi temsil ettiğine bakılmaksızın alıntı yapılması, hem başta ABD olmak üzere (çoğunlukla buradaki yayınların alıntılanması söz konusudur) Avrupa'yı anlamayı engelleyici işlev görür. Beri taraftan da bu merkezlerde çıkan her yazı ve kanaati büyük puntolu başlıklarla taşımak başka bir kompleksi ifade eder. Sadece ekonomik, siyasi gibi güçlü oldukları alanlarda bir tarafa, kültürden gündelik hayata dair bizimle ilgili, ilgisiz her yazının yansıtılış biçimi derin bir aşağılık duygusunu yansıtır.

Bunca girizgahtan sonra yine Batı'da, Amerika'da yayınlanan bir yazı üzerinden yorum yapmak tuhaf karşılanabilir. Ne var ki tüm söylenenlere rağmen Batı'daki politik tartışmalardan entelektüel olanlarını da takip etmenin, okumaya çalışmanın zaruri olduğunu belirtmeliyim. Batı okuması yapmadan kendimizi de okumamız zor. Sonuçta yaklaşık iki yüzyıllık tarihimizin bir şekilde Avrupa ile ilişkilendirilmeden anlaşılması mümkün değildir.

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...