Batı'nın Özbekistan'ı Rusya'dan kurtarma çabası

 
Batı, eskiden olduğu gibi yine de Özbekistan'ı Rusya'nın etkisinden kurtarmak için çaba sarfediyor. Özbekistan hiçbir açıklama yapmadan Avrasya Ekonomi Örgütü'nden (YevrAzES) ayrıldı. Doğrudur, birçokları, Ekim ayının ortalarında Taşkent'in örgütten ayrılacağını tahmin etse de, Özbeklerin "Rusya yanlısı" teşkilat ile bağları koparacağına çok az kişi inanmaktaydı.
 
Böyle bir önemli adımın sebebi nedir? Son dönemde Özbek yetkilileri tarafından YevrAzES teşkilatının "etkili çalışmadığına" dair eleştirilerinin arttığını belirtelim. Şu anda ise bu açıklamalar doğrulanmış oldu.
 
Bununla beraber devlet başkanı İslam Kerimov, onun faaliyetine gerek kalmadığını ve kollektif güvenlik teşkilatının (ODKB) içerisine katılabileceğini belirtmişti.
 
Ancak mesele sadece örgütün etkili çalışmadığı ile izah edilemez. YevrAzES teşkilatının 2001'de kurulduğunu, milletlerarası ekenomi teşkilatı olduğunu, Rusya ve Belarus dışında da üyelerinin bulunduğunu ve onların içerisinde Türkmenistan dışında tüm Orta Asya devletlerinin yer aldığını hatırlatalım. Gözlemci kısmında ise Ukrayna, Moldova ve  Ermenistan da toplantılara katılmakta idi.
 
Örgütün temel hedefi gümrük birliğinin oluşturulması, tek ekonomi politikasının uygulanmasıdır. Herkesi özellikle de Rusya'yı hayretlendiren bu kararın, AB'nin Özbekistan aleyhine 2005 Mayıs ayında çıkardığı yaptırım kararını ilga etmesinden sadece üç gün sonra açıklandığını da hatırlatmış olalım. Belirtilen tarihte, Andican'da kanlı olaylar yaşanmış ve AB Özbekistan aleyhinde karar çıkarmıştı.
 
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, İslamcıların isyanı, diğer kaynaklara göre ise başka bir "renkli ihtilal" çabası idi. Neticede çeşitli rakamlara göre 200 ile 2 bin kişinin öldüğü belirtildi.
 
O zaman devlet başkanı Kerimov, Batı'nın talebini geri çevirmiş ve trajedi bölgesine "bağımsız" milletlerarası uzmanların gelişini engellemişti. Bu ise ABD ve AB'nin hiddetine sebep olmuştu. Özbek hükümet temsilcilerinin, Batı'ya seyahati yasaklanmış ve NATO silahları satılmamıştı.
 
Batı dünyası isyanı "otoriter rejime karşı muhaliflerin harekâtı" olarak değerlendirmişti. Ancak ülke, Batı yaptırımlarından fazla zarar görmedi. Çünkü Özbek doğalgazı yine de satılmakta idi, Kalaşnikov otomotik silahları ve diğer silahlar ise Rusya ve diğer ODKB ülkelerinden satın alınıyordu.
 
Bağımsız Rusya ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin tarihçesine göz attığımızda bunun her zaman aynı olmadığını görüyoruz. Taşkent bazen Rusya taraftarlarının yanında bazen de karşısında yer aldı. Şöyle ki 1990'lı yılların sonunda Özbekistan birçoklarının beklenmediği adımı atıyor ve Batı'ya yaklaşıyordu. 1999'da ise ODKB üyeliğinden ayrılıyordu. Bundan hemen sonra ise Rusya karşıtı GUAM birliğine üye oluyordu. (GUAM Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova'nın üye olduğu bir teşkilat)
 
Ancak onların Batı yanlısı bir teşkilat içerisinde yer almaları, sıradaki "renkli" ihtilali de engellemiş oldu. Gürcistan ve Ukrayna'dan farklı olarak Özbekistan'da isyan girişimi başarısız oldu.
Kerimov rejiminin daha yönetilebilir bir rejimle değiştirilmesi hedefleniyordu. O zamandan sonra Batı ile ilişkiler koparıldı, GUUAM teşkilatı da tekrar GUAM oldu. Özbekistan ise Rusya'nın yanına geri döndü, ODKB ve YevrAzES üyeliğini resmileştirdi.
 
Şu anda ise Avrupa bu yüzkızartıcı anlaşmazlığı unutmak kararına geldi. AB'nin ikiyüzlülüğü insanı hayrete düşürüyor. Şu anda onlar insan haklarının ihlal olunmadığı görüşünü resmen dile getiriyor.
Avrupalılar "insan hakları alanında" bu ülkede gelişme yaşandığını öne sürüyor. Böylelikle de AB resmi olarak hata yaptığını kabullenmiş oldu. Batı mantığı ile olaya yaklaşırsak Andican'da Özbek silahlı kuvetlerinin kimseyi kurşunlamadığını söylememiz gerekiyor. Sanki onlar sakin bir şekilde başkan Kerimov'un hediyelerini insanlara dağıttılar.
 
Batı'nın Özbekistan'a karşı siyasi tavrını değiştirmesinin sebebi ise aydındır. İlk defa Avrupa ülkelerinin yaptırım kararını ilga edebileceğini 1 Eylül 2008 tarihinde yani Güney Osetya olaylarından sonra dile getirdiklerini hatırlatalım. Onlar Rusya doğal gazına alternatif olan Nabucco'nun doldurulması için ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Proje Rusya'yı saf dışı bırakmakta ve Hazar havzası ülkelerinin enerjisinin Azerbaycan ve Gücistan üzerinden Avrupa'ya taşınmasını hedeflemekte.
 
Mesele öyle bir noktaya ulaştı ki, Almanya resmi olarak Andican sanığını ülkesine davet etti. Bu Özbekistan özel biriminin başkanı Rüstem İnoyatov idi. Önceden ise onun Avrupa'ya çıkışı yasaklanmış idi.
Muhtemelen Almanlar ona Andican sorununu hızlı ve insani bir yolla çözdüğü için teşekkür etmek istiyordu.
 
Bir de Alman uzmanların görüşüne göre, Avrupa'yı rahatsız eden başka bir mesele hava "koridorunun" temini meselesidir. Afganistan'da bulunan NATO askerleri bu koridor sayesinde temin olunmakta idi. Son zamanlara kadar "askeri olmayan 'yükler'in önemli bir kısmı Rusya üzerinden götürülmekte idi.
 
Şu anda ise Avrupa Birliği, Moskova ile ilişkilerin kötüleşeceği durumunda alternatif yollar üzerinde düşünüyor. Güney Osetya sorunundan sonra Rusya ile NATO arasında bağlar kopmuştur. Brüksel'de oturan strateji uzmanları, durumun daha da kötüleşeceğini hesaba katarak, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan ile bir temin etmeğe çalışıyor.
 
Muhtemelen Özbekistan'ı ikna etmek maksadıyla bu ülkeye kardeş Bulgaristan'ın başkanı Georgi Pırvanov geldi. Onlar Nabucco ve koridor meselesinden Rusya'ya karşı bir tutumun olmadığını iddia ediyor. Ancak Özbek liderin, Bulgaristan'ın bizim tarihimizde nankör bir rol oynadığını – buna birinci dünya savaşı da dahil – ve Batı'nın kurnaz planlarını bildiğini zannediyoruz. Her ihtimale karşe Kerimov'un cevabı kısa ve sert idi: "Özbekistan sadece Rusya'ya doğalgaz satıyor ve durumun değişmesini istemiyor."
 
O, Batı ülkelerinin zorunlu olarak onun yönetimi ile işbirliği yaptığını bilmekte. Ancak bu Kerimov'un Andican'da yaptığını bir daha yapmayacağı anlamına da gelmiyor.

Bununla beraber Taşkent, Moskova ile ekonomik ilişkilerini koparmayı düşünmüyor ve onunla yalnız başına işbirliği yapmayı düşünüyor. Kerimov, ODKB ile ilişkileri de devam ettirmeyi düşünüyor.
Çünkü bu teşkilatın kendisine her türlü yardımı yapabileceğini biliyor. Ancak her nasıl olursa olsun Özbekistan etrafında gelişen olayların dramatize edilmemesi gerekiyor. En kötü ihtimalle, Özbek doğalgazı Nabucco'ya ilave edilecek. Ancak bu da, Avrupa'nın "mavi altına" olan ihtiyacını karşılamak için yeterli değil. Hazar projesi tüm gücüyle çalışsa da Avrupa Rus doğal gazına ihtiyaç duymağa devam edecek.

Dünya Bülteni için çeviren: İbrahim Ali