Gazze savaşındaki insan hakları ihlalleriyle ilgili BM raporu Batı için de bir sınav. Batı'nın savaş suçları işlemekle suçlanan İsrail'e yönelik tavrı, insan hakları konusunda ne kadar samimi olduğunu açığa çıkaracak
Batı ülkelerin çoğunluğu, salı günü yayımlanan ve İsrail güçlerinin bu yılın başında Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında savaş suçları işlediğini teyit eden BM raporuna karşı ürkütücü sessizlik içinde. Raporu üç uluslararası hukukçudan oluşan nezih, tarafsız ve şeffaf bir komisyon hazırladı. Komisyona İsrail'le olan sıkı bağlantısıyla bildiğimiz Güney Afrikalı Yahudi bir yargıç başkanlık yapıyor. Peki demokratik değerleri ve insan haklarını desteklediğini iddia eden Avrupa hükümetleri niye suskun?
Fransa dışişleri bakanlığı bir tavır ortaya koymadan önce raporu iyice incelemek istediğini belirtti. Bu Fransa'nın hakkı, ancak benzer uluslararası raporlar ve özellikle de Darfur'da işlenen benzer suçlarla ilgili rapora karşı aynı yaklaşımı göstermedi. Avrupa hükümetleri bu konuya karşı nesnelliklerini ispatlamalı ve insan hakları sorunlarına bakışlarında çifte standart uyguladıkları yönündeki suçlamayı savuşturmalı.
Fransa neyi inceliyor?
Raporun uzun uzun incelenmesi gerekmiyor çünkü Batı ülkeleri İsrail'in Gazze'de abluka altındaki masum insanlara saldırdığını, simetrik olmayan savaşta aşırı güç kullandığını, yerleşim bölgelerine uluslararası yasak altındaki fosfor bombaları attığını iyi biliyor.
Özellikle de Fransa'dan, raporda yer alan her şeyi benimsemesini değil ama bu savaş suçlarına karışan generallerin, siyasilerin ve yetkililerin cezalandırılması işlemlerinin pratiğe dökülmesi yönünde
çalışma bağlamında daha güçlü tutumlar bekliyoruz.
Tıpkı Bosna'daki savaş suçları konusundaki benzer raporların uluslararası mahkemelere ve kurumlara sevk edilmesi gibi bu raporun da Uluslararası Adalet Mahkemesi'ne, Savaş Suçları Mahkemesi'ne, BM Güvenlik Konseyi'ne ve ilgili bütün kurumlara sevk edilmesi gerekir. İsrail'e insanlık karşıtı suçlara karışmış diğer bütün ülkelerle aynı şekilde muamele edilmesi, başkalarına uygulanan yasaların ona da eksiksiz uygulanması gerekir.
Suçluları parmaklık ardında görmek istiyoruz
Bosna savaşının Slobodan Miloşeviç'ten Rodovan Karaciç'e kadar liderliği gibi, Gazze savaşının
yetkilileri olan eski İsrail başbakanı Ehud Olmert, halefi Tzipi Livni ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ı, bu savaşı planlayan ve hayata geçiren bütün generalleri Lahey'de demir parmaklıklar arkasında görmek istiyoruz. İsrailli yetkililerin savaş suçlarının Bosna'daki benzerlerinin suçlarından daha kanlı olduğunu
söylersek abartmış olmayız. Zira İsrailli yetkililer birkaç gün içinde çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 1400 insanı öldürdü, binlerce evi sahiplerinin başına yıktı ve şu ana kadar Gazze'ye dayatılan abluka sebebiyle 60 bin kişiden fazlasını evsiz bıraktı.
Bu tarafsız uluslararası rapor bütün Batı dünyasını doğruluğu ve uygarlığının yanı sıra bizzat kendisinin kurulmasını ve yasallaşmasını sağladığı insan hakları sistemine ne kadar saygı duyduğu konusunda gerçek bir sınavla karşı karşıya bırakıyor. İsrail'i uluslararası yasaların ve hukukun üzerinde tutma ısrarı sebebiyle benzer sınavları kaybeden Batı'nın bu sınavı da kaybetmemesini umuyoruz. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 17 Eylül 2009)
Kaynak: Radikal