Yeni anlaşmazlıksa Kerkük meselesinden daha tehlikeli ve hassas. Zira Barzani Türklerin kırmızı çizgisini benzeri görülmemiş bir biçimde aştı. Erdoğan ve AKP hassas bir döneme yaklaşıyor.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağını açıklayacağı gün yaklaştıkça da karışıklık artıyor; adaylık kapısı pazar günü kapanıyor ve partililer yanlış hesaplar yapmamaya veya ordunun tutumunu dikkatsizce okumamaya çalışıyor. Ordu kendisini Mustafa Kemal Atatürk'ün 84 yıl önce kurduğu laik rejimin 'bekçisi' olarak niteliyor ve onun bıraktıklarını koruma sorumluluğunu üstlenmiş durumda.
Erdoğan Barzani'nin sözleri üzerine yaptığı sert açıklamasında, "Altından kalkamayacakları sözler söylemesinler. Yerlerini, konumlarını çok iyi tespit etmeleri gerekir. Sonra bu sözlerin altında ezilirler. Türkiye'yle sınırdaş olan Kuzey Irak, şu anda attığı bu adımlarla çok ciddi yanlışlar yapmakta ve bunun bedeli onlar için çok ağır olur" dedi. Mesaj gayet açık.
Acaba Barzani'nin Ankara'yla işleri yeni bir sürece taşımak istediği söylenebilir mi? Zira Irak'ın yeni gelişmelere gebe olduğu görülüyor ve bu gelişmeler Kürtlerin bölgesel çekişmelerin faturasını ödemelerini engelleyecek önlemler almasını gerektiriyor.
Yoksa bu sözler, dikkatli ve sakin bir Kürt siyasetçinin engelleyemediği bir dil sürçmesinden mi ibaret?
Barzani'nin açıklamaları aslında geçen şubatta kaydedilmiş ve Kürt liderin şu an Ankara'yı tahrik eden "Türkiye'nin birkaç bin Türkmeni desteklemek için Kerkük'e müdahale etmesi durumunda bizler de Türkiye'deki 30 milyon Kürt'e destek için harekete geçeriz" sözleri, Türk liderlerin Iraklı Kürtlere yönelik açıklamalarına ve müdahale tehditlerine tepki mesabesindeydi sadece.
Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un dediği gibi, diş macununu tüpten çıkardıktan sonra tüpe tekrar sokmak zordur. Karşılıklı tehditler Iraklı Kürtlerin Ankara'yla ilişkilerinin bir parçası oldu.
Maliki hükümetinin referandumun yapılıp yapılmayacağı konusundaki tutumu veya Erdoğan'ın Kürtleri 'bitirme' tehditleri ne boyutta olursa olsun, 140. maddenin uygulanmasının ertelenmesi ihtimal dahilinde.
Zira AKP hükümeti Barzani'nin açıklamasını veya dil sürçmesini,
Kuzey Irak'ta kapsamlı bir operasyona onay verilmesi karşılığında ordunun İslamcı Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına geçmesine göz yumması için kullanacaktır. Tabii ordu sadece PKK'nın kökünü kazımayacak, aynı zamanda Kuzey Irak'ın belirli bölgelerindeki istikrarı da vuracaktır. Barzani'nin Türkiye Kürtlerini destekleme tehdidini hayata geçirmesi durumundaysa Türk ordusu, Kürtlere doğrultulmuş bir kılıç olarak kalacak, Kürtlerin 140. maddeyi uygulayarak bu yıl sonunda Kerkük'te referandum düzenleme çabalarını başarısız kılacaktır.
Görünen o ki, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Riyad zirvesinde Erdoğan'la bir araya gelmesi elle tutulur bir sonuç vermedi. Irak parlamentosunun Kürdistan Koalisyonu başkanı Fuad Masum'un
belirttiği üzere Ankara, Kerkük konusunda bir soruşturma komisyonu göndermekte istekli değil. Bu yüzden tarafların gözleri Washington'da ama ABD'nin tutumu yakın zaman içinde belirginleşmeyecek