AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun Ankara temasları konusunda
söylenecek çok şey olmasına karşın, bugün bu sütunun el verdiği ölçülerde sadece bazı hususlara değineceğiz.
1- Bir önceki yazımızda Barroso'dan antidemokratları olduğu kadar, laiklik karşıtlarını da savan -özetle "çifte caydırıcılığa" dayanan- bir yaklaşım beklediğimizi belirtmiştik. AB Komisyonu Başkanı'nın TBMM konuşması bu açıdan hayal kırıklığı yarattı.
Barroso'nun dediği aslında doğru. Laiklik konusunda her Avrupa ülkesi kendi yolunu bulmuştur. Türban konusunda da bugün bir "AB standardı" yoktur. Fransa bu konuda katıyken, İngiltere değil. Almanya'da ise eyaletler arasında bile farklılıklar var.
Güven verebilirdi
Barroso yine de Avrupa'da din ve devlet işlerinin somut bir şekilde birbirinden ayrıldığını söyleyebilirdi, zira aksini gösteren bir örnek yok. "Kadınların başörtüsü takma veya takmama hürriyetlerinden" söz ederken de başörtüsünü tercih etmeyenlere daha fazla güven verebilirdi.
"Herkesin inançlarına ve görüşlerine hoşgörü gösterilmesi" çağrısı bu açıdan zayıf kaldı. Niyeti bu olmasa bile, bu sözler Türkiye'de "başörtüsüne destek" olarak algılanmaya müsaittir.
2- Bu eleştirimize karşın, Barroso'nun kapsamlı ve "didaktik" Meclis konuşması, Türkiye'nin AB için her açıdan büyük önem taşıdığını anladığını, bu nedenle de AB üyeliği yolunda Ankara'yı desteklediğini ortaya koydu. Barroso böylece, Türkiye'yi yermek için değil, aksine yüceltmek ve AB yolunda teşvik etmek için Ankara'ya geldiğini çarpıcı sözlerle gösterdi.
AB 'gülünç' buldu
3-Barroso'nun CHP ile temasında "AB'yi gerçekten istiyor musunuz?" sorusu bu parti açısından manidardı. Görüşmede AKP'yi kapatma davasını gündeme getirmemiş olması da manidardı. Barroso böylece, "Görüşlerinizi biliyoruz. Sadece AB'yi istiyor musunuz, istemiyor musunuz, onu söyleyin" demiş oldu.
Öte yandan, Baykal'ın "Biz uyardık, konuşmasında kapatma davasından söz etmedi" yaklaşımı AB diplomatları tarafından "gülünç" bulundu. Bu kaynaklar, 500 milyon nüfuslu bir AB'nin yürütme organının başkanı olarak Barroso'nun, "CHP'de sanılandan biraz daha 'sofistike' olduğunu" kaydettiler.
Bu arada, Barroso'nun bugüne kadar AKP davasına sadece sorulan sorular karşısında doğrudan değindiğini anımsattılar. Siyasetçilerden bu konudaki görüşlerini istemesinin ise "doğal" olduğunu kaydettiler.
Bahçeli 'uyumlu'
4- AB diplomatları, Barroso'nun MHP Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmeyi ise "son derece yararlı" buldular. Barroso'nun görüşmede, CHP'deki tavrının aksine, kapatma davasını çekinmeden gündeme getirdiğini söylediler. Bahçeli'den de bu konuda "hem fikir olduğu" görüşler dinlediğini belirttiler.
AB diplomatları, Bahçeli'nin parti kapatmalarının Türkiye'ye yarar getirmediğini çağrıştıran sözler sarf etmesinin, ayrıca parti olarak bu konudaki tasarılarını anlatmasının "aydınlatıcı" olduğunu kaydettiler .
Bahçeli'nin bu konudaki sözlerinin "AB kriterleriyle uyumlu" olduğunu da eklediler. Bahçeli'nin AB eleştirilerine gelince, "MHP'nin siyasi oryantasyonu düşünüldüğünde bunun normal olduğunu" kaydettiler.
Barroso'nun ziyaretiyle ilgili bazı izlenimler böyle. Yeri geldikçe başka izlenimlere de önümüzdeki günlerde değinmeyi umuyoruz.
Kaynak: Milliyet